Bir dizi ziyaret ve açılış için memleketi Gaziantep'e gelen Bakan Şahin, Gökkuşağı Eğitim Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nin Grand Otel'de düzenlediği kermese katıldı. Bakan Şahin, kermes çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bakan Şahin, son günlerde sıkça gündeme gelen 'Çocuk gelinler'le ilgili sorular üzerine, şunları söyledi:

"Hukuken baktığınız zaman Medeni Kanun ve Türk Ceza Kanunu'nda 16 yaşında hakim kararıyla resmi nikah kıyılabiliyor. 17 yaşında anne- baba rızasıyla, 18 yaşında da normal resmi nikah kıyılabiliyor. Ama özellikle bu bölgede çocuk yaşta gelin dediğimiz erken yaşta evlilikler oluyor. Biz bunu kesinlikle tasvip etmiyor ve doğru bulmuyoruz. Gaziantep Emniyet Müdürlüğü'ne ve polis teşkilatına teşekkür ediyoruz. Çünkü geçen gün medyaya da yansıdığı gibi 13 yaşındaki bir kızın düğün sırasında 'Sen evlenemezsin' diye hemen müdahale ettiler. Eğer orada o müdahele olmazsa bu sefer hamileyken hastaneye gidiyor. Orada hastaneye gidince eş tecavüzcü olarak cezaevine gidiyor. Kız annesinin evine gidiyor. Tam bir aile trajeidisi oluyor. Dolayısıyla bunu kesinlikle tasvip etmiyoruz."

TOPLUM DESTEKLİ POLİSLE MÜCADELE

Milli eğitimde 12 yıllık zorunlu eğitimi önemsediklerini kaydeden Bakan Şahin, şöyle konuştu:

"Bu olaylar temel eğitimden sonra ortaöğretime devam etmeyen kız çocuklarında çok daha fazla oluyor. O yüzden Milli Eğitim Bakanlığıyla bu zorunlu eğitimi koyduğumuz zaman bir çok olayın önüne geçeceğimizi düşünüyoruz. Ayrıca Emniyet Müdürlüğümüzle toplum destekli polisin görev alanı içerisine giren bu durumda da bir proje yapıp Gaziantep'i pilot il yaparak bunu bütün Türkiye'ye yaymak istiyoruz. Bu arada bilinç yükseltme anne-babanın eğitilmesi ve bu konudaki hassasiyeti çok önemsiyoruz. Kızlarımızın birey olarak güçlenmesi için mutlaka okutulması gerektiğini düşünüyoruz. Kendisi çocukken çocuk sahibi olmasının bütün ömrünü etkilediğini ve farklı sıkıntılara sebep olduğunu görüyoruz. Bunu kesinlikle tavip etmiyoruz ve Bakanlık olarak bununla mücadele etmek için, hem hukuki yollarla, hem de uygulamalarda toplumun bilincini yükseltmede, anne ve babaların eğitilmesi konularında önemli projelerin takipçisi olacağız."

Bakan Şahin, annelere de şu mesajı verdi:

"Özellikle annelerin durumu çok önemli. Anneler kızlarının mutlaka eğitilmesini sağlamalı. Evlilik önemli bir olay. Aileyi önemsiyoruz. Ama her şey zamanında, doğru yerde ve doğru kişiyle olması lazım. Bunu öne çektiğiniz zaman bir takım sıkıntılar doğabiliyor. Biz bunlara müsaade etmiyoruz ve bu konuda mücadele edeceğiz."

BEN MÜHENDİSKEN BAKAN OLDUYSAM, SEN DE BAŞBAKAN OLURSUN

Bakan Şahin, kermesin ardından Gaziantep Valiliği Yaşayan Atatürk Salonu'nda düzenlenen karne dağıtım törenine katıldı. Burada çocuk yuvalarında barınan ve özel kolejlere giden başarılı çocuklara karnelerini dağıtan Bakan Şahin, Bahçeşehir Koleji'nde eğitim gören 12 yaşındaki Funda Taş ile yakından ilgilendi. "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diye soran Bakan Şahin, öğrenciden "Başbakan olmak istiyorum" yanıtını alınca, "Ben mühendis iken Bakan olduysam sen de mutlaka Başbakan olursun" dedi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın farkıl bir görevi olduğunu anlatan Bakan Şahin, şöyle devam etti:

