Sağlık Bakanı Recep Akdağ ziyaretlerde bulunmak ve sağlıkta dönüşüm programı ile ilgili değerlendirme toplantısı yapmak üzere Balıkesir'e gitti. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Balıkesir milletvekili Ahmet Edip Uğur'la Vali Yılmaz Arslan'ı ziyaret eden Bakan Akdağ açıklamalarda bulundu. Bakan Akdağ, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. AK Parti'nin 'önce insan' diyerek yola çıktığını belirten Bakan Akdağ, "Sağlıkta büyük bir başarımız var. Bunu vatandaşımız da tüm dünya da takdir ediyor. Ancak ekonomi kötüye gitseydi biz sağlıkta hiç bir şey yapamazdık. Biz bir koalisyon hükümeti olsaydık bu işler asla böyle yürümezdi. Bazen aynı partinin bakanları olarak bile aramızda tartışıyoruz. Başbakanımız hakemlik yapıyor. Başarımızın sırrı partimizin 'önce insan' diyen felsefesinde ve ekip çalışmasında yatıyor" dedi.

VATANDAŞLARA 'ACİL SERVİS' RİCASI

Vatandaşlardan özellikle acil servislerle ilgili bir ricası olduğunu belirten Bakan Akdağ şunları söyledi: "Lütfen acil olmayan hastalarınızı acil servislere götürmeyin. Bu ülkemizde acil servislerin yükünü çok arttırıyor. Aile hekimlerimiz var. Randevulu sistemlerimiz var. Hali vakti yerinde olan vatandaşlarımız küçük katkılarla özel hastanelerden de faydalanabiliyor. Gerçekten durumu acil olan hastayı acil servise götürmeliyiz. Bunu yapmadığımız zaman başka bir kardeşimizin, ağır bir hastanın zamanından çaldığımızı bilmeliyiz. Acil başvuruların yüzde 10'u geçmemesi gerekir. Bu rakam bazı hastanelerimizde yüzde 30'u buluyor. Bizlerde, sağlık çalışanları, ağır hastalar da bu yükün altından kalkamıyoruz. Vatandaşlardamızdan istirhamım, öncelikle aile hekiminize gidin, bir uzmana gitmeniz gerekiyorsa randevu alarak doktora gidin. Ağır ve acil bir durum varsa acile gidin."

KENEDE ÖLÜM ORANI YÜZDE 5 YA DA 6

Son günlerdeki kene ısırmasından kaynaklı ölüm olaylarıyla ilgili bir soruyu da yanıtlayan Bakan Akdağ, vatandaşın bu konuda farkındalığının artması gerektiğini vurguladı. Gazetelerdeki haberler sonrası özellikle şehirlerde bir endişe oluştuğunu anımsatan Bakan Akdağ, "Oysa şehirlerde kırım kongo hastalığı görülmüyor. Bu hastalık daha çok kırsalda, köylümüzün yaşadığı, çiftçilikle, hayvancılıkla uğraşılan yerlerde görülüyor. Orada yaşayan insanlarımız da kenenin yapışmasına öteden beri alışkan oldukları için bir kene yapıştığı zaman bunu önemsemiyor. Halbuki bu çok önemli bir iş. Biz de bu farkındalığı arttırmak için çalışmalar yapıyoruz" dedi.

Özellikle Gümüşhane Bayburt'tan başlayıp Kelkit vadisiyle Karadeniz'in biraz iç kısmında kalan Kastamonu'ya, Çankırı'ya, karabük'e kadar uzanan bir hat olduğunu anımsatan Bakan Akdağ sözlerini şöyle sürdürdü: "Vakaların yüzde 90'ı bu bölgede görülüyor. Kene sorununu çözmek için bu yıl 10 bin sağlık görevlisini 3 bin köye gönderip, 10 günlük bilgilendirme çalışması yaptık. Köylerde yaşayan vatandaşlarımız 'keneden bir şey olmaz' diye düşünmemeli, çalışırken, çalıştıktan sonra vücudunda kene olup olmadığını mutlaka kontrol etmeli ve varsa sağlık kuruluşuna gitmeli. Keneye kesinlikle çıplak elle dokunmamalı. Riskli bölgelerde vatandaşlarımıza eldiven ve keneyi çıkarmak için cımbız benzeri küçük bir alet dağıtıyoruz. Özellikle vatandaşlarımız mayısın sonundan itibaren, Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında çok dikkatli olmalı. Uzmanlara göre, keneleri topraktan, yaşadıkları yerden tamamen uzaklaştırmak yok etmek maalesef mümkün görünmüyor. Kendimizi koruyacağız. Bazı ülkelerde bu hastalığa yakalanan hastaların yüzde 20'ye yakını hayatını kaybediyor. Türkiye'de ölüm oranları yüzde 5'i, 6'yı geçmiyor. İnşallah daha da aşağı çekeriz. Erciyes Üniversitesi ile Hıfzısıhha bir aşı geliştirmeye çalışıyor. Bir aşının geliştirilmesi 7-8 yılı buluyor. Ancak bilim adamlarımız belli bir mesafe aldılar." 

ŞİDDETE BAŞVURANIN BİLEĞİNİ BÜKECEK TEDBİRLERİ ALACAĞIZ"

Sağlık Bakanı Recep Akdağ sağlık çalışanlarına şiddettle ilgili bir soruya da şu yanıtı verdi: "Sağlık çalışanlarına şiddet maalesef tüm dünyada önemli bir problem. Ben size İngiltere'nin rakamlarını vereyim. İngiltere'nin nüfusu biliyorsunuz bizden 10-15 milyon daha azdır. 2001'de yapılan bir araştırmada bir yılda sağlık çalışanlarına 85 bin kere sözlü ya da fiili saldırı yapılmış. Tabii 85 bin kere değil de 85 kere olsa bile biz buna razı değiliz. Vatandaşın başımızın üzerinde yeri var. Ama hak arama yolu şiddet olamaz. Maalesef bundan iki hafta kadar önce bir köşe yazarı şiddetten bahsetti. 'Bazı durumlar olur ki şiddetten başka bir çare kalmaz' gibi bana göre çok yanlış, çok tehlikeli bir cümle yazdı. Şiddet hiç bir zaman bir hak arama yolu olamaz. Yerine göre hakikaten bir sağlık kuruluşunda vatandaşı rahatsız eden de bir durum da meydana gelebilir. Dediğim gibi; Vatandaşın başımızın üzerinde yeri var. Lakin kim şiddete başvurursa onun bileğini bükecek tedbirleri de alıyoruz, alacağız. Buna asla müsamaha etmeyeceğiz."



HD,CY (KÖ/RT)