Atatürk Üniversitesi Kültür Merkezi Mavi Salon'da yapılan 'Türkiye Öğrenci Konseyi 2'nci Olağan Genel Kurul Toplantısı'nda Sağlık Bakanı Recep Akdağ gençlerle biraraya geldi. Gençliğe büyük önem verdiklerine işaret eden Bakan Akdağ, öğrencilere bazı önerilerde bulundu. Akdağ, "Gençlik bizim geleceğimizdir. Ama geleceği beklemeyin arkadaşlar. Bütün karar süreçlerinde, ülkenin yönetimiyle ilgili bütün karar süreçlerinde, ülkenin huzuruyla ilgili bütün süreçlerde siz bugünden yer almalısınız. Doğrudan doğruya meselenin içinde olun" dedi.

"KONUŞMAM, PARTİ KAPATILMASI GEREKÇELERİ ARASINDA SUNULDU"
Kişilerin birbirlerine saygı duydukları ölçüde işlerin kolaylaşacağını anlatan Akdağ, şöyle konuştu:

"Üniversite çatıları altında saygının ileri derecede yok edildiği zamanlar oldu. Öğrencilerin birbirine karşı saygısızlığından bahsetmiyorum. Devletin, otoritenin saygısızlığından bahsediyorum. Öğrencilere 'Sen şöyle giyinemezsin' denildiği zamanlar oldu. Bundan çok değil 5-6 sene önce yine bir üniversite kampusünde bir salonda, bir kürsüde ben Sağlık Bakanı olarak 'Yeter artık nedir bu başörtüsü meselesi, neden insanların kılık kıyafetine karışacakmışız' diye bir konuşma yaptığım için benim mensup olduğum partinin kapatılmasına ilişkin açılan davanın gerekçeleri arasına bu konuşma sokuldu. Şükürler olsun ki Türkiye bugün o günleri bayağı geride bıraktı. Az bir zaman geçti ama o akıl tutulması büyük ölçüde geride kaldı. Bu ülkede yıllarca kılık kıyafetinden dolayı öğrenim hakkı engellenen insanlara mahkemeler 'İyi ki engellemişsiniz, iyi yapmışsınız' diye kararlar aldılar. Böyle olursa birlik beraberlik nasıl olacak?"

ŞİDDET BİR ÖZGÜRLÜK ALANI OLAMAZ

Herkesin birbirine saygı göstermesi durumunda birlik ve beraberlikliğin kuvvetleneceğini söyleyen Akdağ, şöyle devam etti:
"Birbirimizden farklı olabiliriz ve olmalıyız ama birbirimize saygı göstereceğiz. Birbirimizin inançlarına ve yaşam biçimlerine saygı göstereceğiz. Elinize silah alır da bir hastanede güvenliği sağlamak için orada bulunan 3 aylık bir bebeği olan bir polis memurunu arkasından, kalleşçe, şerefsizce yaklaşırsak ona bir kurşun sıkar ve hayatına kastederseniz o şahadet mertebesine ulaşır ama siz hiçbir zaman birlikten beraberlikten insanlıktan bahsedemezsiniz. Bunu yapanların bahsedemeyeceği ortada da bir şekilde arkadan arkaya adeta teşvik edercesine ya da haklı sebepler bularak, bir anlamda haklılıkları varmışcasına yazanlar, çizenler, yorumlayanlar, siyaset yapanlar asıl işin tehlikeli tarafı burada. İşin tehlikeli tarafı dağa çıkan, kandırılan genç delikanlıda aranıyor. Ama asıl işin tehlikeli tarafı onu oraya çıkaranda, bunun sanki haklı bir gerekçeyle yapılmış olduğunu iddia edende. Çünkü şükürler olsun Türkiye'de biraz önce bahsettiğime benzer farklı zulüm davranışları artık yok."

90'lı yıllarda karanlık olaylar yaşandığını söyleyen Akdağ, "Faili meçhuller, işkenceler, hukukun çiğnenmesi gibi hususlarla karşılaşılabiliyordu. Hepimizin kafasını karıştıran bir ortam vardı. Bugün Türkiye'de böyle bir şey yok" dedi. 

"Bir üniversitede, bir öğrencinin özgürlüğünün engellenme çabası içerisine girilmesi durumunda, buna bütün öğrenci konseylerinin topyekun karşı çıkması gerekiyor" diyen Akdağ, "Özgürlüklere sahip çıkın. Ama şiddetle, başkalarının hakkına halel getirecek şekilde yapacak olanlara da hep birlikte karşı çıkmalıyız. Şiddet bir özgürlük alanı olamaz. Başkasının hakkını ihlal etmiş oluyorsunuz. Hangi bölümde okursanız okuyun toplumun değerlerine sahip çıkmaya çalışın" diyerek sözlerini tamamladı.

 
ZK(KS/SS)