Balıkesir Doğayı Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği'nin (BALDOHAYKO) bugün Yeşilli Meydanı'nda düzenlediği eyleme çok sayıda hayvansever, köpekleriyle katıldı. 'Yaşam hakkıma dokunma', 'Sessiz kalma', 'Öldüren yasa değil yaşatan yasa istiyoruz', 'Var olmak haktır' yazılı pankartlar taşıyan hayvanseverler, 'Katliama hayır' ve 'Kanlı yasaya hayır' sloganları attı.
BALDOHAYKO Başkanı Belkıs Biçer, "Biz 5199 sayılı kanunda hayvanlar için olumlu değişiklikler yapılmasını, zulüm, işkence, zehirlenme, toplu katliam ve tecavüzlerin engllenmesini, bu suçların kabahatlar kanunundan çıkarılıp Türk Ceza Kanunu'na girmesi için mücadele ederken, maalesef beklediğimiz değişiklik bir 'katliam yasası' olarak önümüze çıktı. İçeriğe bakınca bunun hayvanları korumayı ve hakları gözetmeyi değil, hayvanları bertaraf etmeyi amaçlayan bir itlaf yasası olduğu anlaşılıyor" dedi.
Birçok belediyenin yasaya rağmen köpekleri kısırlaştırmadığını, bakımevi kurmadığını, varolan bakımevlerinin ölüm veya esir kampı haline getirdiğini ileri süren Biçer, "Ne yazık ki hayvanları açlığa ve susuzluğa mahkum eden bir ülkede yaşıyoruz. Şimdi doğal hayat parkından sözediliyor. Sahipsiz hayvanlar bir bir toplanacak ve bu işe ayrılacak orman bölgelerine sürgün edilerek başıboş bırakılacak açlıktan birbirlerini yiyerek telef olacaklar" diye konuştu.
Bu toplumun hayvanlara yardım, şefkat ve vefa geleneğine sahip olduğunu vurgulayan Biçer sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü İslam inancına göre gökte uçan, yerde sürünen, ciğeri olan, nefes alan tüm canlılar, insanlar gibi hayvanlar da birer ümmet sayılır. En'am suresinde 'Dilsizler (hayvanlar) ilahi emanettir, işkence eden lanetlenir. Hayvanlara yapılan kötülük insanlara yapılandan daha günah ve azabı daha ağırdır. Çünkü helalleşme imkanı yoktur' der. Osmanlı bu hükümlere uymuş hayvan haklarına önem vererek hastaneler açmıştır. Devlet hizmetinde çalışan yaşlı hayvanlar emekliye ayrılmış, doğal yolla huzurlu ölümleri beklenmiştir. Ya şimdi, bu nasıl Müslümanlık? Gelenekler yasayla bozulabilir mi?"
HD,CY(AÖ/SS)
