Diyarbakır ve çevre illerden 16 baroya bağlı yaklaşık 300 avukat, meslektaşlarının tutuklanmasını yürüyüşle protesto etmek için Diyarbakır Adliyesi önünde toplandı. Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı'nın da destek verdiği avukatlar cübbelerini giydikten sonra 'Avukatlara özgürlük, Kürtlere adalet' yazılı pankartla Adliye önündeki yolda yürümek istemelerine polis tarafından izin verilmedi. Polis müdürleriyle yapılan görüşmelerin ardından avukatlar, belirlenen güzergah üzerinden 5 kilometre mesafedeki Diyarbakır E Tipi Cezaevi önüne yürüyüşe geçti. Yürüyüşe poliste sıkı önlem alırken, zırhlı araçlarda avukatlar takip edildi.

ŞEHİR MERKEZİNE GİRMELERİNE İZİN VERİLMEDİ.

Yürüyüş sırasında kentin merkezi olan Ofis Semti'ne girmek isteyen avukatların önü çevik kuvvet ekiplerince kapatıldı. Şehir merkezine girişe izin verilmeyeceği ve yürüyüşün Elazığ Caddesi üzerinde yapılacağını belirten polis müdürü, avukatkara zorluk çıkarmamaları yönünde anons yaptı. Yapılan görüşmelerden sonra avukatlar şehir merkezine girmeyerek belirtilen güzergahta yürümeye devam etti. Sık sık, 'Polis devleti istemiyoruz', 'Tutuklu avukatlar onurumuzdur' sloganları atan grup Elazığ Caddesi'nden geçerek Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi önüne kadar yürüdü.

5 kilometre yürüyen avukatlar, cezaevi giriş kapısı önünde basın açıklaması yapmak istedi. Polis yetkilileri ise giriş kapısı önünde buna izin verilmeyeceğini belirterek, cezaevi yanındaki boş alanda basın açıklaması yapılabileceğini söyledi. Daha sonra Cezevi'nin önü Toplumsal Olaylar Müdahale Aracı, panzer, zırhlı araçlar ve çevik kuvvet ekiplerince kapatıldı. Avukatlar bunun üzerine boş alanda basın açıklaması yaptı.

AKTAR : BARIŞÇIL ÇÖZÜM İÇİN MÜZAKERE SÜRECİ YENİDEN BAŞLATILMALI

Basın açıklamasını okuyan Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar, 15 farklı barıya mensup 36 meslektaşlarının sadece avukatlık yaptıkları için tutuklandıklarını belirterek, şöyle konuştu:

"Meslektaşlarımız cezaevine kabul sırasında onur kırıcı davranışlara maruz kalmışlardır. Bu konuda yapılan suç duyurularından bugüne kadar sonuç alınamamıştır. Toplumun muhalif kesimlerini nefessiz bırakan faşizmi andıran bu uygulamalar ve politikalar Kürtlerin, Kürt meselesinin demokratik barışçıl çözümüne olan inancını ortadan kaldırma noktasına gelmiştir. Mesleklerinin gereğini yaptıkları için tutuklanan meslektaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını, Şırnak ve Şanlıurfa'da meslektaşlarımıza saldıran polislerin derhal açığa alınmasını ve haklarında soruşturma açılmasını talep ediyoruz. Terörist üretme kanunu olan Terörle Mücadele Kanunu'nun derhal kaldırılmasını, TCK ve diğer kanunlardaki anti-demokratik hükümlerin kaldırılmadını istiyoruz. Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için müzakere süreci yeniden başlatılmalı, basına yönelik sansüre derhal son verilmeli ve tutuklu bulunan basın mensupları serbest bırakılmalıdır. Mahkemelerde Kürtler başta olmak üzere muhalif kesimlere yönelik ayrımcı tutumlara ve kararlara son verilmelidir."

Basın açıklamasının ardından avukatlar ellerinde taşıdıkları karton afişleri cezaevi önündeki toprak alana dikti. Avukatların yürüyüşü olaysız bir şekilde sona erdi.