Erzurumlu Recep Arslan, 2008 yılının Mayıs ayında Hatay Serinyol 3/121'inci Jandarma Eğitim Bölük Komutanlığı'na acemi birliğini yapmak üzere celp edildi. İddiaya göre, bölükteki kıdemli askerlerden jandarma er İskender D., Recep Arslan'ın zorla parasını alıp, kemerle ranzaya bağlayarak şiddet uyguladı. İki gün boyunca da yemek ve su da verilmeyen Recep Arslan rahatsızlandı.

ÖNCE İSKENDERUN, ARDINDAN GATA'YA SEVK EDİLDİ

Yaşadıklarını bölük komutanı Jandarma Üsteğmen Serdar İ.'ye bildirmesine rağmen herhangi bir tedbir alınmadığı gibi, Recep Arslan İskender D.'nin sorumluluğuna verildi. Gördüğü baskılar sonucu psikolojik sorunlar yaşayan Recep Arslan, revire gidİince İskenderun Asker Hastanesi'ne sevk edildi. Buradan Ankara GATA'ya sevk edilen Recep Arslan 1 hafta süre ile yataklı tedavi gördükten sonra kendisine 'Aksiyete Bozukluğu' tanısı konuldu.

Askerlik yapmasına engel herhangi bir rahatsızlık olmadığı raporu ile tekrar birliğine gönderilen Recep Arslan'ın, iddiaya göre aynı şiddet ve baskıları görmesi üzerine psikolojisi daha da bozuldu. Acemi birliği bitip memleketine gönderilen Recep Arslan otobüs terminalinde kendisini bekleyen ağabeyi İlhami Arslan'ı tanımadı. Kardeşinin görünüşünden neler yaşadığını anlayan ağabeyi İlhami Arslan, ilgililer hakkında cezai işlem yapılması için Hatay Cumrhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Bukonuda Hatay Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın devam ettiği bildirildi.

USTA BİRLİĞİNDE, RAHATSIZ OLDUĞUNA İNANMADILAR

Acemi birliğinin ardından Van Jandarma Asayiş Komutanlığı'nda göreve başlayan, ancak her seferinde rahatsız olduğunu söyleyen Recep Arslan, komutanlar ve askerlerin 'Kendini deliliğe veriyor' diyerek inanmaması nedeniyle burada da baskı gördü. Van Asker Hastanesi'ne götürülen Arslan, 'şizofren' tanısı ile Ankara GATA'ya sevk edildi. Arslan hiçbir tedavi uygulanmadan 3 ay hava değişimi verilerek Erzurum'daki ailesinin yanına gönderildi. Hava değişimi sonrası Erzurum Mareşal Fevzi Çakmak Askeri Hastanesi'ne başvuran Recep Arslan, yapılan muayene sonucu 'askerlik yapmasında sakınca olmadığı' gerekçesiyle Van'daki birliğine gönderildi. Hiçbir tedavi uygulanmadan 1.5 ay askeri birliğinde görev yapan Recep Arslan'ın hastalığı daha da ilerleyerek tedavisi mümkün olmayan bir seviyeye geldi. Artık kendi ihtiyaçlarını bile göremez hale gelmesi nedeniyle üçüncü kez GATA'ya sevk edilen Arslan'a 13 Mayıs 2009 günü 'psikotik bozukluk' tanısı ile 'durumunun askerliğe elverişli olmadığı' raporu verilerek terhis edildi.

HUKUK MÜCADELESİ BAŞLATTI

Vatani görevi sırasında aklınıyitiren Recep Arslan hukuk mücadelesi başlattı. Kendisini bu duruma sokan askerler ve komutanları hakkında Erzurum 2'inci Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açan Recep Arslan'a, Yakutiye Kaymakamlığı tarafından 3 aylık bin 100 lira engelli maaşı, aylık 630 lira da bakıma muhtaçlık maaşı bağlandı. Recep Arslan ise tek isteğinin tüm bunların iptal edilerek, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 'gazi' unvanının verilmesi olduğunu söyledi. Aklını yitirdikten sonra sevdiği kız tarafından da terk edildiğini belirten Recep Arslan şunları anlattı:

"Otobüs terminalinden davul-zurna eşliğinde göbek atarak askere gittim. Ama benden aklımı alarak geri gönderdiler. Silah arkadaşlarıma ve komutanlarıma durumumu anlattıkça, 'numara yapıyor' diyerek bana yapmadıkları işkenceyi bırakmadılar. Şimdilik ilaçlarla aklıma mukayyet oluyorum. Yaşlı anamla birlikte yaşıyoruz. Anam bile benden korktuğu için ağabeyimin himayesi altındayım. Gazi olmak için bir elimi, gözümü, kulağımı, bacağımı mı vermek zorundayım? Ben devletime aklımı verdim. Ama onlar kalkıp bu hastalığımızın irsi olduğunu söylüyor. Sülalede benden başka şizofren olan yok. Madem deliydim. GATA neden 3'üncü raporunda 'askerlik yapamaz' dedi. Benim aklımı kışlada aldılar."

'MÜVEKKİLİM AKLINI ASKERİYEDE YİTİRDİ'

Müvekkilinin akli dengesini vatani görevini yaparken yitirdiğini iddia eden Erzurum Barosu avukatlarından Nurullah Arıcı da, bunu GATA'nın verdiği raporlarla ispat ettiklerini belirterek şunları söyledi:

"Müvekkilim Recep Arslan'a GATA önce 'aklı başındadır' raporu vermiştir. Son raporunda ise 'Yüzde 80 şizofrenidir' denilmiştir. Bu da Recep Arslan'ın sivil hayatında değil, vatani görevini yaparken aklını yitirdiğini ortaya koyuyor. Akıl sağlığı yerinde olmayan ve hiç bir ilaç tedavisi uygulanmayan müvekkilime komutanları silah vermiştir. Şu anda müvekkilimin akli dengesi yerinde olmadığı için cezai ehliyeti yok. Bu tür insanlara rapor verilmeyip askerlik yaptırılması her türlü kazalara ve facialara yol açabilir. Devletimiz büyük bir devlet. Tazminat endişesiyle 'hayır bu askerde olmamıştır, asker öncesi bir rahatsızlıktır' gibi üzerinden atar bir raporla bu işlere tevessül edilmesin. Zira askeriye çok önemli bir kurum ve çok önemli işler yapıyor. Mühimmat var, bomba gibi şeyler var. Allah korusun kazalara mahal verebiliriz. Yapılan araştırmalara göre Recep gibi Türkiye'de 60 bin kişinin bulunduğu iddia ediliyor."



Tİ(KS/COŞ)