BÜYÜME RAKAMLARINI MART'TA GÖRECEĞİZ


Güven unsurunu politikalarının tam merkezine koyduklarını belirten Babacan, "Biz, dedik, 'Devlete olan güveni sapasağlam koruyalım, özel sektörümüze güveniyoruz, gerisini zaten özel sektörümüz şöyle ya da böyle çözecektir' dedik. Bizim genç işadamlarımız, tecrübeli işadamlarımız, işkadınlarımız, o girişimci ruhuyla, yatırımlarıyla nasıl olsa ekonomimizi büyüme trendine sokacaktır diye düşündük. Bu, maya tuttu. 2010 yılına geldiğimizde büyümemiz yüzde 9 olarak gerçekleşti. 2011 yılında yüzde 8'in üzerinde bir büyümeye ulaştık ki, kati rakamları Mart ayında hep beraber öğreneceğiz. Böylece Türkiye büyüme rakamları olarak Avrupa'dan birden farklılaşmış oldu ve arada ciddi bir hız farkı oluştu. Üstelik bu büyüme, istihdam üreten bir büyüme oldu" diye konuştu.


GELİR DAĞILIMI DÜZELİYOR


Babacan, son 2 yıllık dönem içinde Türkiye'deki toplam istihdamın 3.5 milyon kişi arttığını ifade ederek, "Bu ülke nüfusunun yüzde 5'idir. Şu anda Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) verilerine baktığımızda Türkiye, istihdamını en hızlı arttıran ve işsizlik oranını en hızlı düşüren ülkeler arasında" dedi. Türkiye'de gelir dağılımının da düzeldiğini söyleyen Babacan, "Dün Birleşmiş Milletler (BM) bir rapor yayınladı. 'Küresel Sürdürülebilirlik Paneli'nin hazırlamış olduğu rapor, 2030 yılı için öneriler geliştiren rapor. O rapora baktığımızda, dünyada gelir dağılımı düzelen sadece iki ülke örnek gösteriliyor. Bu iki ülkeden birisi Türkiye. Niye gelir dağılımı düzeliyor diye baktığımızda, Türkiye'de artık rekabet daha iyi çalışıyor. Özel ayrıcalıklı alanlar artık kolay kolay oluşturulmuyor. Her alanda para kazanan, alnının teriyle bileğinin gücüyle kazanıyor artık. Ayrıcalıklı şirketler yok, ayrıcalıklı aileler yok. Ve bakıyorsunuz, Anadolu'nun dört bir köşesinden yıldız firmalar doğuyor. Milyarlarca ciro yapan, çok farklı ülkelerde hızla şubeler açan, belki 10 yıl önce hiç kimsenin adını, sanını duymadığı" diye konuştu.


DAYANIŞMA VE BİRLİKTELİĞİN OLDUĞU BİR AVRUPA


Dünyanın güçlü bir Avrupa'ya ihtiyacı olduğunu vurgulayan Babacan, "Ama sadece güçlü bir Avrupa'ya değil. Temsil gücü daha yüksek, daha katılımcı, her ülkenin kendi ulusal çıkarlarının peşinde koşmayıp, gerçek anlamda kendi aralarında dayanışma ve birlikteliğin olduğu bir Avrupa. Genişlemeye devam eden bir AB. Dışa açık, temel değerler ve idealler etrafında bütünleşmiş, din, dil ayrımı yapmayan, sadece ortak değerler etrafında buluşmuş bir Avrupa. Böyle bir Avrupa'ya dünyanın ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Zaten Türkiye, AB sürecine hala devam ediyorsa, hala o hedefi varsa, stratejik olarak bunun doğru olduğuna inandığımız için" diye konuştu.


YENİ YILDA 3 YENİ UYGULAMA


Babacan, bu yıl yenilik olarak uygulamaya koyacakları üç önemli alan bulunduğunu, bu üç alandan birinin devletin çıkaracağı kira sertifikaları olduğunu anlatarak, şunları söyledi:

"2012 yılında devletin çıkaracağı kira sertifikalarının yeni bir piyasa enstrümanı olarak devreye girmesini istiyoruz. Bununla ilgili yasal düzenleme ve arkadan ilk uygulamaların bu yıl içinde gerçekleşmesini hedefliyoruz. İkinci önemli konu, henüz halka açılma aşamasına gelmeyen firmalarımızın biraz dışarıyla, yatırımcılarla muhatap olmaya başlaması, kurumlaşması, şeffaflaşması amacıyla bir ilk aşama var. Bu da dünyada gittikçe yaygınlaşıyor. Bu, ilk aşamada melek yatırımcılarla yeni girişimleri buluşturan bir düzenleme. Bununla ilgili bazı bakanlıklarımızda hazırlıklar var. Ayrıca Hazine Müsteşarlığı, SPK'nın hazırlıkları var. Biz bu hazırlıklar biraz daha olgunlaştıktan sonra kurumlarımızı, bakanlıklarımızı bir araya getireceğiz ve bununla ilgili düzenlemelerimizi yapacağız. Belki devletin de ilk aşamada, ilk start verme aşamasında belli ölçülerde içinde olacağı bir mekanizmayı kurmuş olacağız."


GİRİŞİM SERMAYESİNİN GELİŞMESİ


Türkiye'de girişim sermayesinin gelişmesi konusunu da değerlendiren Babacan, "Bugüne kadarki sürece baktığımızda bu alanın da fazla gelişmediğini görüyoruz. Girişim sermayesi konusunda yine devletin sadece başlangıç aşamasında ve ölçülü bir şekilde işin içinde olduğu ama daha sonra devreden çıkacağı ki, onun da başını, sonunu çok iyi tanımlayacağız, öyle ucu açık olmayacak. Sadece işin başlangıcında filizlenmesinde biraz yardımcı olmak, biraz devreye girmek, ondan sonra artık kendi ayakları üzerinde yürümeye başlayınca hemen geri çekilmek ve piyasayı kendi dengeleri içinde bırakmak. Bununla ilgili yine bir çalışmamız var. Farklı kurumlarımızda, farklı hazırlıklar söz konusu. Bunların hepsini bir araya getirip tek bir politika, tek bir düzenlemeyle bunu da devreye sokmuş olacağız" dedi.


(BB)