Bakan Ertuğrul Günay, Çanakkale programı kapsamında ilk olarak ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner'i ziyaret etti. Üniversitenin gelişimiyle ilgili bilgiler aldıktan sonra, Gelibolu Yarımadası'ndaki Şehitler Abidesi'ne gören yerde, 1 metre 20 santim yüksekliğindeki kaide üzerine, 'Çanakkale Şehitlerine' şiirini yazıyormuş gibi tasvir edilen Mehmet Akif Ersoy heykelinin açılışını yaptı. Kampus içinde öğretim görevlisi Vahit Novruzov tarafından yapılan 2 metre 10 santim yüksekliğindeki bronz dökümden olan heykeli dikkatle inceleyen Bakan Günay, ardından yine Terzioğlu Kampusu içinde yeni inşa edilen 15 bin metrekare kapalı alana sahip ve Türkiye'nin en büyük Güzel Sanatlar Fakültesi olduğu belirtilen binanın açılış törenine katıldı.

GÜNAY: YÜREĞİMİZE MIH GİBİ ÇAKTI

Güzel Sanatlar Fakültesi binasının açılış töreninde konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Mehmet Akif Ersoy heykelinin kendisini çok duygulandırdığını dile getirdi. Boyutları itibariyle Ankara'daki ve Türkiye'deki birkaç denemeden daha görkemli olduğunu belirten Bakan Günay, “Çanakkale deyince hepimiz heyecanlanıyoruz. Çünkü Akif, onu bizim aklımıza, yüreğimize, duygularımıza bir çivi gibi, bir mıh gibi çaktı. Dünyanın en büyük destanlarından birisini yazdı” dedi.

KAZILARDA YERLİ DONEMİ

Bakan Günay, Troia kazılarının 100 yılı aşkın süredir devam ettiğini belirterek, “Ama itiraf etmek gerekiyor ki bazı yabancı kazılar, ne bilimsel, ne de görsel olarak beklediğimiz hızla ilerlememiş” dedi. ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner'in, Troia kazılarını üstlenme talebinin kendisini son derece heyecanlandırdığını ve bu konuya Ankara'da değerlendireceklerini kaydeden Bakan Günay, şunları söyledi:

"Yerli yabancı kazı ayrımı yapmıyorum. Çünkü dünya bizim bu konulardaki söylemimizi çok dikkatle takip ediyor. Son yıllarda eski eserleri getirme konusundaki gayretimiz ve mücadelemiz bazı yabancı arkeoloji enstitülerini ve yabancı müzeler tarafından müthiş bir mukavemetle karşılanıyor. Çünkü bizim müzelerimizde hiçbir çalıntı eser yok ama, ne yazık ki başka bazı koleksiyonlarda ve müzelerde dünyada var. İnanılmaz bir karalama kampanyası ile karşı karşıyayız. Ama kim bu toprağı severek çalışıyor, kim hakkını veriyor, kim kaynak veriyor, kim bulduğu eseri koruyor ve restorasyon konusunda gayret sarf ediyorsa onu şükranla selamlıyor ve baş tacı ediyoruz. Ama bizim topraklarımızda çalışıyormuş gibi yapan arkadaşlarımızın eskiden buyana sarf ettiği emeklere teşekkür edip, şimdi daha çok çalışacak üniversite ve akademisyenlerle işbirliği yapmaya çalışıyoruz. O yüzden Troia kazısında da bu aşamaya geldiğimizi düşünüyorum.”

Bakan Günay, Çanakkale Savaşları'nın 100'üncü yılı olan 2015'ten önce Çanakkale'de büyük hatıraya saygı anlamında yapılması gereken ne varsa hepsini yapmayı hedeflediklerini söyledi. Günay, “O büyük destanın 100'üncü yılında Türkiye'ye gelen herkes, “Evet sadece burayı savunmakla kalmamışlar, burayı hak etmişler, çok güzel de yönetmişler, her taşına, her çiçeğine, her ağacına, uçan kuşuna, her şeyine sahip çıkmışlar' desinler” diye konuştu.

