Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği'nce (ANSİAD) düzenlenen 19'uncu Akdeniz Toplantısı'na katılan Bakan Zafer Çağlayan, Türkiye ekonomisinin 2011 yılını Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat rakamlarıyla kapadığını söyledi. Türkiye'nin geçen yılı 135 milyon dolar mal, 40 milyar dolar hizmet ihracatıyla tamamladığını kaydeden Ekonomi Bakanı Çağlayan, Türk ekonomisini bu rakamlara hangi şartlarda ve nasıl bir dünya ekonomisinin bulunduğu şartlarda gerçekleştiğini incelenmesinin önemli olduğunu kaydetti. 

İhracatın yüzde 46.2'si Avrupa'ya, yüzde 27'sini ise Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerine yapıldığının altını çizen Bakan Çağlayan, "Yaşanan hem siyasi hem ekonomik sıkıntılara rağmen, talep daralmasına rağmen ithalatın 135 milyar dolara çıkmış olması önemle altının çizilmesi gereken bir konudur. Türkiye'nin uluslararası rekabete ihracatla büyüyebileceğini iddia eden biriydim. Şimdi ihracat odaklı bir üretim stratejisi 2011 yılında Türkiye'yi, Çin'den sonra dünyanın en önemli ekonomik büyümesini gerçekleştiren ülke yapmıştır. Bu ihracat artışları sayesinde olmuştur" diye konuştu.

Türkiye'nin 2011'de ekonomik büyümesini ihracata borçlu olduğunu ve Türkiye'nin Avrupa'da ekonomik krize, Arap Baharı'yla başlayan siyasi ve ekonomik depreme rağmen kazandığı anlatan Bakan Çağlayan, şunları söyledi: "Bizi geçmişte hasta diye nitelendiren Avrupa'da, Allah şifa versin, bir çok ülke yoğun bakım çadırında. İzlanda, İrlanda hakikaten son derece kötü durumda. Öyle bir krizi Avrupa yaşıyor ki, Avrupa Birliği'nin (AB) küçülmesi binde 3'ler seviyesinde konuşuluyor. AB üyesi üç ülkeninin yüzde 1'den fazla büyüyeceği öngörüsü olan Avrupa, 12 hükümeti devre dışı bıraktı. 12 hükümeti alaşağı etti. Bir sayısını sıkıntı haline getirdi. Türkiye'ye karşı her türlü iki yüzlü davranışı her ortamda sergileyen AB üyesi ülkeler, şükürler olsun ki kendi koymuş olduğu Mastricht kriterlerinin tamamıyla dışına çıktı. İşsizlik, cari ve bütçe açıklarında, kamu borçlarında kendi koymuş olduğu kriterlerini dışına çıkmıştır." 

Mastricht kriterleri bütçe açıklarının ülkelerin gayri safi milli hasılanın (GSMH) yüzde 3'ü olmasını öngörürken Türkiye'nin yüzde 1.3'lük bütçe açığıyla 27 üyeli AB üyesi ülkelerinin bir çoğundan daha iyi durumda olduğunu kaydeden Bakan Zafer Çağlayan, "Yüzde 8.5 büyüme ile Türkiye AB'nin 28'inci üyesi olsaydı, AB'nin büyüme rakamı yüzde 1.8 olacaktı. Bunu gittiğimiz her yerde Türkiye ekonomisinin AB'ye yük katmaya değil, yük almaya geleceğini, sinerji ve ivme kazandıracağını anlatıyoruz" dedi. 

