Hafta içinde yaptıkları görüşmelerde Irak ve Suriye olmak üzere bölgeye ilişikin düşüncelerimizi muhataplarına iletme fırsatı bulduklarını belirten Başbakan Erdoğan, son derece ilkeli bir tutum sergilediklerini, bölgedeki gelişmelerde halkların taleplerinin arkasında durduklarını anlatırken şöyle dedi:

"Gizli ajanda ile hareket etmiyoruz. Filistin bizim bu tezimizin bir asırlık örneğidir. Irak ve Afganistan gibi ülkelerdeki hiçbir sorun lokal kalmıyor, tüm bölgenin istikrarını yakından ilgilendiriyor. Filistin meselesi çözülmeden bu bölgenin kalıcı barışa kavuşma imkanı yoktur. Irak huzur bulmadan, Lübnan, Suriye'nin sorunları bitmeden, bölgenin huzura kavuşma imkanı yoktur. Bu bölgede hiçbir ülkenin sırtını diğer ülkelere dönem lüksü de yoktur. Kuzey Irak'taki otorite boşluğu nedeniyle biz 30 yıl boyunca buradan yönelen terör nedeniyle ağır bedeller ödedik. Diğer bölge ülkeleri de bu meselelerin ceremesini çekiyor. Bizim gayretimiz tüm bölgeyi ilgilendiren sorunları, tüm ülkelerin gayretiyle çözüme kavuşturulmasıdır. Biz bu ülkelerdeki siyasi çekişmelerin tarafı değiliz, olamayız. Bölgesel huzurun tarafıyız ve insaniyet namına sorumluluklarını da üzerimizden atamayız. Etnik kökenine, dinine bakmaksızın, bölgede akan kanın durmasını, akan kanın son bulmasını istiyoruz. Türkiye hiçbir mezhebin karşısında da, arkasında da değildir. Türkiye mezhep çatışması üzerinden güç devşirmesi içinde hiç değildir. Tam tersine Türkiye 10 yıllardır devam eden meselelerin, aklı selimle sağduyu ile ele alınmasını, bir istişare ortamı oluşturulmasını savunan bir ülkedir. Bizim işimiz bize yeter, kimsenin içişlerine müdahelede gözümüz yok."

Fransa Senatosu'nda kabul edilen yasa tasarısına değinen Başbakan Erdoğan, tüm iyi niyetlerine rağmen Avrupa'da kendilerine karşı yapılan tutumu bir kenara not ettiklerini söyledi. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Burada Fransa olayına girecek değil, bugün o konuya Fransızım. Avrupa Birliği konusunda düzenlemeleri tek tek yapıyoruz. Bu yasanın altındaki asıl tehlikeyi bütün boyutlarıyla önümüzdeki günlerde çok ayrıntılı olarak paylaşacağız. Bu arada CHP ve MHP'ye, Meclis dışındaki muhalefet partilerine, STK'lara, medyaya bu konuda gösterdikleri dayanışma mesajları için teşekkür ediyorum."

"AK PARTİ İKTİDARINDAN NİTELİKLİ NESİL ÇIKAR"

Başbakan Erdoğan, "9 yılda nüfusumuz 9 milyon artmış. Her yıl 1 milyon artıyoruz. 2023' çok farklı yerde olacağız. Nüfusuzumun yüzde 50'si 30 yaşın altında. En büyük gücümüz burdan gelecek. Diyorlar ya en büyük gelceğimiz nitelikli nesil. Eyvallah, Ak Parti iktidarından nitelikli nesil çıkar. Onun için eğitimi birinci sıraya koyduk."

"BU YIL DA BÜYÜMEYE DEVAM EDECEĞİZ"

Euro bölgesinde 2012 yılında eksi büyüme beklendiğini belirten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu sürecin Türkiye üzerinde sınırlı etki yapacağını belirterek, "Euro bölgesi daralma beklerken, biz bu yıl da büyümeye devam edeceğiz. Avrupa'nın sorunları bütçe açıkları. Biz seçime giderken seçim ekonomisi uygulamadık. Ne gerekiyorsa onu yaptık. Biz milletimizle doğrudan iletişim kuruyoruz. Karşılıklı güven içinde yolumuza kararlılıkla devam ediyoruz" dedi.

