Bakan Mehdi Eker, tarım ve hayvancılıkla ilgili yetiştiricilik birlik başkanlarıyla bir araya geldi. Eker, Türkiye'de özellikle küçükbaş hayvancılığın geliştirilmesi gerektiğine inandıklarını söyledi. Hükümetleri döneminde bu konuda yapılan çalışmaları anlatan Eker, Türkiye'de hayvancılığın yetiştirilmesine tekrar artık önem verildiğini kaydetti. Türkiye'nin 32 milyon küçükbaş hayvan varlığını geçtiğini söyleyen Eker, yeni pro geliştirdiklerini belirterek, şöyle dedi:

"Bu projeyle etçi bir ırk olarak yetiştirilmiş olan Dorper koyununun yerli koyunlarla melezlenmesi ve bu bölgede bunun geliştirilmesi amaçlanıyor. Gerek Diyarbakır Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, gerek burada faaliyet gösteren hayvancılıkla ilgili kuruluşlar ve bizim burada faaliyet gösteren tarım ve kırsal kalkınmayı destekleyen Karacadağ Kalkınma Ajansı gibi sektörle faaliyet gösteren kredilendirme yapan burada katkı sağlayacağı önemli bir proje. Bu proje sadece burada değil entegre bir proje olacak. Türkiye'nin Batı illeri ve bölgelerde olacak mesela keçi ve koyun varlığı yüksek olan süt alan Denizli, Antalya gibi illerle de işbirliği yapılması suretiyle elde edilecek olan sütlerin de değerlendirildiği yani sadece et yetiştirme koyunculuğu değil aynı zamanda ürün işlemeyi de kapsayan bir proje olarak düşünülüyor. Bu bölgede inanıyoruz ki eğer biz et verimliği yüksek bir koyun çeşidini bölgede geliştirirsek, yani mevcut koyun miktarıyla etçi koyun ırkının melesi olacak. Yeni koyun yetiştirirsek bu taktirde Türkiye'nin et ihtiyacını karşılanmasında küçükbaş hayvancılığın sağlayacağı katkıyı arttırmış olacağız. Buda çok önemli bir proje, bizim coğrafyamız hayvancılık açsından söylüyorum koyun coğrafyası, bu coğrafyanın doğal ürünleridir bunlar bunu geliştirme gerekiyor. Dolayısıyla et ihtiyacının giderilmesinde bu yeni etçi koyun miktarının çok büyük katkısı olur."

HEVSEL'DEKİ KUŞ TÜRLERİNİ ARAŞTRIYORUZ

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, bölgede endüstri, bitki, hububet üretimi yanında ekolojisinin ürünü olan doğal haşatta var olan canlı türleriyle ilgili projelerde geliştirdiklerini söyledi. Eker, şunları söyledi:

"Biz çalışmalarda şunu tespit ettik. Mesela Diyarbakır'ın Hevsel Bahçeleri aynı zamanda çok sayıda canlı türü için bir habitat teşkil ediyor. Orada çok sayıda kuş türü, bitki türü ve su samuru da var. Dicle'nin suları içerisinde o yüzden bazen canavar ve timsah benzetmeleri yapılıyor. Biz Hevsel ile ve oradaki türlerle ilgili bir çalışma yaptık. Dicl havzasından Bismil'e gidinceye kadarki süre içerisinde bu defa çok sayıda bir kuş türü varlığı olduğunu tespit ettik. Türkiye'de toplamda 500 civarında kuş türü varken bu bölgede bunun 280 civarında olduğunu tahmin ettiğimiz varlığı var. Bunlar çok kıymetli kuş türleri, bunların üzerinde araştırma yapılması, yaşam alanlarını tehdit edecek bir takım çalışmaların yapılmasının engellenmesi lazım. Örneğin Dicle Havzası'nda maalesef kontrol dışında gelişen kum ocakları var. Bunlar oradaki doğal yapıyı bozduğu gibi bu kuş ve canlıların yaşam alanlarını da tehdit ediyor. Yani iki kamyon kuş çıkaracağız diye yüzlerce kuşun yuvasını bozmaya kimsenin hakkı yok. Kuşların yanında tabi balık türleri de zarar görüyor."

"TÜRKİYE KENDİ TEDBİRLERİNİ ALIYOR

Bakan Eker, Suriye'nin kendi iç meseleleri itibariyle oradaki gelişmeleri kaygı ve endişeyle izlediklerini anlattı. Bakan Mehdi Eker, Halep gibi Suriye'nin en önemli kentlerine tank ve toplarla saldırıldığını bildirirken, şöyle konuştu:

"Bir devlet kendi topraklarını, şehrini, vatandaşlarını bu şekilde tank ve toplarla katliama yeltenmesi, katliam yapması tabii ki çok gerçekten trajik bir durum ve kabul edilecek bir şey değil. Türkiye'nin menfaatleri doğrultusunda mesele değerlendiriliyor. Bununla ilgili de tedbirler, Türkiye kendi açısından kendi gerek sınırlarının güvenliği, gerek kendisine yönelebilecek tehditler açısından da Türkiye meseleyi hassasiyetle takip ediyor. Bununda önünü, adımları atıyor, tedbirlerini alıyor. Zaten bunlar kamuoyuyla paylaşılıyor. Ben bunu Suriye açısından kaygı verici olarak değerlendiriyorum, kabul edilebilir görmüyorum. İnsanlık dışı biran önce bölgenin de Suriye'nin de huzura kavuşmasını diliyorum. Türkiye kendi güvenliğini ebetteki sağlayacak. Bunun için tedbirlerini de alıyor.Türkiye'nin sınırları hemen ötesinde orada bir takım çatışmalar yaşanıyorsa ve orada bir kaos varsa, orada bir düzen yoksa bu Türkiye'yi ilgilendir ve Türkiye'nin kendi güvenliğini sağlamak için tedbirlerini alır. Şuanda Türkiye'nin yaptığı bu tabi orada olan biten ile ilgili farklı açıklamalar var. Hepsini hükümet olarak yakından izliyoruz ve tedbirlerimizde kendimiz açısından alıyoruz."



CA(GG/İD)