ANA TEMA 'GENÇ İŞSİZLİĞİ' SORUNU


Bakan Çelik yaptığı konuşmada, "Sosyal uyum için ayrılan maddi kaynakların ekonomik kriz ve tasarruf gerekçeleriyle için azaltılması toplumda dışlanmışlık hisseden kişi ve grupların sayısını artıracağı, bunun ekonomideki toplam talebe olumsuz yansımalarının yanında toplumsal huzursuzluklara da neden olacağı açıktır. Hızla küreselleşen bir dünyada toplumsal huzursuzlukların sınırları aşan bir etkisi oabileceği de hatırdan çıkarılmaması gereken bir gerçektir. Böylesi bir ortamda kendinizi güvende görüp olaylara duyarsız kalmak doğru değildir. Artık günümüzde hiçkimsenin 'Başkası beni ilgilendirmez' deme şansı kalmamıştır. Kısa sürede sınırları aşarak dünya geneline yayılan mali krizin bazı ülkeler için sosyal sorunları da beraberinde getirdiğini görüyoruz" dedi.


Geçen yılki konferansın ana temasının 'sosyal koruma tabanları ' olduğunu söyleyen Bakan Faruk Çelik, "Bu yıl ise, 'genç işsizliği' sorunu ana tema olmuştur. Bu tartışmalarda öne çıkan konulardan biri istihdamın sosyal uyumda önemli olduğudur. Bireylerin güvenle geleceğe bakabilmeleri için, hem bugünden bir iş sahibi olması, hem de etkili bir sosyal güvenlik sistemi içinde yer alması önemlidir. Gençlik gelecek demektir. Herkes için güvenli bir gelecek sağlamak bugünden gençlere yatırım yapmayı gerektirir. Bugününden emin olamayan gençlerin gelecekte daha ciddi sorunlarla karşılaşması ve daha ciddi sorunlara yol açması kaçınılmazdır. Yüzde 50' leri aşan genç işsizliği oranının olduğu bir ortamda ne toplumsal barıştan ne de güvenli bir gelecekten söz etmek mümkün değildir. Bu son derece yüksek genç işsizliği oranları, küresel ölçekte kontrolsüz göçleri de tetikleyerek, başka sosyal sorunlara da yol açabilecek potansiyele sahiptir" diye konuştu.


"SOSYAL UYUMUN ÖZÜNDE DAYANIŞMA, BİRLİKTE YAŞAMA VE KARŞILIKLI ANLAYIŞI VARDIR "


Bakan Çelik konuşmasında yabancı düşmanlığına da değindi. Bakan Faruk Çelik, "Küreselleşmeyle birlikte emek ve sermayenin dolaşımının önündeki engeller kalkmaktadır. Farklı kültürlerden ve kökenlerden gelen insanlar farklı coğrafyalarda birarada yaşamak durumunda kalmaktadır. Sosyal uyum bu kişiler için de ciddiyetle ele alınmalıdır. Ancak dünyanın birçok bölgesinde olduğu gibi bazı Avrupa ülkelerinde de yanı bulan ırkçı akımlar, yabancı düşmanlığı, islamafobya kaynaklı ayrımcı uygulamalar bizleri endişeye sevketmektedir. Çok kültürlü toplumların kültürel, geleneksel ve dinsel farklılıklara vurgu yapmak yerine onları birere zenginlik olarak görmelerinin büyük getirileri olacağını düşünüyorum. Unutmayalım ki sosyal uyumun özünde, dayanışma, birlikte yaşayabilme ve karşılıklı anlayış yatmaktadır" dedi.


"HEPSİNE AİLE MERKEZLİ BAKIYORUZ"


Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ise "Sosyal uyumdan sosyal adaletten ve herkes için güvenli bir gelecekten bahsedeceksek dünyamızın şu anki durumunu çok iyi analiz etmemiz, her ülkenin kendi yerli modeliyle politikasını üretip buna gerekli mali kaynağı ayırıp sosyal uyumu ve adaleti sağlaması gerekir" diye konuştu.


Şahin, "Bu koyduğumuz hedefe ulaşmak için önce sosyal yardım sistemini adaletli dağıtmak için kaynağı ayırdık. 1,3 milyar lira olan bütçenin vakıf gelirlerini 18 milyar liraya ulaştırarak bunun 15 kat artan bir gelire dönüşmesini başardık. Mali bütçeyi kime ne şekilde uygulayacağız dediğimiz zaman TÜBİTAK ile işbirliği yaparak 2,5 milyon hanenin ekonomik ve sosyal analizini yaptık. Bize başvuran vatandaşlarımızn analizlerinden sonra gerekli yardımı vermeye başladık. Bugün biz bütün çocuklarına eğitim kitabını bedava veren, bedava süt veren ve özelikle kız çocuklarının eğitilmesi için kız çocuklarına erkek çocuklarından öncelik veren bir hükümetin temsilcisi olarak huzurlarınızdayım" dedi. Bakan Şahin, ailenin temel olduğu modelleri önemsediklerini belirterek, bütün çalışmalara aile merkezli yaklaştıklarını belirtti. Şahin, "Hepsine aile merkezli bakıyoruz. Ailenin toplumun temeli olduğunu, güçlü millet olmanın aileyi parçalamadan götürmenin en doğru model olduğunu görüyoruz" diye konuştu.


Bakan Şahin "Bildiğimiz ve inandığımız birşey var ki herkes mutlu olmadıkça hiçkimse mutlu değildir. Herkes huzurlu olmadıkça hiçkimse huzurlu değildir. Sosyal devlet olarak her geçen gün bütün krizlere rağmen artan bütçeyle adaletli bir dağılım sistemiyle politikalarımızı oluşturmaya devam edeceğiz" diye konuştu.