Başbakan Erdoğan, sokak ve çarşının nabzını vermek için 2011'e ilişkin yeri verileri paylaşmak istediğini, bazı politikacıların bunu farklı yerlere çekmeye çalıştığını kaydederek şöyle devam etti:

"2010 yılında 52 bin yeni şirket kurulmuş, 13 bin şirket kapatılmış. 2011'de 54 bin şirket açıldı, kapanan şirket ise 15 bin oldu. Yani Açılanlar yine önde. İktidarı aldığımızda 91 bin otomotil satıldı. Otomotiv satışında büyük bir artış elde ettik. 2010 yılında 510 bin rakamına ulaşıldı. 2011'de 594 bin otomobil satışına ulaştık. Yıllık buzdolabı satışında yine tüm zamanların rekoru elde edildi. 2002 yılında 1 milyon satıldı, 2011 de 2 milyon 193 bin buzdolabı satıldı. Şimdi bir mevkidaşım önemli olan buzdolabının içine ne koydun o önemli diyor. Buzdolabını kimse süs için almaz, demek ki içine koyacaklarını alacak gücü de var. Çamaşır makinesinde benzer artış oldu. O siyasi lidere sesleniyorum. Şimdi de umarım içine ne koydun diye sormaz."

SELAHATTİN DEMİRTAŞ'A ULUDERE CEVABI

BDP Genel Başkanı'nın kendisiyle ilgiyi hiçbir dayanağı olmayan bir idida ortaya attığını belirten Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

"Güya Uludere'de operasyon bana sorulmuş. '50 kişilik grup var, içlerinde sivil var ne yapalım' diye bana sormuşlar. Ben de, 'Vurun' demişim. İşte bu seviyesiz, ahlaksız siyasettir. Ben hep diyorum ya; bunlar 5 koyunu ellerine ver güdemezler, kaybederler. Ya da tenhada kesip kebap yapma derdine düşerler. Bu iddianın içinde husumet, cahillik var. Ama daha da kötüsü bu iddianın içinde siyasi ahlaksızlık var. Böyle bir hezeyanı gündeme getirmek acziyettir. Siyaset, muhalefet üretemeyenler acziyet üretirler ve onun altında kalırlar. Bunu BDP'ye hatırlatmak isterim. Başbakan'a yönelik cahilce iddialar, BDP'nin Uludere için düzenlenen basın toplantısında kahkaha atması ahlaksızlığını örtmez. Biz güvenlik güçlerine genel çerçevede yetki veririz. O genel çerçeve içinde de güvenlik güçlerimiz, o genel çerçeve içinde yetkisini kullanır. Gerekirse bazı konularda bize danışabilir. Ama bunlar bugüne kadar böyle birşey yapmadığı; talimat bunlara dağdan geldiği için böyle yapmaları mukadderdir. Sürekli olarak adres olarak İmralı'yı gösteriyorlar. Sonra da muhatap alınmak istiyorlar. Biz sizi muhatap aldık, ama siz İmralı'dan haber almadan adım atamadınız. Ancak oralardan size müsaade gelirse siz adım atabilirsiniz. Ama biz sadece halkımıza sorarız, aldığımız yetkiyi de kullanırız,"

Başbakan Erdoğan, CHP'nin de acziyet içinde olduğunu en başından itibaren Uludere olayında BDP'nin peşine takılıp gitmekten hiç yüksünmediğini savunurken, "12 Haziran seçimlerinden önce CHP'nin lokomotif, BDP'nin da vagonu olduğun söylüyordum, Meğer BDP lokomotif, CHP vagonmuş. Bu tren artık nereye gider, onu milletimin takdirine bırakıyorum. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste derler Anadolu'da. Manşetle gelen manşetle gider, ayak oyunlarıyla gelen, ayak oyunlarıyla gider. Ama Allah var, biz Ak Parti olarak Kılıçdaroğlu'ndan çok memnunuz" dedi.



DHA(MV/İD)