"Biz, 'kimsesizlerin kimi, sessizlerin sesi olacağız' diye yola çıktık. Hükümetimizin bu politikasının ana damarı şu anda bizim bakanlığımızdır. Kimsesiz çocukların anne- babası, yaşlılarımızın da evladı olma benim birinci derece görevim. Bunu yapma gayreti içinde yolumuza devam ediyoruz. Başbakanımız bizi görevlendirdiğinde kurumlarımızın yapısını inceledik. 14 bin evladımız var. En çok evladı olan anne benim. 2 evladım var ama toplam 14 bin 2 evladım var. Ben kendi çocuklarım için ne istiyorsam, hangi şartlarda yetişmesini diliyorsam onların da o şartlarda yetişmesi için fırsat eşitliği sağlamamız gerektiğini gördük. Son 10 yılda Başbakanımızın talimatıyla sosyal politikalara 10 kat bütçe artırımı yapıldı. Gayri Safi Milli Hasıla'nın içerisinde 2002'de pastadaki pay yüzde 0.5 iken, bugün yüzde 1.38'e çıktı. Bu çok ciddi bir rakam. 2012 bütçesinde de en çok bakanlık bütçesi altında yatırım bakanlığında yüzde 80 gibi bir artırım sağlanan bakanlığız."

BİZİM İÇİN HER İNSAN, EŞREF-İ MAHLUKATTIR

Bakan Şahin, "Önce insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışıyla, insan nerede doğarsa doğsun, anne- babası kim olursa olsun, hangi bölgenin insanı olursa olsun, hangi ırktan gelirse gelsin bizim için eşref-i mahlukattır. Onurluca ve insanca yaşamak hepimizin hakkıdır. Bunu yapabilmek için de fırsat eşitliği şart. Eğitimde fırsat eşitliği sağlanamadığında daha yola çıkarken haksız rekabete maruz kalınınca başarılı olmak mümkün olmuyor. Bizim kurumların başka bir sorunu da çocuklarımıza ne kadar fiziksel ve iyi şartları sağlarsak sağlayalım, içinde sevgi, şefkat ve sıcaklık olmazsa başarı mümkün olmuyor" diye konuştu.

"Bu çocuklarımızın geleceği için koğuş sisteminden, Sevgi Evleri'ne geçtik şimdi Çocuk Evleri'ne geçiyoruz" diyen Bakan Şahin, şöyle devam etti:

"Bu çocuklarımız artık kendi çocuklarımızın yaşadığı şartlarda yaşıyor. Ama biz insanız. Bülbülü altın kafese de koysanız, ihtiyaç olan şey sevgi, sıcaklık ve şefkattir. Orada o şartları sağlamanız gerekiyor. İyi bir idarecinin, iyi bir müdürün o sevgiyi verdiği zaman çocukların ne kadar başarılı olduğunu gördük. Bu çocuklarımızın üniversiteye girme oranının Türkiye ortalamasının altında olduğunu gördük. Çocuklara okulu bitirince devlete girebilme hakkını tanımışız. Ama bu bazen moral ve başarılarını etkileyebiliyor. Üstün yeteneği olan çocuklarımızın normal okullarda körelip ve yarışamadığı zaman Allah'ın verdiği imkanların toplum yararına dönüşmesine engelleniyor. Bizim Artık Harvard'da okuyan, John Hopkins'te master yapan evlatlarımız olsun istiyoruz. O yüzden Milli Eğitim Bakanlığı'yla bu protokolü imzalayalım dedik. Türkiye'de şu anda 200 öğrencimiz 1 ayda bu okullara kaydoldu. Amacımız fırsat eşitliği sağlamak eğitimde bütün imkanları onlara seferber etmek. Onları eline çantayı alıp dünyayı dolaşan özgüveni yüksek olmasını amaçlıyoruz. Diyanet İşleri Bakanlığı'yla da bir protokol yaptık. Akademik başarısının yanısıra yüksek ahlaklı, topluma, millete faydalı kendi değerlerini de öğrenen çocuklar yetişmesi lazım. Bütün özellikleriyle donanımlı olarak yetişmesini hedefliyoruz. İhtiyacımız olan şey maddi ve manevi yönden bu çocukları yetiştirmek. Eğer buradaki bir evladımız 'Ben başbakan olacağım' deyip kendine bir hedef koyduysa bu bizim doğru yolda gittiğimizi gösteriyor."