Ataköy İleri Biyolojik Arıtma Tesisi'nin açılış törenine katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, tesisin, Türkiye'nin en büyük enerji ve katı yakıt üretebilen ileri biyolojik atık su arıtma tesisi olduğunu söyleyerek, 2009'dan itibaren start alan tesisin resmi açılışının bugün yapıldığını aktardı. Tesisin tam kapasiteyle çalıştığında günde, 600 bin metreküp atık su arıtarak, 2,5 milyon nüfusa hizmet vereceğini dile getiren Erdoğan, "Biz bu tesisi aslında, 1995'te Büyükşehir Belediye Başkanlığım dönemimizde yapmak istemiştik. Fakat dönemin hükümeti, buna müsaade etmedi. Yer tahsisi yapmayarak bize engel oldu. Hükümete geldiğimizde, hemen kolları sıvadık ve bu tesisi İstanbul'a kazandırdık" dedi. Erdoğan, Bakırköy, Bahçelievler ve Bağcılar'ın tamamının, Başakşehir, Küçükçekmece ve Sultangazi ilçelerinin bir bölümünün atık suyunun burada arıtıldığını, buradan çıkan çamurun kurutulup, yakıt olarak kullanılarak enerji üretildiğini anlatarak, tesisin çalışması sırasında ihtiyaç duyulan enerjinin önemli bir bölümünün yine tesisten karşılandığını belirtti. Arıtılan suyun ziyan edilmediğini, Ayamama Deresi'ne verilerek, buraya yeniden hayat kazandırdıklarını kaydeden Erdoğan, burada arıtılan suyun ise parklarda, bahçelerde ve sanayide kullanılarak değerlendirildiğini ifade etti.


"MEDYA ZUMLAR MISIN"

Erdoğan, kavanozlara konulmuş çamurlu ve arıtılmış su ile kurutulmuş ve balçık halindeki çamur örneklerini göstererek, "Ayamama Deresi'nde normalde akan su buydu. Medya zumlar mısın, ne yaparsan yap, bunu ana muhalefetin görmesi lazım. Çünkü kim çevreci, kim çevreci değil bunu görmemiz lazım. Şurada da gördüğünüz atık su arıtma tesislerinin kahir ekseriyeti (ezici çoğunluk), bizim iktidarımıza aittir, yerel yönetimlere. Çünkü belediyecilik bizim işimiz. Suyun geldiği hal bu. Bu da, ultra filtrasyondan geçen. Bunlar, kullanımda park bahçelerin sulanmasında rahatlıkla şu anda kullandığımız su. Sayın Kılıçdaroğlu, bak bu suyu artık İstanbul'da kullanıyoruz. Çevrecilik nedir diye öğrenmek istiyorsan İSKİ'nin rahle-i tedrisinden geçmen (ders alman) lazım. Tablo bu. Şayet bu tesis olmasaydı, yüzlerce, binlerce ton katı atık Marmara Denizi'ne akacak ve bütün İstanbul'u, bütün bölgeyi tehdit eden bir çevre sorununa yol açacaktı" diye konuştu.


"ORLANDO'DAKİ GİBİ, DEV PARK OLUŞUYOR"

1994 yılında Haliç'in temizlenme aşamalarını anlatan Başbakan Erdoğan, Haliç'teki balçığın, Alibeyköy'de kullanılmayan 650 metrekarelik bir taş ocağına pompa sistemiyle taşındığını kaydetti. Erdoğan, eski taş ocağına pompalanan çamurun ise burada süzülerek, suyun tekrar Haliç'e bir pompayla geri döndürüldüğünü belirterek, "Ama çamur orada kalıyor. Şimdi ne oldu burada biliyor musunuz? 650 bin metrekarelik bir park oldu. İnşallah 2013'ün 23 Nisan'ında, orada adeta Orlando'daki gibi, dev bir 650 bin metrekarelik çocuklarımız için orada bir park oluşuyor. Bu park oluştuğu zaman inanıyorum ki, İstanbul'da tüm aileler, yavrularına oralarda çok farklı etkinlikleri gösterecekler. İşte bu iktidarın yerelde, merkezde neleri yaptığını, neleri yaptığına muktedir olduğunu görmeleri bakımından çok önemli. Zaman zaman hala çıkıp 'Ne yaptınız?' diyenler var. Buyur işte, buyur. 'Ne yaptınız?' diyenlere cevap. Şurada sadece Ataköy, bu çevredeki yapılan düzenlemeleriyle birlikte bir çağ atlıyor" dedi. Şu anda Haliç'in Ayvansaray tarafında bazı çalışmalar yapıldığını, yeni bir adım daha attıklarını aktaran Erdoğan, Kuzey Deniz Saha Komutanlığı'ndan itibaren Haliç

Kongre Merkezi'ne kadar Ulaştırma Bakanlığı'nın yaptığı bir çalışmayla tünel ihalesi yapıldığını, araçların o tüneli kullanacaklarını, Haliç'in o kıyısını da bir kültür ve turizm vadisi haline getireceklerini ve bunun ihale hazırlıklarının yapıldığını anlattı.


