Ak Parti Yumurtalık İlçe Teşkilatı'nın kongresine katılan Ömer Çelik'e Adana milletvekilleri Necdet Ünüvar, Ali Küçükaydın, Fatoş Gürkan ve Mehmet Şükrü Erdinç eşlik etti. Burada bir konuşma yapan Çelik, Türkiye'deki muhalefet boşluğunu TÜSİAD'ın üstlenmeye başladığını söyledi. "TÜSİAD bir sivil toplum örgütü müdür, bir ekonomik baskı grubu mudur, bir politik baskı grubu mudur, bir siyasi parti midir?" diye soran Çelik, "TÜSİAD kendisini her türlü eleştiriden münezzeh bir noktaya koyuyor, seçilmiş hükümetlere talimat verme yetkisini kendisinde görüyor ve öyle bir üslup kullanıyor ki adeta muhalefet partisi üslubu kullanıyor. Kendilerine cevap verdiğiniz zaman, bu sefer 'bize baskı yapıyorlar' diyor" diye konuştu.

'TÜSİAD SİYASİ PARTİ GİBİ DAVRANIYOR'

Türkiye'de kimseye baskı yapılmadığını belirten Çelik, şöyle konuştu:

"TÜSİAD'a şunu söylüyoruz, sivil toplum örgütüysen onun gibi davran, siyasi partiysen partinin adını koy çık karşımıza. Hem siyasi parti kurma cesaretinde olmayacaksın, hem de sivil toplum örgütü etiketi altında bize karşı siyasi parti tutumu sergileyeceksin. Buna da biz cevap veririz. Ondan sonra 'Demokrasilerde görüş bildirmek dayatma ve baskı değildir' diyorlar. Hiçbir sivil toplum örgütünün görüşüne karşı değiliz. Ak Parti programında da sivil toplum örgütlerinin gelişmesi konusunda çok güçlü ifadeler vardır. Ama TÜSİAD sivil toplum örgütü gibi davranmıyor, siyasi parti gibi davranıyor. İktidara bir şey söyledikleri zaman iktidar karşısında 'Emredersiniz' diyecek ve hazır ola geçecek. Böyle bir şey yok. TÜSİAD'ın geçmişten gelen kendi genetiğiyle ilgili bir durum. Nedir bu? Bu sermaye kuruluşu, esasında Türkiye'nin demokratikleşmesiyle ilgili bir takım raporlar hazırlatırken esas hazırlatması gereken rapor, TÜSİAD'ın geçmişte sivil hükümetlerin devrilmesindeki rolü, TÜSİAD'ın Türkiye'nin demokrasisinin sakat kalmasındaki rolü ile ilgili. TÜSİAD'ın kendisiyle hesaplaşmasıyla ilgili rapor hazırlatılması gerekiyor."

'PARTİ ÜSLUBUYLA KONUŞUYOR'

TÜSİAD'ın merhum Başbakan Bülent Ecevit döneminde 24 gazeteye ilan vererek hükümeti düşürmeye çalıştıklarını kaydeden Çelik, sözlerine şöyle devam etti;

"Hükümeti düşürmek üzere hareket geçmiş bir sivil toplum örgütü dünyanın neresinde var? 12 Eylül faşist cuntası, bu ülkeyi katlederken, bu ülkenin bütün kaynaklarını sömürürken, bütün dernekleri kapattı. İlk açılmasına izin verdikleri örgüt TÜSİAD. Niye? Gitsin cuntanın ABD'de lobisini yapsın diye buna izin vermiştir. TÜSİAD, Türkiye'nin demokratikleşmesi adına statükoya karşı hangi tok tavrı aldı? TÜSİAD'ın her cümlesinin altında ama vardır. Bir şeye itiraz eder, statükoya karşı çıkıyor zannedersiniz, ondan sonra oraya bir ama ifadesi koyar, sonra sivil, seçilmiş hükümete aklınca sivil muhtıra vermeye kalkar. 28 Şubat döneminde TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu'nun başındaki kişi 'Meclis kapatılsın' diye demeç verdi. Bu millet iradesinin yasaklanması demektir. Elinde silah olanın yaptığı ile TÜSİAD'ın o ifadesinin arasında fark yoktur. Bugün görüş, katkı öneri, eleştiri getirmesi, iktidar yanlış yapmış demesi bunların hepsi meşrudur ama TÜSİAD'ın üslubu böyle değil. Siyasi parti üslubuyla konuşuyor. O zaman siyasi parti üslubuyla konuşuyorsan, siyasi parti üslubuyla cevap almayı da kabulleneceksin."

'28 ŞUBAT TÜRKİYE'Yİ SOYMA OPERASYONUDUR'

"28 Şubat Türkiye ve dünyanın en büyük soygun operasyonudur" diye konuşan Ömer Çelik, şöyle dedi:

"Türkiye'de darbelerin, post modern darbelerin ve sivil hükümetlere dayatma yapmanın arkasındaki medya ve büyük sermaye ilişkisini tartışmak gerekir. 28 Şubat, bir kısım büyük sermayenin Türkiye'yi soyma operasyonudur. TÜSİAD adeta sivil İttihat Terakki haline gelmiştir. Cebinde parası olan ülkeyi yönetir mantığıyla sivil hükümete karşı dayatma içinde bulunmaktadır. Görüş versinler, öneride bulunsunlar, raporlar yayınlasınlar, eleştirsinler isterlerse beğenmesinler, ama sivil toplum örgütü etiketi altında siyasal muhalefet yapmaya kalkarsan, bunun karşılığında bizden siyasal muhalefet yaptığın şekilde cevap alırsın."