Avrupada ülkelerinin krizden çıkıp, normalleşmeye dönmesini temenni ettiklerini ve Avrupa ekonomisinin sağlıklı olmasının Türkiye'nin lehinine olacağını kaydeden Ekonomi Bakanı Çağlayan, Türkiye'nin ekonomik hedeflerinin 4 saatlik uçuş mesafesindeki 56 ülkeye bakarak ortaya konması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin uçuş mesafesindeki ülkelerin dünyada üretilen milli gelirin üçte birine sahip 1.5 milyar insan yaşadığının altını çizen Bakan Çağlayan, "Türkiye bu anlamda bilhassa giderek nüfusu ihtiyarlayan, işgücü maliyetleri artan, yaş ortalaması 45 olan Avrupa için üs haline geliyor" dedi. 

'GÖZÜMÜZ AÇILDI'

Türk ekonomisinin cari açık durumuyla ilgili değerlendirmelerde de bulunan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, otomotiv sektörünün 'S.O.S' vermeye başladığını söyledi. Sektörü "İhracattaki gözbebeğimiz ve lokomotif sektörümüz" olarak nitelendiren Bakan Çağlayan, 22 milyar dolardan fazla ihracat yapan sektörde Türkiye'nin işin hammallığına mahkum edildiğini söyledi. Sektörün yüzde 56'sının ithalata bağımlı olduğunu kaydeden Bakan Çağlayan, "Sayın Başbakanımızın 'Yerli otomobil üretecek bir babayiğit arıyorum' mesajının altında, o otomobilin adının Ali, Veli, Ahmet, Mehmet olması yatmıyor. Bunlar geçmişte yapıldı. Bildiğimiz bütün kuş isimleri var. Ama şimdi Türkiye'nin kendi mühendisinin kendi tasarımı olan ve mümkün olduğunca teknolojisinin üretimini Türkiye'de yapacak ve dışarı mahkum olmayacak sektörlere ve bir üretime ihtiyacı olduğu için bu dillendirilmiştir" diye konuştu. 

Türkiye'de dünyanın çok önemli otomotiv firmaları bulunduğunu ve hepsine müteşekkir olduklarını belirten Bakan Zafer Çağlayan, ama hiçbirinin Türkiye'de motor teknolojisini, motor yapma görevini vermediğini söyledi. Bu nedenle Türkiye'nin her yıl 6 milyar dolar otomotiv motoru ithalatı yapan bir ülke olduğuna dikkat çeken Bakan Çağlayan, konuşmasına şöyle devam etti: "Bugün Türk otomotiv yan sanayi, 8.5 milyar dolar ihracat yapan bir yan sanayidir. Bugün otomotiv yan sanayi bir otomobilin 85'ini yapar haldedir. Ama buradaki mesele Türkiye'ye bunu üretme görevini verenler, 'Sen kaportayı al, karoseri al üzerine oturt. Ben sana motoru gönderiyim. Sen bunları bağla ve gönder.' Katma değer? İşiniz rast gelsin. Ve bundan dolayı açık vermeye başlıyoruz. Şu anda otomobillerde elektronik sisteminin büyümesi gelişmesiyle birlikte, bir otomobilde maliyetlerin yüzde 30'u elektronik ve gömülü yazılımdan oluşuyor. Önümüzde on yılda maliyetinin yüzde 70'inden fazlası elektronik ve gömülü yazılımdan oluşacak. Nedir, otomotiv sektörünün Türkiye'de bu alana vermiş olduğu değer, sadece sıfır. Bizi dışarı bağımlı hale getiren bu sistem Türkiye'de bunların yapılmasına engel olmuştur. Şimdi gözümüz açıldı."

KARŞI ÇIKANA KARŞIYIM

Yeni bir teşvik sistemiyle ilgide bilgi veren Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, nükleer enerjinin Türkiye için vazgeçilmez öneme sahip olduğunu belirterek, "Nükleere karşı çıkanlara karşı çıkıyorum. Kendimize bir iki kötü örneği emsal almamalıyız. Güvenlik konusunda her tedbirinin alınacağına kimsenin endişesi olmasın" dedi.

Gece Bakan Zafer Çağlayan'ın yeni üyelere rozet takmasıyla son buldu. 



EB (SU/RT)