Fenerbahçe - Galatasaray maçının ardından çıkan olayları değerlendiren Bahçeli, saha içinde ve dışında yaşanan çirkin ve tehlikeli olayları Fenerbahçe'ye ilişkilendirmemek gerektiğini ifade etti. Bahçeli, bir avuç kendini bilmezlerin polise taşlı sopalı saldırmasının, sporu terörize etmeye kalkışmasının, kamu araç ve mallarına ahlaksızca zarar vermesinin kesinlikle sarı lacivertin ruhuna aykırı ve uzak olduğunu belirtti. Bahçeli şöyle devam etti: "Allah korusun, böyle giderse stadyumlardan çakılacak bir kıvılcımın, telafisi çok zor olacak ortamlara ve olaylara neden olabileceğini görmek ve bilmek lazımdır. AKP hükümeti konunun üstüne mutlaka eğilmeli, Türkiye Futbol Federasyonu tüm kulüplerimizin katılımıyla katlanan problemlere çözüm ve çare aramalıdır. Başbakan'ın tribün mantığından ve yaklaşımında çıkarak, futboldaki faullü gelişmeleri ele alması ve kanayan yaraya merhem olması aciliyet arz etmektedir."

"19 MAYIS GERÇEK ZEMİNİNDEN KOPARILDI"

AKP hükümetinin 19 Mayıs'a savaş boyaları sürerek saldırması sonucunda bayramın üçe bölündüğünü gerçek zemininden koparıldığını belirten Bahçeli, "Ne büyük bir talihsizlik ve ne kadar mesafe almış bir garezdir ki, yapılacak törenler Atatürk'ün anma, Gençlik ve Spor olarak üçe ayrılmış ve dağıtılmıştır. İntikamla yatıp, kinle kalkan iktidar zihniyetinin; 19 Mayıs'ın ruhuna, mesajına ve taşıdığı derin anlam hazinesine gösterdiği pervasızlık gerçek anlamda hastalıklı siyasi yapısından ve çarpık idrakinden kaynaklanmıştır. AKP'nin milli kimliğe, milli gün ya da bayramlara yönelik iffetsiz ve edepsiz hücumu aslına bakılırsa Türk milletinin varlığına ve birliğine çevrilmiş bölücü namludan başka bir şey değildir" diye konuştu.

"SANKİ TÜRKİYE BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN DENEY TÜPÜ"

"Türkiye, işin açıkçası adı konulmamış bir otoriter sistemi yaşamaktadır" diyen Bahçeli, "Sanki Türkiye Cumhuriyeti Recep Tayyip Erdoğan'ın deney tüpüdür ve aklına ne eserse, keyfi neyi öngörürse ve zat-ı şahaneleri neyde karar kılarsa yerine getirilmekte veya bu yönde girişimlerde bulunulmaktadır. Kaldı ki, AKP'nin demokrasiyi yağma eden ve budayan zihniyeti, millet iradesini çarpıtan sinsiliği bugün üstesinden gelinmesi gereken en ciddi tehditlerden birisi haline gelmiştir" dedi.

"BAŞKAN ERDOĞAN OLMA EMELLERİ SÜRPRİZ BİR GELİŞME DEĞİL"

Başbakan Erdoğan'ın her yurtdışı seyahati ve her uluslararası temasında ülke gündemini sarsan tartışmalara da kapı araladığını söyleyen Bahçeli, "Bu yüzden milletimizin huzur ve sükuneti açısından bu zihniyetin ayaklarını biraz yerde tutması ve uçaklardan uzak durması son derece yerinde ve hayırlı olacaktır. Başbakan Erdoğan'ın başkanlık hayalleri, başkan Erdoğan olma emelleri, tek adamlık hevesleri yeni ve sürpriz bir gelişme değildir. Özellikle Başbakan Erdoğan Ortadoğu ülkelerine gide gele ve küresel siyaset labirentlerinde özenle imal edilen sultanlarla, emirlerle, şahlarla ve krallarla düşüp kalktıkça kendisi de bunlara özenmiştir. Bunun için önce; plan ve projelerini savunup icazet aldığı ABD'yi örnek almayı tercih etmiş ve telaşla bu ülkeye yaranmaya çalışmıştır" diye konuştu.

