Ekim ayı enflasyon rakamlarının dün açıkladığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, küresel ekonomideki olumsuzlukların devam ettiği bir dönemde uyguladıkları sıkı para ve maliye politikaları sayesinde enflasyonu kontrol altında tutmaya devam ettiklerini söyledi. Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch'in Türkiye'nin kredi notunu yatırım yapılabilir düzeye çıkarması ile ilgili olarak Başbakan Erdoğan, "Ülkemize yatırım için gelecek uluslararası sermaye açısından teşvik edici bir işleve sahip. Bu durdum borçlanma faizlerini düşürme konusunda da bizim elimizi güçlendiren bir araç durumundadır. Kararın açıklanması ile birlikte borsa tarihi rekor seviyeye ulaştı. Faiz oranları da 6,7 gibi en düşük seviyeye geriledi. Uzun zamandır hakkettiğimiz bu gelişmeyi olumlu buluyor ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum. Türkiye'nin kredi seviyesinin hakkettiği yerde bulunmadığını düşünüyoruz" dedi.


"MUHALEFET BAŞKA TELDEN ÇALMAYA DEVAM EDİYOR"

Türkiye'nin ekonomide ortaya koyduğu performansın gerek ülke içinde gerekse ülke dışında dikkatle izlendiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, "Muhalefet hala başka telden çalmaya devam ediyor. Kılıçdaroğlu ekonomi gazetecileriyle dün yaptığı söyleşide ekonomi ile ilgili çok kötü ve sorunlu bir tablo çizdi. Allah'tan bu görüşmeyi sabah kahvaltıda yaptı. Hükümetin ekonomik performansını yerden yere vurdu. Birkaç saat sonra Fitch gibi çok önemli bir uluslararası kuruluş 18 yıl sonra Türkiye'nin notunu bu seviyeye çıkartarak Türkiye ekonomisinin ne denli başarılı olduğunu ortaya koydu" diye konuştu.


KILIÇDAROĞLU'NA 'BAHTSIZ BEDEVİ' BENZETMESİ

Başbakan Erdoğan, "Bunu ben söyleseydim dün yine inanamayacaktı Kılıçdaroğlu. Allah'tan ki Fitch böyle bir açıklama yaptı. Bu açıklamayı yaptıktan sonra sen ne yaptın merak ediyorum. Ama sen buna da bir şey uydurursun tabi. Çünkü bu konuda çok kabiliyetlisin. Kılıçdaroğlu ne zaman hükümeti yerse dünyadan Türkiye'ye övgüler geliyor. Ülkesine bu kadar yabancı ülkesine bu kadar ilgisiz ir ana muhalefet partisi olabilir mi ? Buna önünü görememek mi denir ? Okuma körlüğü mü denir? Kendi ülkesine şaşı bakmak mı denir? Bunu ben milletimin takdirlerine bırakıyorum. Hani var ya tam bahtsız bedevi misali. Kılıçdaroğlu, bizim için 'Türk Lirası çok değerli diye, neredeyse göbek atacak' diyor. 'Doların değerini niye düşürüyor' diye soruyor. İşte ulusalcı kafa bu. Biz Türk Lirası'nın değer kazanmasından ötürü göbek değil, can atarız can" dedi.


'2023 VİZYONU' PATENTİ

Kılıçdaroğlu gibi '2023 Vizyonu' patentine sahip çıkmaya çalışan Bahçeli'nin de aynı şekilde bu hedefleri benimsediğini gördüklerini belirten Başbakan Erdoğan, "Bu da güzel bir gelişme. Bu arada telgrafımla tebrik ettim ama Bahçeli'yi MHP Genel Başkanlığı'na 6. defa seçilmiş olmasından dolayı kutluyorum. Bahçeli'nin konuşmasında patentine sahip çıkmaya çalıştığı 2023 vizyonuna ilişkin hiçbir somut hedefi milletin geleceğine dair somut tek bir öneri göremedik. Somut olarak 'şunu yapacağız 'de. Sadece kuru başlıklar var. Bu milletin geleceğine dair hiçbir perspektif sahibi olmayanlara diyoruz ki 'Bizi izlemeye devam edin.' 2023 vizyonunun artık milli bir hedef haline gelmesinden dolayı memnunuz. Muhalefetin bu tavrı aynı zamanda Ak Parti iktidarının 2023'e kadar süreceğini kabul edildiği anlamına geliyor" diye konuştu.


