Bakan Dinçer, CNN Türk'te Hande Fırat'ın sorularını yanıtlarken TBMM Komisyonu'nda '4+4+4' eğitim sisteminin kabul edilmesi sırasında çıkan kavga ile ilgili, Komisyon Başkanı ve AK Parti yönetiminin, muhalefetin konuyla ilgili bütün sözleri söylemesi konusunda inanılmaz bir demokratik fırsat verdiklerini söyledi. Dinçer, şöyle konuştu:

"Bir hafta boyunca zaten muhalefet konuştu orada. Demokratik süreç içinde yeri geldiğinde oylamaların da yapılması lazımdı. Oylamaların yapılması esnasında çoğu kez bir takım engellenme ve direnişli karşı karşıya kalındı. Bu konuya tartışmak ayrı, engellemek ayrı birşeydir. Bir sürece karşı direnmek ayrı birşeydir. Ama bütün bunları yapıyorsanız bu kez karşınızdaki insanları da buna dair süreçteki haklarına gözetmek zorundasınız. Benim gördüğüm; CHP'nin engelleme tavrı ve karşısında en azından kendisi kadar hakka sahip bir grubu görmemesi AK Parti'de bardağı taşıran damla oldu. 1 hafta süre içinde sürekli olarak CHP'liler önceden geldiler ve sürekli konuşarak AK Parti'lilerin konuşmasına izin vermediler hem de süreci sürekli uzatan bir tavır içindeydiler. Aslında AK Parti'lilere 100 kişi olsa bile oraya gelip oturma meşruiyetini veren CHP'nin sürecin dışına giden bir tavrı olduğu kanaatindeyim."

"KARARIN MEŞRU GEREKÇELERİ VARDIR"

Eğitim sistemini baştan sora değiştiren bir karar verilmediğini ifade eden Bakan Dinçer,  sisteminin sadece yapısı ile ilgili bir karar verildiğini belirtti. Dinçer şunları söyledi: "Eğitim sisteminin yapısı ile ilgili bu karar AK Parti hükümetinin bir sözüdür. Üstelik bu kararın çok meşru gerekçeleri vardır. Türkiye'deki eğitim, genel nüfus ele alındığında yıl ve seviye itibariyle oldukça düşük görünüyor. Aşağı- yukarı nüfusumuzun toplam eğitim süresi 6 yıla yakın bir durumda. Tüm dünyada ise bunun 2 katı durumunda. Türkiye'nin eğitimini yükseltmek ve eğitim yılını arttırmak istiyorsanız zorunlu eğitim süresini uzatacaksınız. AK Parti, bugün eğitim sistemini zorunlu eğitim olarak 12 yıla çıkarıyor. 4 yıla indirmiyor. Buna neden itiraz ediliyor? Türkiye'de 6-18 yaş arasındaki bütün çocuklar 12 yıl almak zorunda kalacaklar. Bunun neresi kötü?"

"SONUCA NASIL BAKTIĞINIZ ÖNEMLİDİR"

Dünyanın hiçbir yerinde 12 yıl boyunca aynı okulda okuyarak mezun ettiği bir sistem olmadığını belirten Bakan Dinçer, "İtiraz eden herkese sordum. 'Hatta meydan okuyorum. Bana cevap verin' dedim. Dünyanın hiçbir yerinde değil 12 yıllık, 8 yıllık kesintisiz eğitim neredeyse yok. O zaman biz çocuklarımıza 12 yıl gibi kesintisiz bir eğitimi ön gördüğümüzde bu ülkenin çocuklarını haksızlık etmiş olmayacak mıyız ? Sonucun aynı olduğu önemli değil, sonuca nasıl baktığınız önemlidir. Eğer bu işi sadece İmam Hatip'lerin önünü açalım diye düşünüp yapıyorsanız o zaman sistemin bütünlüğü içinde İmam Hatip okullarının dışındaki öğrencilerinin ne olacağı sorusunu sorar ve tartışırsınız. Belki orada bir problem çıkabilir. Eğer siz yine İmam Hatip okullarının önüne keselim diye sürece bakarak eğitim sistemi içinde bir karar verirseniz yine o zaman eğitim sisteminde İmam Hatip okullarının dışındaki çocuklara verilen hakların öbürüne niçin verilmediğini sorgularsınız" diye konuştu.