BAŞBAKAN'IN ESKİ ÜLKÜCÜ OLDUĞUNU DUYABİLİRİZ

Başbakan Erdoğan'ın Dokuz Işık kitabının 'Tek Başkan-Tek Meclis Sistemi' bölümünü istihza yüklü yüz hatlarıyla okuduğunu ifade eden Bahçeli, "Kabul etmek lazımdır ki, Başbakan Erdoğan için bu ciddi bir gelişmedir. Arınması, paklanması ve fikren temizlenmesi bakımından arayıp da bulamayacağı bir fırsattır. Yakında Sayın Başkan'ın eski ülkücü olduğunu duyarsak ve bununla ilgili aslı astarı olmayan iddialar kamuoyuna düşerse bizim açımızdan hiç de şaşırtıcı olmayacaktır. Ne var ki Orhun Anıtları'nın yolunu yaptırmak, örste demir dövmek ve bayrak taşımak şahsını nasıl milliyetçi yapmayacaksa, Dokuz Işık'tan işine gelen pasajları okuması da kendisine bir fayda sağlamayacaktır. Çünkü Başbakan Erdoğan ve zihniyeti zehir ise, bunların panzehiri biliniz ki Dokuz Işık ve taşıdığı yüksek ruhtur" dedi. Bahçeli şöyle devam etti:

"Başbakan Erdoğan'ın, kendisini haklı çıkarabilmek pahasına ve düşüncelerini kabullendirmek adına, mesela Dokuz Işığın içinde bir bölümü cımbızlaması bu itibarla abesle iştigaldir. Sürekli çark eden, dün söylediğinden bugün dilim sürçtü diyerek dönen, tek vatan derken iki defa ve ısrarla tek din diyerek iyice şuurunun kapandığını gösteren bu anlayışın, Dokuz Işığın özüne ve bütününe nüfus etmesi bize göre mümkün değildir. Biliyoruz ki, Başbakan kırk fırın ekmek yese de; ülkücülerin çağları aşan idrakini, Türk milletini bir bütün olarak ele alan derin fikri zenginliğini ve bozkurdun eğilmeyen onurlu başını anlaması asla mümkün olmayacaktır."

"AKP HÜKÜMETİ ÇİFTÇİYİ UNUTTU, VURGUNCULARA KUCAK AÇTI"

Bahçeli, tarım kesiminde çalışan vatandaşların en temel ihtiyacının tem etmesinden uzak olduğunu ve AKP iktidarına olan bütün güvenlerini ve ümitlerini yitirmiş bir halde hayat kavgası vermekte olduğunu söyledi. Bahçeli şunları söyledi: "Gözünü toprak doyursun denilerek hor ve hakir görülen çiftçi kardeşlerimiz, hasat dönemini kazanç elde etmek için değil, mahkum oldukları borçlarını ödeyebilecekleri bir zaman olarak görmektedirler. Ortalama 50 günlük bir hasat süresiyle, 315 gün boyunca Türkiye'yi doyuran bu fedakâr ve çalışkan insanların, maalesef kendileri doymamaktadır. Yıllardan beri aracıya, vurguncuya, tefeciye, komisyoncuya ezdirilen çiftçi kardeşlerimizin yapabildiği ise sadece borcunu borçla çevirmekten ibarettir.Sıcak para tacirini palazlandıran, tefeciyi heyecanlandıran, sermayeyi sevindiren, ancak sıra dar gelirli vatandaşımıza gelince ekmeğini elinden alan AKP hükümeti; çiftçiyi unutmuş, mağduru kaderine terk etmiş, fırsatçılara ve vurgunculara kucak açmıştır."

UZMAN ÇAVUŞ VE ASTSUBAYLARIN DURUMU

Bahçeli, TSK'da görev yapan uzman çavuşlar ve astsubaylarla, emniyet teşkilatına hizmet veren polislerin özlük haklarının, çalışma şartlarının ve ekonomik problemlerinin çözüme kavuşturulması gerektiğini söyledi. Bahçeli, "Bu meslek mensuplarının gerek kariyerlerindeki derece yükselmesiyle ilgili engellerin kaldırılması, gerekse de maaşlarındaki iyileştirilmelerin süratle sağlanması parti olarak başlıca talep ve temennimizdir. Biz bu konuda üzerimize düşen ne varsa yapmaya varız ve AKP'yi acilen Meclis zemininde harekete geçmeye davet ediyoruz. Bu düşüncelerle konuşmama son verirken hepinizi bir kez daha saygılarımla selamlıyor, başarılarla dolu bir hafta geçirmenizi diliyorum" diye konuştu.