BU yıl 'Mizah, Muhalefet ve Demokrasi' ana temasıyla gerçekleştirilen 49'uncu Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde 'Türkiye'nin Mizah Zirvesi' adlı sempozyum, Antalya Kültür Merkezi'nde düzenlendi. Açılış konuşmasını yapan Akdeniz Üniversitesi (AÜ) İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Merih Taşkaya, sempozyumda mizahın ilerlemesini sağlayan eleştirel aklın demokrasiye katkısının anlatılacağını vurguladı.

Sempozyumun 'Mizah Derken' konusuyla gerçekleştirilen ilk oturumunun moderatörlüğünü AÜ İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilal Arık yaptı. Sempozyumda Dr. Şenol Bezci, 'Mizahın Felsefesi' konulu konuşmasında en basit, sıradan mizahta bile muhalefet bulunduğunu dile getirdi. Bezci, mizahın gerçekliğe ve gerçeklik algısına muhalefet ettiğini söyledi.

Karikatürist ve yazar Cihan Demirci de mizahın tarihsel gelişimini anlattı. Mizahı haylaz sokak çocuğuna benzeten Demirci, karikatürün yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu belirtti. Mizahın Rönesans'ın gücüyle günümüzdeki değerlerini aldığını aktaran Demirci, "Mizah en parlak dönemini 20'nci yüzyılda yaşamıştır. 21'inci yüzyıl daha başlarında olmasına rağmen mizah açısından ülkemizde ve dünyada parlak olmadığını düşünüyorum" diye konuştu.

Demirci, meraklı bir mizahçı olarak mizahın tarihini araştırdığını ve mizah tarihlerimizdeki eksiklikleri görerek çalışmalarını sürdürdüğünü dile getirdi. Demirci, "Mizahçı afacan çocuktur, afacan çocuğu çok da uysal hale getirmeyelim başbakandan korkarak. Korkmayacağız, cesur olacağız. Bu toprakların kanunu, baktığımızda çok cesur insanlar görüyoruz. Bugün bu cesareti kaybetmek üzereyiz" dedi.

Mizah tarihinde mizahçıların Osmanlı döneminde sürgün ve idam edilmesi gibi cezalandırıldığını, son yıllarda ise davalarla cezalandırıldığını aktaran Cihan Demirci, mizahın anlaşılmadığı yerde hakaret olarak sayılarak dava açılmasının çok kolay olduğunu dile getirdi. Türkiye'de çok sayıda mizahçı olmadığına ve karikatürcü sayısında azalma yaşandığına değinen Demirci, şunları söyledi:

"Mizah akılla ilişkili bir sanattır. Aklın önemsenmediği, bilimden işini kesmiş uhrevi bir dünyaya yolculuk eden, belirsiz bir noktaya yol almış ülkede insanın işi çok zor. O yüzden ülkemizde mizahın işi çok zor."

Demirci, üniversitelerin karikatür ve mizaha sahip çıkması gerektiğini vurguladı. Demirci, "Mizahtan yoksun olan toplumlar, ülkeler daha çok erkek maganda, erkek katiller ve kaba saba vahşi insanların coğrafyası haline gelir. O ülkede de yaşam çok zor hale gelir" dedi.

Karikatürist Güven Bilge de mizah dergilerinin tarihsel süreçte değişim sürecini anlattı. Siyasi mizah kitlesi olmadığı için siyasi mizahın da olmadığını savunan Bilge, karikatüristlerin sadece alay ettiğini dile getirdi. Mizah dergilerinin bağımsız çıkması ve reklam almamasından dolayı insanların güvendiğini aktaran Bilge, "Biz ideolojiden çok vicdan olmaya çalışıyoruz" dedi.