Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Uluslararası Yapı Malzemeleri, İnşaat Teknolojileri ve Yapı Yenileme Fuarı (YAPEX) kapsamında düzenlenen 'Tarihi ve Kültürel Mirası Koruma Proje ve Uygulamalarını Özendirme Yarışması'nın ödül törenine katıldı. Törende konuşan Bakan Günay, Tarihi Kentler Birliği'nin çalışmalarını yol gösterici olarak takip ettiğini söyledi. Birlik ile birçok alanda ortak çalışmalar yaptıklarından bahseden Bakan Günay, "Keşke Tarihi Kentler Birliği'nin 10 yıl önceki başlangıcı, 50 yıl önce olabilseydi. 5-10 yıldır sürdürdüğümüz 'tarihe sahip çıkma' bilincimiz keşke bir çeyrek yüzyıldan, yarım yüzyıldan bu yana olabilseydi. O zaman Türkiye bugün olduğundan çok daha farklı, dünyada farklı bilinen çok daha başka bir nokta olabilirdi. Ama zararın neresinden dönülürse kardır. Son yıllarda içinde güzel gelişmeler sağladık. Tarihi Kentler Birliği ve Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) gibi vakıfların, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na, yerel yönetimlere ve özel idarelere katkı yaptığını düşünüyorum" diye konuştu.

Mimarlığın milletlerin tarih içindeki duruşunu temsil ettiğini belirten Bakan Günay, Türkiye'nin tarihini tahrip ettiğini, şimdi de hepsine sahip çıkmaya çalıştığını anlattı. Yerel yönetimlerin yaptığı özgün çalışmaların suya atılan taşın yarattığı daireler gibi olumlu yansımalar yarattığını kaydeden Bakan Günay, "Bütün Türkiye'de suya atılan taşlar gibi biz sokağımızı, meydanımızı toparlamaya, tarihi ve bugünü buluşturarak bize yakışır hale getirmeye çalışıyoruz. Bakanlık olarak kendi kıt bütçemiz çerçevesinde bunlara katkı yapmaya çalışıyoruz. Eskiden yıkıp otopark yapmaya çalıştığımız tescilli yapılarımızı, bir müze, bir sanat merkezi haline getirmeye çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.

Türkiye'de Tarihi Kentler Birliği üyesi olmuş belediyelerin bile o kentin dokusuyla bağdaşmayan bazı kolaycı ve popülist davranışlara saptığını gördüğünü ifade eden Bakan Ertuğrul Günay şöyle devam etti: "Tarihi Kentler Birliği'nin de bu alanda daha müdahil olmasını bekliyorum. Bizim birbirimizi özendirmeye çok ihtiyacımız var. Yapıcı bir dille eleştirmeye de ihtiyacımız var. Çünkü Türkiye'de tarihi koruyarak, koruma kullanma dengesi açısından yeterince tecrübe oluşmuş değil. Geçmiş yıllarda koruma yerine kullanma ağır basmış. Şimdi koruma ve kullanmayı eş zamanlı yapmamız gerekiyor. Yerel ölçekte zaman zaman küçük oy gruplarına büyük tavizler verilebiliyor. O yüzden yerel merkezi, merkez de yereli yapıcı bir biçimde denetlemeli, gözetlemeli, birbirinin fikrinden yararlanmalı ve yapıcı bir biçimde eleştirmelidir diye düşünüyorum."

Bakanlık olarak son yıllarda yerel yönetimlerden gelen her türlü koruma kullanma ahengi içeren projeyi desteklemeye çalıştıklarını aktaran Bakan Günay, Türkiye'de topyekün tarihi geleceğe taşımak ve tarihten ışık alarak geleceğin kurulabileceğinden hareketle çalıştıklarını dile getirdi. Tarihi Kentler Birliği'nin kendilerine büyük katkı yaptığını vurgulayan Bakan Günay, "Hayat ileriye doğru yaşanıyor, ama geriye doğru bakınca anlaşılıyor. Bu tür özendirme yarışmalarına çok ihtiyacımız var. Ben Türkiye'yi hemen hemen her gün geziyorum. Gerçekten Türkiye'de ayağa kaldırmamız gereken çok büyük eserler var" dedi. Törende konuşan Antalya Valisi Ahmet Altıparmak, Antalya'ya gelen turistlerin şehre farklılıkları görmek adına geldiğini ifade ederek, "Türk insanının yaşantısını görmek istiyorlar. Tarihe sahip çıkmak, korumak bizim görevimizdir. Önemli olan bizim geleceğe ne bırakacağımızdır" ifadelerini kullandı.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ise, uygarlaşmanın yolunun kentleşmeden geçtiğini kaydederek, tarihi ve kültürel çalışmalar önem verilmesi gerektiğini dile getirdi.

ÇEKÜL Vakfı Başkanı ve Tarihi Kentler Birliği Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen de, belediyelerin evrim geçirmekte olduğunu belirterek, belediyelerin öncelikli görevlerinin bulunduğu alanın kimliğini korumak olduğunu vurguladı. Yerelde görünmeyen çok kahraman olduğunu vurgulayan Sözen, "Kahramanlar kadar eylemler ve gelecek için uğraşıyoruz. Bu ödüller proje ödülü değildir. Mimari ödül değildir. Bir özendirme ödülüdür. Belediye başkanları bugüne kadar hep eleştirildi. Şimdi ürettiler, beraberlik sağladılar. Başkanlar yereli güçlendirdiler. Bunun da ödüllendirilmesi gerekiyordu. Yaptıklarınız, iyilikler kentleriniz içindir. Kenti kent kılan büyüklerde buluşalım. Kritik bir noktadayız. Tarihsel ve kültürel miras tahrip ediliyor. Bilinçli bir toplumun mirası, kendi elleriyle yıkılamaz" diye konuştu.

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı ve Tarihi Kentler Birliği Başkanı Asım Güzelbey ise konuşmasında, Avrupa Tarihi Kentler Birliği'nin katkılarıyla uluslararası bir toplantı yaptıklarını, ancak bu toplantının Suriye'de yaşanan insan hakları ve demokrasi ihlallerinin yanı sıra tarihi eserlerin yok olduğu bir ortamda yapıldığını söyledi. 2006 yılında Suriye'nin Halep kentinin İslam Ülkeleri Kültür Başkenti seçildiğini hatırlatan Güzelbey, "İslam ülkelerinin kültür başkenti Halep bugün yakılıyor, yıkılıyor. UNESCO kültür mirası, Sinan'ın eserleri, Osmanlı mirası da bu yağmadan, bu yok olmadan nasibini alıyor. İslam ülkelerinin başsehri olan bu şehrin yakılmasına ve yıkılmasına bütün insanlık, UNESCO ve İslam alemi sessiz kalıyor. Bu toplantı bunun gölgesinde kalıyor" ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından dereceye giren projelere ödülleri verildi. Bakan Ertuğrul Günay ödül töreninin ardından Myra Andrake Kazıları Sergisi'nin de açılışını yaptı.



ÖÖ,TY (SU/RT)