Bursa Teknik Üniversitesi’nin Yeni Akademik Yılı açılış törenine katılan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, üniversite harçlarının kaldırılmasından ikinci öğretim hariç 3.5 milyon öğrencinin doğrudan yararlandığını söyledi. Bunun maddi karşılığının 1.3 milyon lira olduğunu vurgulayan Arınç, "Aslında bu parayı yatıranlar üniversiteye katkı sağlamış oluyordu. Bu para bizim hazinemize girmiyordu. Bunu üniversite öğrencileri için kullanıyordu. Şimdi o parayı üniversiteye biz vereceğiz. İspanya, Portekiz, Yunanistan ve İrlanda gibi ülkelerin borçlarını döndüremediği maaşlarını ödeyemediği bir yerde biz 1.3 milyondan vazgeçiyoruz. Bunu Türkiye’de bir devrim olarak görmemiz mümkündür" dedi.

'ÜNİVERSİTELER İDEOLOJİLERİN SAVAŞ ALANI DEĞİLDİR'

Konuşmasında üniversitelerde meydana gelen protesto eylemlerini de değerlendiren Arınç, tek tipçi, kısıtlayıcı ve herşeyi standart altına alan bir eğitimden yana olmadıklarını vurguladı. Özgür, hür iradenin mutlaka üniversitelerde hakim olması gerektiğinin altını çizen Arınç, "Ama üniversiteler ideolojilerin savaş alanı da değildir. Deli gömleği giydirilmiş ideoloji kavga alanı da değildir. Silahlı sopalı meydanları da değildir" diye konuştu.

Her türlü protesto gösterisi yapılabileceğini ve herkesin her şeyi beğenmek zorunda olmadığını da ifade eden Arınç, şöyle devam etti:

"Ama bunları da insanı şekilde yapmamız gerekir bazen susarak yaparsınız. Bazen beğendiğinizi ifade ederek. Ama bunu sürdürmek bunu taşkınlığa dönüştürmek, başkalarının özgürlüğünü kısıtlamak, orada toplantı yapılmasını engellemek, hele hele yabancı cisimler atarak insanları darp etmek protesto özgürlüğü değildir. Dolayısıyla biz bugün aslında örnek eğitim- öğretim yılımızı açıyoruz. Daha önce geldiğim yerlerde üç-beş kişinin protesto yaptıklarını gördüm. Mesela Uludağ üniversitesinde geçen yıl böyleydi. Uludağ Üniversitesi’nin öğrenci sayısı diyelim ki 40 bin. Bağıran çağıran kaç kişi? Yani on binde birinin protesto yapmalarından doğal ne olabilir? Bu 100 kişi de 300 kişi de bin kişi de olabilirdi.Herkes duygularını ifade edecek bir şekilde. Ama onu fizik i bir darbeye dönüştürmek insanların üzerine gelmek, onlara cisim atmak, orada bin kişi eğitim öğretim yılını açarken bu toplantıyı sabote etmek özgürlük değildir. Üç defa bağırırsınız beş defa bağırırsınız, pankart açarsınız, ondan sonra çekip gidersiniz. Bu yapılacaksa buna eyvallah. ama insanlara hakaret etmek, toplumun huzurunu bozmak, bunlar sizin özgürlüklerimiz yakınındaki kişinin özgürlüğü kadardır, sınır oraya kadardır. Onun da dinleme, alkışlama özgürlüğü, onun da istifade özgürlüğü var."

'TAMAM BAĞIR BEN SENİ DİNLİYORUM, NE OLUR 3 DAKİKA SONRA BU İŞİ BİTİR'

Arınç, Avrupa ülkelerinde bu konuda yazılı bir standart olmadığını da ifade ederek, şunları söyledi:

"Yani 3 dakikaya müsaade etmişler, 5 dakikaya müsaade etmişler. Tamam, bağır ben seni dinliyorum. Saatime de bakıyorum. Ne olur 3 dakika sonra lütfen bu işi bitir. Sende yorulma beni de yorma bu ölçülere dikkat ettiğimiz zaman mesele yok. Artık biraz da dikkat edildiğini görüyorum. Şimdi üç kişinin dört kişinin, bunların bir kısmı da zaten kadrolu yani nümayişçidir. Bir gün Uludağ Üniversitesi’nde görürsünüz, 3 gün sonra Bilecik Üniversitesi’ne sine giderler. Kamera kayıtlara bakarsanız hepsi aynı kişiler. Farklı da olabilir ama bir ölçüsü olacak. Bu nedenle üniversiteler özgürlük alanlarıdır. Okuyarak, konuşarak tartışarak birbirimize saygı göstererek, bize çok aykırı gelen fikirlere bile tahammül edeceğiz yerlerdir. Üniversite yönetimlerinin öğrenci kardeşlerimizi böylece kucaklaması gerektiğini düşünüyorum."

Arınç, konuşmasının ardından Bursa Teknik Üniversitesi Yabancı Diller Meslek Yüksek Okulu binasının açılışı yaptı. Sınıfları dolaşan Arınç, Amerikalı bir öğretmenle de İngilizce olarak kısa bir süre konuştu.