AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, seçim bölgesi Diyarbakır'da gündeme ilişkin gazetecilere değerlendirmelerde bulundu. BDP ve Demokratik Toplum Kongresi'nin 14 Temmuz'da Diyarbakır'da yapmak istediği 'Özgürlük İçin Demokratik Direniş' mitingine Valilik tarafından izin verilmemesini değerlendiren Ensarioğlu, kararı eleştirdi.

"MİTİNGİ YASAKLAMAK TEDBİR DEĞİL"

Yasaklara karşı olduğunu belirten Ensarioğlu, "Yasakları anlamlı bulmuyorum. Nevruzun yasaklanması, mitingin yasaklanması gibi. Her siyasi parti miting düzenleyebilmeli, belli bir uslup içerisinde. Bu miting haklı bir mitingse, karşılık bulur mu bulmaz mı onu da partilere bırakmak lazım. Eğer bir takım provokasyon olabileceği yönünde bilgiler varsa,  devletin birimlerine düşen tedbir almaktır. Bu mitingi yasaklamak tedbir değil, bu yöntem ve yasaklama bir tedbir olarak görülmememeli. İnşallah, daha vakit var, bu kararından döner diye temeni ediyorum. Dönmezse dahi yarın Diyarbakır sokaklarını, insanlarımızı zora sokacak, eylem ve protestolardan da kaçınmak lazım. Yasaklamayı dile getirmek, yasağı protesto edebilirsiniz ama insanları sokağa dökerek, Diyarbakır sokaklarını gerginliklere izin vermeyeceklerini düşünüyorum ve Diyarbakıra zarar verecek bir yöntemden kaçınacakları kanaatindeyim" diye konuştu.

"DİYALOG YOLUNU AÇIK TUTMAK LAZIM"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana'nın görüşmesini değerlendiren Milletvekili Ensarioğlu, çok büyük bir gerginliğin yaşandığı, şiddetin tırmandığı ve siyasetteki üslubun sokakları gerdiği bir sırada görüşmeyi çok önemli ve anlamlı bulduğunu söyledi. Ensarioğlu, "Ortada çok büyük bir gerginlik var. Şiddet tırmanıyor ve siyasetteki uslüp sokakları geriyor. Bu anlamda tam da böyle umutların tükendiği, umutsuzluğun pompalandığı bir dönemde, Leyla Zana'ın bu çıkışı çok önemlidir. Katılırsızınız, katılmazsınız, herkesin kendince bir fikri ve çözümü vardır. Çözüm adına gerçekleştirilen bu ziyaret önemlidir. Kılıçdaroğlu ve Zana'nın Başbakan'la geliştirdiği bu diyalog önemlidir. Bu diyaloğu sağlamadan çözümü sağlamamız mümkün değil. Herkes durduğu yerde şiddete dönük bir siyaset üretirse, bir çatışma yaratırsa çözüm olmaz. Çözüm adına zaten başlatmış bir hükümet var, her riski göze alan bir Başbakan var. Çözümü beğenmeyebilirsiniz ama bunun için bir araya gelmek durumundasınız. Leyla Zana'nın çıkışı bunun için önemlidir. Ben şimdiye kadar yaptığım tüm açıklamalarda, çözüm olacaksa BDP olmalı, onların fikri alınmalı. Bu çözümü daha kolaylaştırır dedim ama BDP cephesinde ise, 'Başbakan çözer, AK Parti çözer, Başbakan'la diyalog kurmak gerekir' denmedi. İlk defa o taraftan biri, 'Hayır Başbakan çözer, AK Parti çözer' dendi ve hemen kendisine randevu verildi görüşüldü. Bunun üzerinden çözüme gitmek gerek, bu diyalog yolunu açık tutmak lazım" dedi.