Aynı zamanda araştırmacı olan Arkeolog Nezih Başgelen, Adıyaman Nemrut Rotary Kulübü Derneği liderliğinde yürütülen, İtalya, Macaristan ve Adıyaman Üniversitesi'nin de partner olduğu 'Dünya'da Nemrut, Nemrut'ta Dünya' projesi kapsamında düzenlenen, 'İlk Bulunuşundan Bugüne Nemrut Dağı; Araştırmalar, Kazılar, ve Koruma Sorunları' paneline katıldı.

Adıyaman Üniversitesi Mustafa Vehbi Koç Konferans Salonu'nda düzenlenen panele, Vali Yardımcısı Yakup Güney, İl Turizm Müdürü Mustafa Ekinci, öğretim üyeleri, öğrenciler ve sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Panelde konuşan Arkeolog Nezih Başgelen, Nemrut Dağı'nın dünyada eşi benzeri olmayan bir miras olduğunu belirterek, bu tarihin mutlaka korunması gerektiğine dikkat çekti.

Başgelen, Türkiye'de artık tarihi eserlerin yurtdışına kaçırılmasının önüne geçildiğini belirterek, "1960'lı yıllarda maalesef Türkiye'den birçok tarihi eser yurtdışına kaçırıldı. Antiokhos'un Başı gümrükte yakalanmıştı. Ancak bugün bu sıkıntılar yaşanmıyor, ülkemizdeki tarihi eserlere daha iyi sahip çıkılıyor. Bu kapsamda Nemrut da daha iyi korunmaya başlandı. Eskinin hatalarından da ders alınarak bu tarihi mirasa sahip çıkılmalı. Heykellerin tahrip olmaması için çalışmalar yapılmalı" dedi.

Nemrut Dağı'nda uzun yıllar kazılara katıldığını ve çalışmalar yürüttüğünü aktaran Arkeolog Başgelen, buradaki heykellerin tahribatının önlenmesine yönelik ciddi projeler geliştirilmesi gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Nemrut, bulunduğu 1883 yılından bu yana dünyada en fazla ilgi çeken yerlerden birisidir. Bu nedenle de dünyanın 8'inci antik harikası olarak nitelendirilmiş, Türkiye'nin de gerek afişlerinde gerekse yurt dışındaki fuarlarda en fazla tanıtılmış ve tanıtımında kullanılmış merkezlerden biri olmuştur. Ama ne yazık ki bu denli tanınmış ve dünyada bu kadar önemli bir yer olmasına karşın bugüne kadarki koruma problemlerinin başarılı seviyede olduğunu söyleyemeyiz. Nemrut Dağı bulunduğu ilk günden bu güne eserlerin hepsi gerek iklim şartları gerekse ziyaretçi tahribi ve diğer bağnaz müdahalelerden dolayı tarihsel değerini kaybetmiş durumda ve bu süreç halen devam ediyor. Bu durum başta kendisini kültür mirasına adamış kişiler başta olmak üzere herkesi tedirgin ediyor ve gelecek açısından kaygı yaratıyor. Türkiye'nin bu alanda çok ciddi projeleri devreye sokması Adıyaman'daki bu değerleri ve bu denli önemli merkezleri daha akıllıca bir koruma politikası ile yerinde müdahalelerle gelecek kuşaklara aktarması gerekiyor."

Arkeolog Başgelen, daha önce gündeme gelen Nemrut Dağı'ndaki heykellerin başka bir yere taşınması konusunun doğru olmadığını savundu. Başgelen, "Nemrut Dağı konumu itibariyle çok özel bir yer. Korumanın orada nasıl ve hangi şartlarda yapılması gerektiğini görmemiz lazım. Eserlerin yerinde nasıl bir şekilde yaşamlarını devam ettirebileceği, varsa bazı eserleri yine koruma altına almak için tepenini belirli bir kodunda peyzajı bozmayacak bir sergilenmesi gerekir. Yani Nemrut Dağı'nın bütünlüğünün bozulmayacağı çözüm yolunun hayata geçirilmesi gerekir" dedi.

ZAMAN KAYBEDİLİYOR

Nemrut Dağı'nda her mevsim sonrası tahribatın arttığına ve bunun da eserleri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bıraktığına değinen Arkeolog Nezih Başgelen, sözlerini şöyle tamamladı:

"Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; Nemrut yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Nemrut Dağı'nda bulunan değerler her kış, her yaz biraz daha özgünlüğünü yitirir konuma geldi. Bu açıdan biz belirli bir zamanı tüketmiş bir durumdayız ve hiç zamanımız yok. Yani artık Nemrut bu şartlarda devam edemez bir konumda. Yaz ile kış arasındaki korkunç ısı farkı, taşların bile dayanamayacağı şiddetli rüzgarlar, donma tehlikesi, kar, buz ve üstüne turizminin getirdiği tahribat Nemrut Dağı'nın geleceğini tehdit ediyor. Bu tehlikeye karşı bir an önce gerekli önlemler zaman kaybetmeden alınmalıdır."



FB(HK/CK)