49'uncu Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde 'Zerre' filmiyle, 'En iyi yönetmen', 'En iyi ilk film', Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) ödülü ve 'En iyi sanat yönetmeni' olmak üzere 4 dalda ödül alan Erdem Tepegöz, genç sanatçı adaylarıyla bir araya geldi. Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Güzel Sanat Fakültesi'nde düzenlenen söyleşide 'Zerre' filminin öyküsünü anlatan Tepegöz, filmde küçük bir kızın annesiyle hayata nasıl tutunduğunun anlatıldığına dikkat çekti. Zerre'nin bir karakter üzerinden ilerleyen öyküsel bir yapısı olduğunu vurgulayan Tepegöz, filmin, izleyicinin aklında devam ettiği sürece amacına ulaşacağına işaret etti.

İZLEYİCİ DİZİ ESTETİĞİNİN KURBANI

Türkiye'de izleyicinin çok fazla dizi estetiğinin kurbanı olduğunu belirten Tepegöz, "İzleyiciler, 'Film bizi sorgulamasın' istiyor. 'Sorgulasa dahi cevaplarımızı alalım' istiyor. Dizi filmlerde genelde belli bir son var. İzleyici buna alıştırılmış. Ama ben yapmak istediğim işlerde, sorgulama mekanizmasını çalıştırmak istiyorum. Bunun için de bazı noktaları seyircide bırakmak zorundayım. Filmi bitirmemek, seyircinin kafasında devam ettirmek önemli. 'Zerre' bir karakter kesiti. Bir giriş, gelişme, sonuçtan ziyade bir karakterin hayatına şahit oluyoruz. Zerre, paralel öykülerden ziyade tek bir karakter öyküsüdür" diye konuştu.

Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerinin sorularını da yanıtlayan Tepegöz, "Film çekmek çok zor değil. Film çekmenin çok zor, çok ağır fikrinin kırıldığını düşünüyorum artık. Ben Sadece bir kağıt, kalemle öykümü yazdım. Zor bir aşamadan geçmedim. Oturdum sadece öykümü yazdım. Yazmadan önce gözlem yaptım" dedi.