Manken Aslı Baş'ın Antalya'da oturan babası 64 yaşındaki Mehmet Baş, Ulusal Kriminal Büro raporları sonucunda kızının intihar etmediği, ama atıldığının belli olduğunu söyledi. Kızının ölümünden bir gün sonra İzmir Adli Tıp Kurumu önünde 'Benim kızım başımı öne eğdirecek hiçbir şey yapmamıştır, intihar etmez, şüphelerimiz var' dediğini hatırlatan Mehmet Baş, şöyle dedi:

"Ve haklı da çıktım. İntihar etmedi. Kızım intihar edecek bir insan da değil. Karakter yapısı, insanlığı, hayata bağlılığı kesinlikle intihar söz konusu olamaz. Biz bunun üzerine yoğunlaştık. Şüphelerimiz vardı. Bizi üzen ilk savcının tutum ve davranışlarıydı. Orada bazı olayların karartılması, oraya ilk gittiğimde savcı beyin 'Davacı değilim' diye bir ifade vermemi istemesi. Bunun üzerine ben 'Avukatımla görüşüp ifademi öyle vereyim' dediğimde 'Gerek yok' dedi ve ben oradan ayrıldım. Bir savcı benim durumumdaki bir insana 'Davandan vazgeç diye ifade ver' demez. Sadece davacı olup olmadığımı sorar. Bu gibi nedenler bizde değişik fikirler oluşmasına neden oldu. Biz olayı Türk adaletinin, Türk hakim ve savcılarının adaletine bıraktık. Sonsuz güvenimiz var bu konuda."

SORGULAMALARIN SONUCUNU BEKLİYORUZ

Dün saat 15.00'te Bodrum Yalıkavak'ta olayın gerçekleştiği yere gittiklerini ve olay yerini gördüklerini aktaran Mehmet Baş, "Orada inceleme yapıldı, ifadeler alındı. Ve bunun sonucunda da gözaltılar söz konusu oldu. Daha sonra biz oradan ayrıldık. Bugün sorgulamaların sürdüğünü tahmin ediyorum. Sonucu bekliyoruz. Adaletin tecellisini bekliyorum. Biz durup dururken kimseyi suçlamak istemiyoruz. Bizim istediğimiz adaletin yerine gelmesi. Suçlu varsa bunun cezasını çekmeli. Biz bu acıyı ölene kadar çekeceğiz, ama bize bu acıyı çektirenler cezasını çekmeli" diye konuştu.

İNTİHAR DİYE BİRŞEY YOK

Anne 58 yaşındaki Müesser Baş ise turizmci Ahmet Bayer'in, 'Bugüne kadar Aslı ve ailesine saygımdan ötürü konuşmadım. Ama olayda Aslı, görgü tanıklarının da ifade ettiği gibi atlamıştır. Bu Aslı'nın ilk intihar girişimi değildir. Ölümünden 17 ay önce de İstanbul'da intihara teşebbüs etmişti' şeklindeki açıklamalarına tepki göstererek, şöyle konuştu:

"Böyle bir şey yok. Onların yeni bir iddiası. Her şey ortaya çıkmıştır, yeni deliller elimizde. Dün Bodrum'daydık. Bire bir herkesin tekrar ifadesi alındı. Bizim elimizde orada atıldığına dair deliller var. Benim kızım hayat doluydu, hayata çok bağlıydı, herkese pozitif enerji veren bir insandı. Bana çok düşkündü. İstanbul'da yaşıyordu ama ilişkilerimiz hiç kopuk değildi. Ahmet Bayer beyin söylediği gibi bu bir gönül ilişkisi değildi, kesinlikle iş ilişkisiydi. Kızım mesleği bıraktıktan sonra organizasyon işleri yapıyordu. Hayata sıkı sıkı bağlı bir insandı. 'Anne seni kaybedersem seni kaybettiğim günü görmeyeyim' diyen, ailesine sıkı sıkı bağlı bir insanın böyle bir şey yapmadığını biliyoruz. Daha önce de intihar teşebbüslerinde bulunduğu iddia edildi, böyle bir şey yok."

'O BİZİM CANIMIZDI'

Olayla ilgili Bodrum'da inceleme yapıldığını ve sürecin devam ettiğini aktaran Müesser Baş ölümünün ardından kızını çok özlediğini söyledi. Yaşanan bu gelişmeler sonrası aynı acıları tekrar hatırladıklarını vurgulayan Müesser Baş, "O bizim canımız, ciğerimizdi. 2 senedir ne çektiğimizi bir Allah bir biz biliyoruz. Eşimin de benim de psikolojisi bozuk, ilaçlarla ayaktayız. Bugün aynı üzüntüyü tekrar yaşıyoruz. Ölene kadar bizimle gidecek ama bizim yüreğimize su serpen tek tarafı kızımızın öldürüldüğü, atıldığı. Bizi sevindiren sadece bu tarafı tabi ki özlüyoruz" diye konuştu.

Manken Aslı Baş, 21 Temmuz 2010 tarihinde saat 02.30 sıralarında, turizmci Ahmet Bayer'e ait Bodrum'un Yalıkavak Beldesi'ndeki Club Flipper Tatil Köyü içindeki villasının 7.5 metre yükseklikteki balkondan düşerek ölmüştü.



ÖÖ(HA/SS)