Mardin'in Midyat İlçesi'nde bulunanve Süryaniler tarafından "Deyr-ul Umur" olarak da bilinen Mor Gabriel Manastırı'yla ilgili sorun, 2008 yılında bölge köylerine kadastro çalışmasının başlaması ile ortaya çıktı. Manastırın da sınırları içinde kaldığı Göngören Köyü ve komşu köyler Yayvantepe ve Eğlence sakinleri Manastır arazisinin kendilerine ait olduğunu hatta manastırın daha önce cami bulunan bir arazi üzerine inşaa edildiğini öne sürdü. Bir kısım arazi köylülere pay edildi. Mor Gabriel manastırı avukatları Midyat Asliye Hukuk Mahkemesi'ne 'İdari sınırların tespiti' istemiyle dava açtı. Köylüler de Mor Gabriel Manastırı'nın 'Orman Kanunu ve Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nu ihlal ettiği' gerekçesiyle yeni davalar açtı. Davalar manastır lehine sonuçlandı. Ancak Yargıtay mahkeme kararını bozdu. Bunun üzerine dava yeniden görülmeye başlandı.

ALMANYA'DAN "MANASTIR KARARI"

Alman yayın kuruluşu Deutsche Welle'nin haberine göre, iktidarda bulunan Hıristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) ve liberal Hür Demokrat Parti (FDP) milletvekilleri tarafından hazırlanan ve muhalefetteki Yeşiller Partisi'nin destek verdiği karar tasarısıyla, Almanya Hükümeti'nden, diğer AB hükümetleriyle birlikte hareket ederek, Mor Gabriel Manastırı'nı korumasını, Süryaniler'in haklarını güvenceye almasını temin etmesi istendi. Meclis'teki görüşmeler sırasında, ana muhalefetteki Sosyal Demokrat Parti'nin, Süryaniler'in Türkiye'de gayrimüslim azınlık olarak tanınmasını içeren tasarı önerisi kabul görmedi. Sol Parti milletvekillerinin, Meclis'te çoğunluğun oylarıyla kabul edilen Mor Gabriel karar tasarısına destek vermemesi ve “hayır” oyu kullanması dikkat çekti.

Federal Alman Meclisi, kabul ettiği karar tasarısıyla, Mor Gabriel Manastırı arazisinin korunmasının, dinsel özgürlüklerin bir parçası olduğunu vurgularken, Türk makamlarından gayrimüslim azınlıklarının özgürlüklerinin güvence altına alınması çağrısı yapıldı. Tasarıda, Türkiye'de gayrimüslim azınlıkların özgürlüklerinin uzun süre sınırlı kaldığını, son yıllarda 'Bazı küçük ilerlemeler' sağlandığı halde bu alandaki uygulamalarının 'AB standartlarını karşılamadığı' savunuldu.

Tasarıda, Türk hükümetinin sorunlara pragmatik çözüm bulma sözü verdiği, yasama alanında bazı düzenlemeler yapıldığı hatırlatılırken, "Federal Meclis'in, Türkiye'nin zengin kültürel mirası ve dinsel çeşitliliğini korumak için dinsel özgürlüklere tam saygı yönünde kapsamlı çabalar içine gireceği konusunda taşıdığımız umutlar, ne yazık ki bugüne kadar karşılanamadı" denildi. Meclis İnsan Hakları Komitesi Başkanı ve Yeşiller Milletvekili Tom Koenigs, Mor Gabriel konusunu 'Buz dağının görünen kısmı' olarak nitelendirirken, Türkiye'de dinsel özgürlüklerin kırılgan olduğunu gösterdiğini iddia etti. İktidardaki Hrıstiyan Birlik Partileri'nin (CDU/CSU) Meclis Grup Başkanı Volker Kauder ise, Mor Gabriel Manastırı'nın Hıristiyanlık açısından eşsiz önemdeki yerlerden biri olduğunu, buraya zarar verebilecek her şeyden kaçınılması gerektiğini belirtirken dava süreçlerinin uzamasını eleştirdi.

AVRUPA DAVAYI YAKINDAN İZLİYOR

İsviçre Piskoposlar Konferansı (CES) ve İsviçre Protestan Kilisesleri Federasyonu (FEPS) kısa süre önce ortak çağrıda bulunarak, "Türkiye'deki Hıristiyanlar artan bir tehdit ve tacize maruz kalmaya devam etmektedir" ifadesinde bulunmuştu. Açıklamada ayrıca, Mor Gabriel'in 2009'da açılan bir davaları kazandığı ancak, Yargıtay'ın Mor Gabriel'le ilgili mahkeme kararını bozduğu belirtilmişti. Açıklamada ayrıca, manastır, daha önceden cami olan bir araziye sonradan inşaa edildiği iddiasının asılsız olduğu belirtilerek, Mor Gabriel Manastırı, henüz İslamiyet ortaya çıkmadan önce M.S. 397 yılında inşaa edilidiği ve "İşviçreli Hıristiyan liderler Türk hükümeti ülkede giderek artak saldırı karşısında Hıristiyan azınlıkların güvenliğini garanti etmeli" ifadelerinin yeraldığı bildirildi.

MOR GABRİEL MANASTIRI

Mardin'in Midyat İlçesi'nde bulunan ve dünyadaki Süryaniler'in merkezi konumundaki Mor Gabriel Manastırı, 397 yılında kuruldu. Hıristiyanlık tarihinin en eski manastırlarından Mor Gabriel'in, bir süreden bu yana Hazine ve çevredeki köylerle mahkemelik durumda olduğu ifade edildi. Çevredeki köylerde oturanların manastır arazisi üzerinde hak iddia ettiği, Hazine'nin de manastır çevresindeki 336 bin metrekarelik arazinin ormanlık alan ve devlet arazisi olduğunu savunduğu hatırlatıldı.



DHA(İD)