Yorum: Başkanlık sistemine geçişin provası

Cumhurbaşkanı Erdoğan emeline nail oldu. Üç ay boyunca Türkiye'yi kararnameyle yönetebilecek. Bunu çoktandır yapıyor ama şimdi anayasanın verdiği yetkiye işaret edebilecek. Başkanlık sistemine geçilmesini sağlayacak anayasa değişikliğinde ısrar etmesi de zaten bundan.


Erdoğan'ın demokratik meşruiyet hasreti

İktidarını fiilen kullanabildiği için aslında anayasa değişikliğine de ihtiyacı yok. Ama o sınırsız iktidarının demokratik meşruiyeti olmasına büyük önem veriyor. Böylece taraftarlarının daha fazla gözüne giriyor. Her fırsatta Türkiye'nin demokratik seçimle göreve gelen ilk cumhurbaşkanı olduğunu hatırlatıyor. Darbe gecesi ‘Allah'ın lütfundan' söz etti. Gerçek ve sözde muhalifleriyle hesaplaşma fırsatını yakaladı.

Erdoğan OHAL'i deneme olarak kullanacak. Bölecek ve yönetecek. Kendine has yönetim tarzıyla toplumda kendisinden olanlarla olmayanları birbirinden ayıracak. Son gün ve gecelerin tecrübeleri bunu gösteriyor. Toplumdaki kutuplaşma daha da tırmanacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan duyulan şüpheye rağmen, darbe gecesi Türkiye'nin ne kadar tehlikeli bir duruma geldiği de unutulmamalı. Öncelikle Almanya'da, demokrasinin içini boşaltan uygulamaları yüzünden Erdoğan'a duyulan güvensizlik arttı. Ancak darbecilerin plan ve hedefleriyle ilgili ayrıntılar ortaya çıktıkça insanın içi daha fazla ürperiyor. Askeri cunta gelseydi Türkler inim inim inletilirdi. Cunta yüzünden Türkiye yıllar, hatta on yıllar öncesine geri dönebilirdi.

Darbe sonrası darbe öncesi olmamalı

Türkiye muhtemel bir felaketin eşiğinden döndü. Şimdi her şeyden önce darbe sonrasının darbe öncesi olmasının önlenmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, OHAL'i kendi iktidar emellerine nail olmada ‘beyaz darbe' olarak kullanmamalıdır. Türkiye'nin siyasi realiteleri karşısında bunu beklemek, olmayacak duaya amin demeye benzer.

Darbeciler o geceye uzun süredir hazırlanıyorlardı. Erdoğan ise darbe gecesi başlattığı ‘temizlik' hareketinin hazırlığına onlardan önce başlamıştı. Çevresinden aldığı destek gerçek ve sözde Gülen yandaşlarını ‘temizleme' güdüsünü daha da kamçılayacaktır. En kötü ihtimalle Türk yönetimindeki düşman ve komplocular tarafından kuşatılmışlık paranoyası daha da azacaktır. DW/Reinhard Baumgarten