İdris Baluken, “Bu referandumun şu anda herhangi bir meşruiyeti falan yok. 6 milyon oy almış partinin iki eş başkanı, milletvekilleri, belediye başkanları, binlerce seçilmiş siyasetçisi, üyesi tutukluyken neyin meşrutiyetinden bahsedeceğiz” dedi.

İdris Baluken, Dihaber’den Hayri Demir ve Selman Gozelyüz’ün sorusunu yanıtladı. İşte İdris Baluken'in konuyla ilgili verdiği yanıtı:

‘ANAYASA GÖRÜŞMESİ MEŞRU DEĞİLDİR’

Bizim katılmadığımız bir Anayasa görüşmesi meşru değildir. Diyarbakır milletvekili olarak benim ismim okunduğunda benim orada oy kullanmam gerekiyordu. Partinin eş başkanlarının isimleri okunduğunda onların orada oy kullanma koşullarının sağlanması gerekir. Kullanır kullanmaz, olumlu olumsuz hangi anlamda kime ne kadar etki yapar, siyasi sonuçlarının ne olacağı bunu kimsenin değerlendirme hakkı yoktur. Anayasa ve yasalarda o tanımlanmıştır.

Dolayısıyla aslında mevcut oylamanın kendisi çok ciddi bir meşru yet tartışmasını da beraberinde getirmişti. Kaldı ki şimdi bir referandum sürecine girildi. Açık söyleyeyim; bu referandumun şu anda herhangi bir meşruiyeti falan yok. 6 milyon oy almış partinin iki eş başkanı, milletvekilleri, belediye başkanları, binlerce seçilmiş siyasetçisi, üyesi tutukluyken neyin meşrutiyetinden bahsedeceğiz.

Eğer bu referandumun sonuçları üzerinden bir gelecek taahhüdü yapılıyorsa bir an önce bu hukuksuzluğun kaldırılması lazım. Kaldırın hukuksuzluğu seçilmiş siyasetçilerin tümünü, başta eş genel başkanlar ve milletvekili olmak üzere siyasi çalışmaların başına gelsinler. Ondan sonra ortaya çıkacak olan sonucu, ona göre referans alabilirsin. Birçok şeyi sayabiliriz yine; OHAL koşullarında referandumun yapılıyor olması.

OHAL koşullarının Kürtlerin yoğun yaşadığı illerde nasıl bir sıkıyönetim uygulamasına döneceği, sandık güvenliğinden tutun YSK’deki bilgi işlem sürecine kadar ki o süreçler nasıl şekilleneceği. Bütün bunların hepsi zaten toplumda büyük bir kaygı konusu ama 6 milyon oy almış bir partinin iki eş başkanı, milletvekili, belediye başkanları binlerce üye ve yöneticisi tutukluyken, siz bu tabloyu kimseye anlatamazsınız. Sonuç ne olursa olsun dünya kamuoyunda Türkiye kamuoyunda bunu bir şekilde meşru olarak değerlendiremezsiniz.

O nedenle çok dar bir zaman aralığındayız ve hızla bu yanlıştan dönülmesi lazım. Hızla bu seçilmiş siyasetçilerin tamamı siyasi çalışmaların başına gelebilecek bir şekilde bir sürecin işlemesi ve ona göre bu referandum ile ilgili çalışmaların gündemleşmesi gerekiyor.

‘MEŞRUİYET ZEMİNİ SAĞLANIRSA HALK SANDIKTA DERS VERECEKTİR’

* Bu şartlarda yapıldı diyelim size göre sonuç nasıl çıkar?

Bu konuda yeterli bir çalışmanın yürütüldüğü kanaatinde değilim. Neticede sesini duyurabilecekleri bütün muhalif kanallar susturuldu. Gazeteciler tutuklandı, televizyonlar kapatıldı. Yaygın medya ağır sansür işletiyor, dolayısıyla bu referandumun meşruiyeti üzerinden bir tartışma toplumda çok fazla gündemleşmedi. Ben bu meşruiyet zeminin mutlaka sağlanması gerektiği kanaatindeyim. Bu zemin üzerinden mevcut durum giderilirse, bununla ilgili Türkiye’nin içerisinde bulunduğu koşulların Türkiye halkları açısında son derece sağlıklı bir şekilde değerlendirileceği ve bugünkü tablonun sorumlularına sandıkta ciddi bir ders verileceği kanaatindeyim.