Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği, 11’nci Geleneksel Sempozyumu’nu İzmir’de gerçekleştirdi. 'Dijital Çağda Eğitimde Fırsatlar ve Sorumluluklar Sempozyumu' adını taşıyan etkinlikte; 755 katılımcı, 26 konuşmacı ve 56 firma bulundu. Törende bir konuşma yapan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, özel okulların öğrenci sayısının 9 yılda yüzde 124 artışla 495 bine çıktığını belirterek bu rakamın artması için çaba gösterdiklerini belirtti. Özel sektör içinde mesleki eğitimin geliştirilmesi için de Kalkınma, Ekonomi ve Maliye bakanlıklarıyla çalışma yaptıklarını anlatan Dinçer, özel okulların artması için yöntemler belirlediklerini ifade etti.

OKUL KİRALAMA YÖNTEMİ

Yeni okul yatırımları için, öz kaynaklarla veya bağış yoluyla yapılan okulların yanı sıra okul kiralama yöntemini açıklayan Dinçer, “Büyük şehirlerde kamulaştırma bedellerini ödeyemediğimiz için birçok arsamız boş durduğu halde eğitim yatırımı yapılamıyor. Arsa bulsak da okul yapmak için kaynaklarımız yetersiz kalıyor. Öyleyse bu tip yerlerde arsa sahiplerinin o yerlerde binalar, okullar yapmalarını ve bize kiralamalarına imkan veren bir çalışma yapıyoruz” dedi.

İkinci yöntemin ise kamu-özel ortaklığı olduğunu kaydeden Bakan Dinçer, belirli il ve ilçelerde eğitim sorununu çözmek için var olan bütün arsaları yatırımcılara vererek o yerlerin boya-badana, tamirat gibi yıllık eğitim hizmetlerinin sunulduğu bir modeli de uygulamaya koyacaklarını söyledi.

DAHA ESNEK BİR BAKANLIK GELİYOR

Yeniden yapılanma sürecinde eskisine oranla daha esnek ve bürokratik süreçlerin azaldığı bir yönetim yapısı için hazırlıklarını tamamladıklarını dile getiren Dinçer, “Bakanlık, daha önce katılaşmış iş yapma yöntemleri ile hizmet sunmaya çalışırken şimdi tüm dünya nereye gittiyse ona nasıl uyum sağlanacak çok daha esnek bir yapıyla karşınıza çıkacak. 80 tane yöneticimizle süreçleri, formaliteleri süratle azaltan, hızlı karar veren bir bakanlık olmaya çalışıyoruz. Biz 2 yıl sonra Türkiye’de dijital teknolojiyi en iyi kullanan, kağıt yerine her türlü kararı bilişim ortamında vererek, saniyelere dayalı iletişim sistemini oluşturarak sizlerin de tanıyamayacağı bir bakanlık olmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.

EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ SAĞLANACAK

Konuşmasında Bakanlık tarafından Şubat ayında pilot uygulaması hayata geçirilecek FATİH Projesi ile ilgili olarak da eğitimcileri bilgilendiren Dinçer, dijital teknolojilerin öneminin giderek arttığını vurguladı. Proje ile eğitimde fırsat eşitliğini sağlayacaklarını belirten Dinçer, akıllı tahtaları ve öğrencilere verilecek tablet bilgisayarları devreye sokacaklarını, alımların gerçekleştirildiğini dile getirdi. Proje kapsamındaki e-içeriklerin de çağın gereklerine uygun olarak belirleneceğini söyleyen Dinçer, video gösterimleri, animasyonlar, grafiklerdeki kalite kadar dersin öğretmenle karşılıklı etkileşimine de özel önem verdiklerini belirtti. Dinçer, eğitim ve sosyal medya ilişkisine de değinerek Eğitim ve Bilişim Ağı’nın da (EBA) devreye sokacaklarını kaydetti.

ÖZEL OKULLAR DA TABLET İSTEDİ

Özel Eğitim Kurumları Birliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Cem Gülan ise Van Depremi’nde yaşamını yitiren öğretmenleri anarak başladığı konuşmasında, eğitimde sosyal medya faktörüne dikkat çekerek “Çocuklar eski çocuklar değil. Buna uygun biçimde öğretmenlerin, okulların, müfredatın, programın zamanın ruhu olan dijital çağa uygun yetiştirilmesi gerekmektedir” dedi. Konuşmasında FATİH projesi ile ilgili de talepte bulunan Gülan, tablet bilgisayarlardan sadece devlet okullarına değil özel okullara da verilmesini istedi. Gülan, “Pek çok çocuğun aileleri banka kredisi alıyor ve çocuğunu özel okulda okutuyor. Birçok aile de özel tüketim malı alıp çocuğunu devlet okulunda okutuyor. Sadece özel okulda okuyor diye banka kredisi alıp okutan kişinin bilgisayardan yoksun bırakılması, özel tüketim malı alıp çocuğun devlete yük yapanlara bilgisayar verilmesi kararını size bırakıyorum” dedi.

Bakan Dinçer ise toplantı çıkışında bu konuyla ilgili olarak devlet okullarına dağıtıldıktan sonra özel okullara da dağıtılabileceğini anlatarak tablet bilgisayarların dağıtıldığı 4 yıl sürecinde özel okulların bu sisteme çoktan geçmiş olabileceklerine işaret etti.