Bu amaçla düzenlenen sempozyumların yedincisinde, İstanbul Işık Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Meriç Hızal ve öğrencileri, 20 gün sürecek olan bir çalışma için UKKSA’da biraraya geldi. UKKSA Başkanı Nevzat Metin, tarihi antik Knidos kentine 12 kilometre mesafedeki bir köyde kurulan akademide, ana tanrıça heykellerinin yeniden boy göstermeye başlamasının mutluluğunu yaşadıklarını ifade ederek, "Bu topraklarda binlerce yıl önce, dünyanın en ünlü sanat ve bilim adamları hiç unutulmayacak eserlere imza attılar. Heykeltıraş Praksileteles’in dünyaca ünlü Çıplak Afrodit heykeli, astronomi ve matematik bilimcisi Eudoksos’un güneş saati bunlardan bazılarıdır. Bu tarihi mirasımıza sahip çıkmak ve güzel sanatları bu topraklarda yeniden yaşatmak amacıyla iki yıl önce yola çıktık. Heykel, seramik ve cam atölyelerimizle hizmet veriyoruz. Düzenlediğimiz heykel sempozyumları ile, Türkiye’nin ilk tanrıçalar müzesini burada kurmak istiyoruz" dedi.

İKİ YILLIK BİR ÇALIŞMA

İstanbul Işık Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Meriç Hızal, 20 gün sürecek olan sempozyuma altı öğrencisi ile birlikte katıldıklarını belirterek, "Arkadaşlar, çalışmalarına konu olarak yörenin ve Anadolu’nun temalarından seçim yaptılar. 20 güne kadar eserler ortaya çıkacak. Umarım burası Türkiye’nin örnek açık hava müzelerinden biri haline dönüşür. Bu tür, günümüz sanatçılarının eserlerinin sergilendiği müzelere ihtiyacımız var. Bu eksiği tamamlayacak bir girişimin, iki yıllık bir çalışmanın son halkalarını oluşturmak bizleri mutlu ediyor" diye konuştu.

SANATTA DEVRİM ŞART

Anadolu topraklarının heykel sanatı bakımından çok zengin olduğuna değinen Prof. Dr. Hızal, şunları söyledi:

"Müzelerimiz çeşitli dönemlerden kalma sanat eserleri ile dolu. Ancak bunları ne kadar içselleştirdiğimiz ve bu sanat eserlerini ne kadar yaşamımıza soktuğumuz açıkçası şüphe götürür. Cumhuriyetimizin kurucu Mustafa Kemal Atatürk’ün, Montesguieu’dan alıntı yaptığı söylenen şöyle bir sözü vardır; 'Sanatta devrim yapmadıkça devrimler tamamlanmış sayılamaz.' Bu bölge iki bin yıllık bir tarihi geçmişe sahip. Elbette o antik dünyanın üslubu, bu dünyanın üslubu olmayacaktır. Bu dünyanın üslubu, bugünün teknolojisi, bugünün bakış açısı, bunun endişeleri ve içerik açısından farklılıkları sanat eserlerinde ortaya çıkacak ve Cumhuriyet’in devamı olan sanata önem verme, sanatı içselleştirme, onunla birliktke yaşama arzusu sonuç bulacaktır. Bu düşünceye hizmet etmek adına kurulan bu akademi, umarız başarıya ulaşır."

HERA İLE İLİTHİA

İstanbul Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Görsel Sanatlar Bölümü mezunu Nermin Ülker, 'İlithia’nın Penceresi' adını verdiği çalışmasında, ana tanrıça Hera ile doğum tanrıçası kızı İlithia’nın arasındaki gerginliği anlatmayı planladığını belirterek, "Ben aynı zamanda ebe kökenli bir ameliyathane hemşiresiyim. Bu nedenle doğum tanrıçası olan İlithia her zaman ilgimi çekmiştir. İlithia bir doğum tanrıçasıdır ve o dönemlerde gebelerin yardımına giderek, doğumları kolaylaştırdığına inanılır. Hera ise düşmanlarının doğumlarına İlithia’nın gitmesini engelleyerek bebeklerin ölümüne neden olur. Çalışmamda ana-kız tanrıçaların arasındaki bu çekişmeyi anlatacağım" dedi.



MÇ(AÖ/SS)