Samsun Cumhuriyet Savcılığı Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğü’nde 2 yıldır gönüllü olarak çalışan Psikolog Özlem Aydın’ın, 2010-2011 yıllarında eşler arasında karşılıklı aile içi şiddeti yaşamış ve adliye kaydı bulunan kişiler üzerinde araştırma yaptı. 1560 kişinin Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’nden (UYAP) aldığı bilgilerini inceleyen Aydın aile içi şiddete karışanlardan 1955- 1970 doğumluların oranının yüzde 21, 1971-1985 doğumluların oranın da yüzde 66 olduğunu tespit etti.

Çalışmasına 'Aile içi ihtilal' adını veren Psikolog Özlem Aydın, “Aile içi şiddet oranı darbe döneminde yetişmiş çocuklarda 3 kat artması oldukça dikkat çekicidir. Bu oranlar o dönemi yaşayanlarda şiddet eğiliminin arttığını ve saldırganlık dürtüsünü tetiklediğini ortaya koymaktadır” dedi.

Araştırmada aile içi şiddete karışanlar arasında 1986-1988 doğumluların oranının yüzde 10, 1989-1993 doğumluların oranının ise yüzde 3 olduğu belirlendi. Aydın, bu verinin de darbe etkisinden uzak yetişen kuşağın aile içi şiddete daha az karıştığını gösterdiğini söyledi.

ÜNİVERSİTE MEZUNLARININ YÜZDE 95'İ DARBE DÖNEMİNDE OKUMUŞ

Aile içi şiddete karışan erkeklerin yüzde 13’ünün yüksekokul ya da üniversite mezunu olduğunu belirten Aydın, “Bu kişilerin yüzde 95’inin 1980 darbesinde yükseköğretimde okudukları ya da yükseköğretime yeni başladıkları görülmektedir. Aile içi şiddete karışma nedenlerine baktığımızda da fikir çatışmalarından eşlerine yönelik darp uyguladıklarını görüyoruz. Askeri darbe döneminde üniversitede öğrenim gören bu gençlerin, fikir çatışmaları yaşaması, karşısındaki kişiye fikrini baskıyla kabul ettirmeye çalışması, eşine psikolojik şiddet uygulaması o dönemin etkisinden halen kurtulamadıklarının bir göstergesidir” dedi.

‘NASIL YÖNETİLİYORSANIZ AİLENİZİ ÖYLE YÖNETİYORSUNUZ’

Yaptığı araştırma sonucunda aile içi şiddetin temelinde askeri darbenin etkisinin görüldüğünü belirten Aydın, “Birçok araştırma şiddeti ekonomik ya da sosyolojik nedenlere dayandırıyor ama bunun arkasında ne var aslında ona bakmak lazım. Bizim ülkemiz nasıl bir dönemden geçmiş bakmalıyız. Biz darbe görmüşüz. Şiddetle baskıyla büyümüşüz. Sonucunda karşımızdakine baskıyla hükmetmeye, şiddetle fikrimizi kabul ettirmeye çalışıyoruz. 1980 darbesini en çok yaşayan kuşak, aile içi şiddete en çok karışan kuşak olmuş durumda. Sonuç olarak nasıl yönetiliyorsanız öyle yönetiyorsunuz. Toplumda refah, huzur ve güven ortamı yoksa bu direk aileye yansıyor. Eğer siz baskı şiddet ve saldırgan tutumlarla yönetiliyorsanız siz de ailenizi öyle yönetiyorsunuz. Çünkü model olarak bunu öğreniyorsunuz” dedi.


YK(İS/AAA) (FOTOĞRAF)