"SİSTEMİN ESNEKLEŞTİRİLMESİ LAZIM"

Türkiye'de eğitim sisteminin 12 yıla çıkması halinde sistemin esnekleştirilmesi gerektiğini anlatan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, şöyle devam etti:

"Burada 'Ortaokul' diye tarif ettiğimiz kesim, esas karar verilmesi gereken yerdir. Okunacak ilk 4 bölüm ana hatları ile bellidir. Lise eğitimi bellidir. Ortaöğretim ise bir geçiş ve köprü istikameti oluşturmaktadır. Esas esnekliğin sağlanması gereken alan orasıdır. Orada seçilmiş ders ve programlar yoluyla esneklik sağlamak zorundasınız zaten. Bunu yaptığınızda İmam Hatip okullarının da bundan yararlanabiliyor olmasının ne mahsuru var? Bunu defalarca söyledim. İmam Hatip okulları da bundan yararlanacak ama bu diğer çocuklarımızdan farklı bir hak olarak verilmiş değil. Çocuklarımızın tamamını ilgilendiren esnek bir sistem getiriliyor. Bu esnek sistemden birilerinin İmam Hatip'lerin bundan yararlanacak endişesiyle karşı çıkmalarını bu topluma bir haksızlık olduğunu görmüyor musunuz ? Daha önce İmam Hatip'lerin önüne kesmek için Türkiye'nin mesleki eğitimine balta vuruldu. İdeolojik bir çerçeveden çıkaralım ve rasyonel bir zemine oturtalım."

"İSTEĞE BAĞLI DİN DERSİ ALSINLAR TALEBİ VAR"

Seçmeli derslerin arasında Kuran dersi olup olmayacağı sorusuna Bakan Dinçer, bu konularda kararı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı'nın vereceğini, hangi derslerin ihtiyaç olduğunu dair henüz bir çalışma yapmadıklarını söyledi. Dinçer, "Ama isteğe bağlı din dersi alabilmesi konusunda şu ana kadar kamuoyundan istekler geliyor bize. 'Öğrenciler isteğe bağlı olarak din dersi alsınlar' talebi var. Şu anda biz Türkiye'de birbirimizi aldatıyoruz. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi aslında temel hatlarıyla bakıldığında başka ülkelerde gösterilen din derslerine tekamül etmiyor. Din dersi denildiğinde İslam, Hıristiyanlık ve Museviliğin ya da kendi inancı neyse onun öğretilmesini anlıyorum" diye konuştu.

"YAPISAL BİR DÜZENLEME YAPIYORUZ"

Bakan Dinçer, Aleviler'in kendi derslerini almak istemeleri halinde onlara izin vermelerinin ne mahsuru olacağını sorduktan sonra, "İstiyorsa seçmeli ders olacak. Bunların hepsine günü geldiğinde bütünlük içinde değerlendirip Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı'nın kararlarıyla beraber sizlerle zaten paylaşacağız. Dolaysıyla o kadar çok ayrıntıya giren bir tartışma yapmanın gereği yok. Eğitim sisteminin tamamını altüst etmiyoruz. Yapısal bir düzenleme yapıyoruz. Süreyi uzatıyoruz ve '4+4+4' diye kademeli hale getiriyoruz. Zaten sistemde seçimlik ders varken bunu daha sistematik hale getiriyoruz. Yapılan şey bundan ibarettir. Bunu anlamaya çalışmak daha önemli" dedi.

Milli Eğitim Baakanı Dinçer, Kürtçe'nin seçmeli ders olup olmayacağı sorusu üzerine, "Türkiye'yi böyle demokratikleştiriyorsanız ve sisteminizi esnek hale getiriyorsanız Kürtçe'nin seçimlik ders olmasının ne mahsuru var? Ben kendi fikrimi söylüyorum. Ama bunlar bir bütünlük içinde değerlendirilir. Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, hükümetin politikalarını göz önüne alır, anayasa ve diğer kanunlara bakar ve bütünü içerisinde en uygun kararı verir. Endişe etmeyin" yanıtını verdi.



DHA(MV/İD)