"3Y' İLE MÜCADELE EDİYORUZ

Yola çıkarken '3Y' ile mücadele ettiklerini belirten Başbakan Erdoğan "Yolsuzlukla, yoksullukla ve yasaklarla mücadele. Yoksa bizim elimizde sihirli değnek yok. Onlar gibi abra kadabra işlerini bilmeyiz" dedi


ŞEMDİNLİ'DEKİ SALDIRI

Hakkari'nin Şemdinli ilçesindeki saldırıya değinen Başbakan Erdoğan, "Şemdinli'de 11 yaşındaki bir evladımız şehit oldu, 18 vatandaşımız yaralandı. Bu caniler küçücük çocukların hayatına kast ederek nasıl kara vicdana sahip olduklarını gösterdiler. KCK konusunda hükümeti yerden yere vuranlar ise, bu caniliğe karşı üç maymunu oynadılar. Medya mensuplarının bazıları 'Başbakan çok sert konuşuyor' ne olacaktı? Elma şekeri mi dağıtacaktım. Diyarbakır Valiliği'nin önünde, yüzlerinde kin ifadesiyle devlete karşı aslan kesilenler, örgütün katliamları karşısında süt dökmüş kediye dönüyorlar. Devlet memurları karşısında panter kesilenler, üniversitelere, liselere, okullara yapılan saldırılar karşısında kağıttan kaplana dönüşüyorlar. Sıfatları ister siyasetçi olsun, ister belediye başkanı, ister milletvekili olsun. Masum insanlara karşı bu saldırıyı kınamayanlar, bu kanlı eylemin bir parçası haline gelirler. Yarım ağız saldırı kınayıp örgütü kınamayanlar başka bir şeyin parçası haline dönüşüyor. Biz meselelerimizi demokrasi içinde çözebiliriz. Artık terör bitsin, silah bıraksın dedikçe, bunlar kana, cana ölüme daha çok sarılıyor. Bunlar nekrofili hastalığına kapılmışlar. Cezaevlerinde zaten bedel ödeyen insanları, açlık grevine zorlamak vicdansızlık değil de nedir. Bunları açlık grevine sevk eden BDP ve terör örgütü. BDP "biz sizin açlık grevine gitmenizi istemiyoruz" desin. Bu insanlar sizin kanlı oyunlarınızın ölüm oyunlarınızın bir parçası olmak zorunda mı? Bu eylemler tamamen dışarıda siyasi faaliyet olarak yürütülmesi gereken bir mücadelenin genç bedenlere yüklenmesidir" dedi.


"TAZİYEYE GELEN İSTİSMARCILARA HADDİNİ BİLDİREN AİLEMİZİ KUTLUYORUM"

Örgütün kamplarında çocukları bulunan anne ve babalara seslenen Başbakan Erdoğan, "Sizlere çocuklarınızın üzerinden kendilerine saltanat kuranlara izin vermeyin. Bunlar sizi ve sizlerin çocuklarını kullanarak, taşeronluk görevlerini yerine getiriyorlar. Sizin çileniz, sıkıntınız üzerinden kendilerine parlak bir istikbal kurmanın içerisindeler. Kürt kardeşlerimizin meselesi de bizim meselemizdir. 10 yıldır yürüttüğümüz çalışmalar bu kardeşliğin bir neticesidir. Son olarak Şemdinli'de çocuklarının ölümlerinin sorumluları olduğu halde, ailemizi taziyeye gelen istismarcılara haddini bildiren ailemizi kutluyorum. Ancak bölgede bazı ailelerin çocuklarını okullara göndermediğini duyuyoruz. Bir ailenin çocuğuna yapacağı en büyük kötülük okulundan alıkoyarak cehalete

mahkum etmesidir" diye konuştu.