"ESERLER TROİA MÜZESİ'NDE SERGİLENECEK"

Bakan Ertuğrul Günay, Troia'ya 10 bin metre kapalı alana sahip bir müze yapılacağını ve 2014'ün yazında müzeyi hizmete açmayı hedeflediklerini dile getirdi. Son 5 yıl içinde Türkiye'ye sikkeler dahil 3 bin 300 eserin gelmesini sağladıklarını belirten Bakan Günay, Bulgaristan'dan da beklentileri olduğunu ve geri gelen eserlerin sayısının 4 bine yaklaşacağını anlattı.

Bakan Günay, "Troia hazineleri de çalıntıdır. Biz 24 set halinde getirdik. 300'den fazla minik parçadan oluşuyor. Ama daha bunun gibi nice eserimiz var yurt dışında. Tabi Troia hazineleri de şimdi aldıklarımız veya alacaklarımızla Çanakkale'de Troia Müzesi’nde sergilenecek” diye konuştu.

HEKTOR DESTANIN İLK HALKASIDIR

Çanakkale'ye bir Hektor heykeli yaptırma hayali olduğu hatırlatılan Bakan Günay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"O düşüncemden vazgeçmiş değilim. Çünkü Hektor, Çanakkale Destanı’nın ilk halkasıdır. Anadolu savunmasının simgesidir. Anadolu müdafaasının ilk destansı isimlerinden birisidir. Bir anlamda bizim bu toprakları savunmak için verdiğimiz bütün o şehitlik destanının ilk başlangıç noktasıdır. Onu bir savaşçı olarak değil, Anadolu'yu savunan bir yurtsever olarak, bu toprakların bir fedaisi olarak Çanakkale'nin Anadolu yakasına şekillendirmek, bir anıt olarak gerçekleştirmek konusunda ben hem fikrimi, hem de bu konudaki hazırlığımı sürdürüyorum. Nasıl Ege Denizi'nden Çanakkale Boğazı'na girişte Avrupa yakasında Şehitler Anıtı gözüküyorsa, bu yakada da böyle siperden eğilmiş bir Mustafa Kemal siluetinde ve bir Ege yerlisi kılığında tarihle bugünü biraz sentez yaparak ve muhtemelen başında zeytin dalı, eli ise hançerinin kabzasında, ama katiyen çekilmiş değil, savunmaya hazır bir Hektor hayalim var. Görkemli, devasa, ışıklandırıldığında uzaktaki gemilerden bile görünsün.”

GÜNAY'A HEKTOR SÜRPRİZİ

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nde açılışın ardından Barbaros Mahallesi'ndeki Hamidiye Tabyaları’nı gezdi. Günay, Milli Savunma Bakanlığı'ndan kendi bakanlıklarına tahsisi gerçekleştirilen tabyaların ilgili bir proje hazırlanması için çalışma başlatacaklarını bildirdi.

Günay, tabyadaki incelemesinin ardından Çanakkale Valiliği’ni ziyaret etti. Polis merasim mangası tarafından karşılanan Günay, Vali Güngör Azim Tuna ile bir araya geldi, valilik anı defterini imzaladı. Vali Tuna, ziyarette Bakan Günay'a bir sürpriz yaparak, ÇOMÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü Mezunu Fatih İlhan tarafından yapılan Truva Prensi Hektor'un büstünü hediye etti.

GÜNAY: BU ÇOCUKLAR BOŞUNA ÖLMEDİLER, ÖLMÜYORLAR

Çanakkale Valisi Güngör Azim Tuna, Troia hazinelerinin yurduna tekrar geri kazandırılmasında yaptıkları katkılardan dolayı Bakan Günay'a teşekkür ederek, Çanakkale olarak kendisinin arkasında olduklarını belirtip, “Troia Hazinelerini Geri İstiyoruz” yazılı bir broşür verdi.

Günay da bunun üzerine, “Hazineler ait oldukları topraklara geliyor diye belki de bu vatanı savunan herkesin beklide ruhu şad oluyor. Ben şehitlerimize de borcumuzu ancak böyle ödeyebileceğimizi düşünüyorum. Bu toprağın taşına, kuşuna her şeyine sahip çıkıyorsak, bu çocuklar boşuna ölmüyorlar demektir” dedi.



BG(İÖ/ESM)