Ankara'dan uçakla Erzurum'a gelen İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, önce valiliği ziyaret etti.  Valilikte 'Beleş Mehmet' lakaplı Uğur Laçin'le sohbet eden Bakan Şahin "Senin İstanbul'da akraban var mı" diye sordu. Bunun üzerine Vali Sebahattin Öztürk, "Bunlardan çok var, hep birbirine benziyor" yanıtını verdi.

Vali Öztürk'ün makamında gündemdeki konularla ilgili konuşan Bakan Şahin, 28 Şubat gözaltıları ile ilgili olarak. "Yargıyı rahat bırakırsak, çok daha hayırlı bir iş yapmış oluruz. Yargılama topyekün yapılan bir iş değildir. Yargılama, yargı merciinde ve yargı yetkilileri tarafından yapılan bir faliyettir. Bu kadarını söylemiş olayım" dedi,

'BİR DAMLA KAN DÖKÜLMESİ, TÜRK MİLLETİNİ ÜZER'

Bakan İdris Naim Şahin Suriye'de bir gerginlik yaşandığını, rejimle halk arasında son bir yıldır şiddetlenen bir uyumsuzluk olduğunu vurguladı. Tencere ile kapağın Suriye'de birbirine uymadığını öne süren Bakan Şahin, bu uyumsuzluğun devleti, halka karşı silah kullanma noktasına getirdiğini, bu gelişmelerin de Türkiye'yi yakından ilgilendirdiğini belirtti. Sıcak çatışmaların devam ettiğini kaydeden Bakan Şahin şunları söyledi:

"Yeryüzünde herhangi bir yerde bir damla kanın ne sebeple olursa olsun dökülmesi inancımız ve töremiz gereği Türk milletini derinden üzer. Hiç kimsenin kanı üzerinden alkış tutan bir millet olmadık. Kan dökülmesine karşı olduk, sevinç duymadık. Suriye'deki bu gelişmeden de asla sevinç duymuyoruz. Sağduyu, aklın galip gelmesini temenni ediyoruz. Bu temennimiz de gönüldendir."

'SERSERİ MAYIN GİBİ DAĞLARA SALINMIŞ ÜLKE ÇOCUKLARI'

Kağızman'da yol kesme ve teröristlerle sağlanan sıcak temas konusunda ise İçişleri Bakanı Şahin şöyle konuştu:

"Kandırılmış, beyinleri yıkanmış, serseri mayın gibi dağlara salınmış kişiler maalesef. Ülke çocukları bu halde olmasalar. Okullarında olsalar, tarlalarında üretseler, fabrikalarda çalışsalar da, askerimiz polisimiz de şu an da elinde silahla bir sıcak temas halinde bulunmasalar. Kaçırma ve korkutma yöntemiyle dağa gençler çıkarılmaya çalışılmaktadır. Ama bir bilseler o dağda neler var. Nasıl bir hayat var? Pembe hayaller vaat ediliyor kendilerine. Ama o vaat edilen hayalin gerçeği şu: Mağarada yaşamak. Dinsiz, inançsız, ahlaki ölçüleri olmayan ve gayri insani hayat. Bir teröröstbaşının yerine göre tanrı, yerine göre önder, yerine göre peygamber olarak kabul ettirilmeye çalışılan bir hayat. Tevrat, Zebur hayranlığı bir hayat. Türkiyede yaş ortalaması 75- 76'ya çıkarken, son 10 yılda insanımızın ortalama ömrü 4 yıl artmışken, o mağaralarda ortalama ömrün 20 yılı geçmediği bir hayat. Bu hayatı bilseler, hiçbirinin gitmeyeceği bir yol."

NÖ(KS/COŞ)