"İNŞALLAH O GÜNLER YAKINDIR"

Başbakan Erdoğan "Kürt kardeşlerim boykotlara, eylemlere itibar etmedikçe, terör örgütünü besleyen damarlar birer birer kuruyacaktır. Terörü, özellikle son dönemlerdeki bu sıçramalarını geride bıraktığımız zaman, Türkiye'nin ekonomide ve demokrasi de vites yükseltmesi, bir üst düzeye çıkması çok daha kolaylaşacaktır. İnşallah o günler yakındır. Biz geçtiğimiz 10 yılda ekonomimizi çökertmek, milletimizin iradesini ipotek altına almak isteyenlere, Cumhuriyetimizin içini boşaltmaya çalışanlara 'eyvallah' etmedik. Bugün de terörü kullanarak 2023 hedeflerimizden bize geride bırakmak isteyenlere asla fırsat vermeyeceğiz" dedi.


"YEREL SEÇİMLER 2014 MART'INDA YAPILACAK"

Yerel seçimlerin yapılacağı tarihe değinen Başbakan Erdoğan, "Artık biz 27 Ekim olayını geride bıraktık. Ve yerel seçimi de zamanında yapacağız. 2014 Mart. Madem ki böyle isteniyor, öyleyse 2014 Mart'ında yapılacak. Bizim endişemiz yok. Ama muhalefetin neden böyle şeylere karşı çıktığını, yalan yanlış şeyler söyleyerek, özellikle Ana muhalefet Partisi, bunu da izah edemeden bu işe karşı çıktılar. Ama bizim için bu noktada bir rahatsızlık yok. İnşallah 2014 Mart'ında normal zamanında yerel seçimi yapacağız" diye konuştu.


"MİMARIN, MÜHENDİSİN LOMDAĞI YERDE BELEDİYECİLİK HİZMETİ Mİ OLUR"

Büyükşehir statüsü elde eden illerdeki il özel idarelerini de kaldıracaklarını belirten Erdoğan, "İnşallah bütün bu atılan adımla birlikte ilçelerimizde, ilçe

belediyelerimiz, o beldeler, tabii ki büyükşehirlerde onların mahallesi konumuna geleceği için o hizmeti çok daha verimli ve çok daha etkin şekilde alacak.

Milletime sesleniyorum: Ana muhalefet Partisi'nin Genel Başkanı bir şeyler söylüyor. Bunlar belediyecilikten anlamaz. Bunlar bu işi yaşamış değiller. Bizde öyle belediyeler var ki belediye başkanından başka yanında personeli yok. Mimarı, mühendisi yok. Bir mimarın, bir mühendisin, bir çevre mühendisinin olmadığı yerde belediyecilik hizmeti mi olur Allah aşkına? O beldeler adeta muhtar gibi çalışıyorlar. Öyle muhtarlarımız var ki 10 haneye hizmet ediyor. Elinde mühürü var ya o hava ona yeter" dedi.


"MİLLETİN VERDİĞİ VERGİLERE HAKSIZLIKTIR"

Başbakan Erdoğan, "Hiç kimse, 527 nüfuslu bir beldede 26 memurla çalışan bir belediyenin devam etmesini savunamaz. Hiç kimse, nüfusu 328'e, 355'e, 367'ye düşmüş yerlerde belediyenin devam etmesi gerektiğini savunamaz. Bu, millete haksızlıktır. Milletin verdiği vergilere haksızlıktır "diye konuştu.


"MHP ADETA ARZUHALCİYE DÖNDÜ"

Başbakan Erdoğan, "İçeri girerken bir müjde daha aldım. Dediler ki MHP 7. gensoru önergesini de vermiş" Nihat Ergün Bey'e müjdeler olsun. Gensoru onunla ilgili. Eskiden adliye kapılarında arzuhalciler vardı. MHP adeta arzuhalciye döndü. O güzel daktilolar vardı ya. Daktilosunu herhalde TBMM önünde bir yerlere yerleştirdi. Oradan artık sürekli gensoru dilekçeleri yazıyor Meclis Başkanlığı'na. Başka bir görevi yok bunların. CHP ile yarışa girdiler" dedi.