İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) öğrencilerine 'Türkiye Ekonomisi ve Gelecek Vizyonu' adlı bir sunum gerçekleştiren Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ağırlıklı olarak eğitimin, katma değer üretiminin, yenilikçiliğin önemine dikkat çektiği konuşmasında, kamuoyundaki güncel tartışmaları da değerlendirdi. Eskiden bütçede en büyük pay Milli Savunma Bakanlığı’na ayrılırken şimdi bunun yerini Milli Eğitim Bakanlığı’nın aldığını söyleyen Şimşek, eğitimde pek çok yatırım yapıldığını ancak asıl konunun eğitimde kaliteyi artırmak olduğunu vurguladı.

“KAYGIYA GEREK YOK”

Her öğrenciye bir tablet bilgisayarın verileceği, akıllı tahtalarla eğitimin gerçekleşeceği FATİH projesini de İEÜ öğrencilerine anlatan Bakan Şimşek, bugünlerde çok tartışılan eğitimde 4+4+4 sistemine ilişkin eleştirilere katılmadığını söyledi. Şimşek, “Bu hükümet döneminde kızların okula devamını sağlamak için yapılmamış hiçbir şey kalmamıştır. Biz belli bölgelerde kız çocuklarını okula göndersinler diye ilave para veriyoruz. Daha önce 100 erkek öğrenciye karşılık 91 kız öğrenci vardı, şimdi 100 erkek öğrenciye karşı 100.4 kız öğrenci var. İlim herkese farzdır. O nedenle hiç kaygıya gerek yok” diye konuştu.

“ORTAOKUL TERK BİR ÜLKEYİZ”

BM İnsani Gelişmişlik Endeksi’nde de sağlık ve kişi başına düşen milli gelir konusunda mesafe alınmasına rağmen eğitimdeki konulardan dolayı Türkiye’nin geride kaldığını dile getiren Şimşek, “Türkiye’de 25 yaş üstüne baktığınız zaman örgün eğitimde geçirilen yıl sayısı 6.5 yıl. Yani Türkiye ortaokul terk bir ülkedir. İlkokulu zar zor bitirmiş. 25 yaş nüfus son 9 yılın çabalarının yetmediği bir nüfus kategorisidir. Bu kadar kaynak aktarıyoruz, okullaşma oranı var ve geriye düşmüşüz. Eğitime kaynak ayırıyoruz ama kaynak sonrası getiri düşük. Bu da kalitenin düşük olduğunu gösteriyor” dedi.

“KENDİ YAĞIMIZDA KAVRULUYORUZ”

Bakan Şimşek, Türkiye’nin giderek ilerlediğini, önümüzdeki dönemin yıldızı olduğunu belirterek, “Türkiye ekmeğini taştan çıkartan bir ülkedir. Biz kendi yağımızda kavruluyoruz ve gerçekten de zoru başarmaya çalışıyoruz. Bu anlamda bizim geleceğimiz, tek varlığımız beşeri sermayemiz ve bunun içindeki girişimcilik ruhumuz” diye konuştu.

TÜRKİYE AVRUPA’DA İKİNCİLİK HEDEFLİYOR

Hükümet olarak 2050’ye doğru bir çok değişik çalışma yürüttüklerini kaydeden Şimşek, Türkiye’nin 2050’de yaklaşık 100 milyon nüfusa sahip olacağını ve milli gelirinin ise 5.2 trilyon dolar olacağını tahmin ettiklerini anlattı. Şu anda dünya ekonomileri içinde 16’ncı sırada olan Türkiye’nin ilk 10 ekonomi içinde olma hedefini de hatırlatan Şimşek, “O dönemde Türkiye Avrupa’da ikinci en büyük ekonomi olacak” dedi. Bakan Şimşek ayrıca yeni Türk Ticaret Kanunu'nun uygulanmasınının ertelenmeyeceğini de tekrarladı.




------------KUTU-----------


“İZMİR ÜVEY EVLAT” ALGISI ÜZÜCÜ


Konferans bitiminde katılımcıların sorularını yanıtlayan Bakan Şimşek, “İzmir’in Hükümet nezdinde üvey evlat muamelesi görüp görmediği” yönündeki soruya “Böyle bir algı varsa hakikaten yanlış ve üzücü bir algıdır. Böyle bir algı yok. Bu algıyı oluşturacak ne tür bir tartışma ortamı var bilemiyorum ama biz İzmir’e büyük bir önem veriyoruz. Her türlü desteği EXPO’ya da veriyoruz. Umarım bir sonraki dönemde alacak” dedi.

İzmir’e yapılan hükümet yatırımlarını anlatan Bakan Şimşek, “İzmir’den vergi toplanıyor ancak burada harcanmıyor” diye bir kanının olduğunu da hatırlatarak “Bütçede böyle bir prensip yok ki. Sadece İzmir değil, Kocaeli de topladığımız tüm vergileri orada harcayacağız diye bir prensip yok. Memleketin her tarafında adalet, güvenlik, yol, okul, sağlık lazım” diye konuştu.

“BİR İL SADECE KAMU YATIRIMLARIYLA İFLAH OLMAZ”

Konuşmasında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesinin büyük kısmını da Maliye Bakanlığı’nın verdiğini kaydeden Bakan Şimşek, “İzmir’in toplam yatırımlar içindeki payı yüzde 2.3 imiş. Şimdi neredeyse 3.8, 4’e ulaşmış. Artmış azalmamış. İzmir’e hiç fark gözetmeksizin nüfus başına para veriyoruz. Aylık bazda büyükşehire 80-90 milyon liranın altında kaynak göndermiyoruz” dedi. “Bir il sadece kamu yatırımlarıyla iflah olmaz” diyen Bakan Şimşek, buna örnek olarak bir dönem milletvekilliği yaptığı Gaziantep’i örnek verdi ve “Sadece milletin önünü açmak yetti. Yerel yöneticiler işveren dostu bir yaklaşım olunca işvereni girişimciyi kucaklarlarsa o zaman o il fırlıyor” değerlendirmesini yaptı.