Diyarbakır'da 2006 yılında Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu'nda düzenlenen bir toplantıda konuşan Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk hakkında, 1'inci Sulh Ceza Mahkemesi'nde 'Suç ve suçluyu övmek' suçlamasıyla dava açıldı. Hazırlanan iddianamede, Ahmet Türk'ün Kürt devleti kurma amacı olan ve bu amaç doğrultusunda çok sayıda silahlı eylem gerçekleştiren PKK'nın hapisteki elebaşına 'sayın Öcalan' diye hitap ettiği, Öcalan'ın 1999 yılında Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne aday ülke statüsüne alınmasında ve Kürt sorununun demokratik çözümünde rol aldığını söyleyerek, övme suçunu işlediği belirtilmişti. Bu gerekçe ile Ahmet Türk hakkında Diyarbakır 1'inci Sulh Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştı.

28 Şubat 2007'de görülen karar duruşmasında mahkeme, sanık Ahmet Türk ve avukatı Fethi Gümüş olmadan, 'Suç ve suçluyu övme' gerekçesiyle 6 ay hapis cezasına hükmetti. Davanın sonucunu Yargıtay Ceza Dairesi'ne taşıyan avukat Fethi Gümüş yerel mahkemenin müvekkili ile ilgili verdiği kararın hukuka aykırı olduğunu belirtti. Karar duruşmasının sanık ve müdafisiz yapıldığını ve müvekkilinin savunma hakkının kısıtlandığını vurgulayan Gümüş, kararın bozulmasını talep etti.

Bunun üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 8'inci Dairesi, 8 Aralık 2010 ve 13764 karar sayılı ilamında "İddianame okunmadan sanığın sorgusunun yapılması ve CMK 231'inci maddesi uyarınca hükmü açıklanmasının geri bırakılması yönünde mahkemece değerlendirilme yapılması gerektiğinden bahisle bozulmasına" karar verdi.

Yargıtay kararının ardından yeniden 1'inci Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülen davada avukat Fethi Gümüş, müvekkilinin 24'üncü dönem Milletvekili olduğunu, Anayasanın 14 ve 83/2 maddelerine göre kovuşturma şartının gerçekleşmediğini, bu nedenle kovuşturmanın durdurulmasına karar verilmesini talep etti.

Mahkeme Türk'ün milletvekili olması nedeniyle kovuşturma şartının gerçekleşmediğine hükmederek, bu nedenle kovuşturmanın durmasına karar verdi.

Mardin bağımsız Milletvekili Ahmet Türk, 18 Ocak 2006 tarihinde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu'nda düzenlenen bir toplantıda yaptığı konuşmada, kalıcı barışın ve çözümün gerçekleşmesi, silahların tamamen susması için oldukça yoğun çaba harcandığını belirterek, "Mevcut durumda Sayın Öcalan üzerindeki tecridin ağırlaştırılmasının toplumsal kaygıları çok daha derinleştirdiği görülmektedir. Türkiye'de silahlı güçlerin ülke dışına çıkarılmasına, 1999 yılında Türkiye'nin AB'ye aday ülke statüsünde alınmasında ve genel olarak Kürt sorununun demokratik çözümünde Sayın Öcalan'ın rolü bugün herkes tarafından kabul gören bir realitedir" denmişti.


FB(GG/AAA)