"TOPLAM ARITMA TESİSİ SAYISINI 71'E YÜKSELTİYORUZ"

Erdoğan, Ataköy İleri Biyolojik Arıtma Tesisi'nin, bölgedeki çevre koruma projelerinden sadece bir bölümü olduğunu belirterek, "Bugün hizmete aldığımız Ataköy Çevre Koruma Projesi, diğer çalışmalarımızı, yatırımlarımızı destekleyen, 650 milyon dolar yatırım bedeli bulunan önemli bir proje. Proje kapsamında, Ataköy Havzası'nda yaşanan sorunları kalıcı şekilde çözmek için 290 kilometre uzunluğunda atıksu kolektörü ve atıksu şebekesi inşa ettik. Yine bu proje çerçevesinde Tavukçu Deresi'nin 11 bin 494 metrelik bölümü

ile Ayamama Deresi'nin bin 500 metrelik bölümünü ıslah ettik. Ayamama Deresi'nin 6 bin 500 metrelik bölümündeki ıslah çalışmaları ise devam ediyor. Bütün bu çalışmalarımızla İstanbul'un, 1994 öncesi yüzde 4.5 olan atık atıksu arıtma oranını, bugün yüzde 97'ye çıkardık. Önümüzdeki yıl 30 yeni arıtma tesisini daha devreye alarak, toplam arıtma tesisi sayısını 71'e yükseltiyoruz. Böylece, İstanbul'un atıksuyunun yüzde 100'ünü arıtma hedefimize ulaşmış olacağız" dedi. Katı Atık Düzenli Depolama Tesisi sayısını, 10 yılda

15'den 59'a çıkardıklarını anlatan Erdoğan, 2003 yılında belediye nüfusunun ancak yüzde 38'inin atık suları arıtılırken, şimdi bu oranın yüzde 72'ye ulaştığını, hedefin yüzde 100'e ulaşmak olduğunu vurguladı.


"BİR KISIM MEDYA VAR Kİ BU HEYECANI YAŞAYAMIYOR"

2023 hedefleri içinde İstanbul'un önemli ve özel bir yer tutuğunu söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti: "Önümüzdeki dönemde İstanbul'un Avrupa yakasında Karadeniz'le Marmara arasında 'Kanal İstanbul' adını verdiğimiz bir alternatif su yolu inşa edeceğiz. Bu projenin, İstanbul'un dünyadaki marka değerini katlayacağına inanıyorum. Ayrıca, İstanbul'un iki yakasında, iki ayrı şehir kuracağız. İstanbul'un Avrupa yakasına yılda 100 milyon kişiye hizmet verecek yeni bir havalimanı inşa ediyoruz. Avrupa ve Anadolu yakalarında kuracağımız iki şehir hastanesi ile, İstanbul'u, sadece bölgesinin ve ülkemizin değil, bütün Avrupa'nın en önemli sağlık merkezlerinden biri haline getiriyoruz. Taksim Meydanı'nı, trafiği yer altına alarak, sadece yayalara tahsis ediyoruz. Yassıada ve Sivriada'yı uluslararası bir kongre merkezine dönüştürerek, orayı yaslı ada olmaktan çıkartıp demokrasi ve özgürlük adası haline getiriyoruz. Taksim Kışlası'nı bir kültür merkezi olarak milletimize kazandırıyoruz. 2019'a kadar İstanbul Karayolu Tüp Geçişini, Boğaza 3. köprüyü, İstanbul-İzmir Otoyolu ve Körfez geçişini, İstanbul-Çanakkale-Tekirdağ otoyollarını tamamlayacağız. Marmaray'ın açılışını, inşallah 29 Ekim 2013 yılında gerçekleştireceğiz. Bizim Türkiye'ye yaptıklarımız, muhalefet partilerinin, bilhassa ana muhalefet partisinin, hayallerinin bile ulaşamayacağı icraatlardır. Fakat büyük bir üzüntüyle ifade etmek durumundayım, bu heyecanı görüyorsunuz, sizler buradan yaşıyorsunuz ama bir kısım medya var ki bu heyecanı yaşayamıyor, yaşamaktan da çok korkuyorlar. Eğer bunu yaşarsak eğer bunu

yaşatırsak o zaman acaba milletin heyecanı nerelere varır diye de endişeleniyorlar. Yazılı, görsel fark etmez. Yarın açın bakın. Acaba ne kadar buraya yer vermişler bunu görebilirsiniz. Sadece bu konu değil, Suriye konusunda da. Yarın atacakları başlık da şu, söyleyeyim size, 'Yine bize çattı' diyecekler. Bak burada bunları anlatıyorum, bu kadar şeyi anlatıyorum gene 'Bize çattı' diyecekler."


DG-TT(CT) (FOTOĞRAF)