Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanan grup, "Hapisteki gazetecilere özgürlük" yazılı pankart açarak "Özgür basın susturulmamaz" sloganı attı. Türkiye'de tutuklu bulunan gazetecilerin anlatıldığı ve 17'ncisi düzenlenen eylemde Ergenekon davası tutuklu sanığı gazeteci Tuncay Özkan'ın da aralarında bulunduğu 6 tutuklu gazetecinin gazetecilik faaliyetleri anlatıldı. Eyleme, Odatv davası kapsamında 16 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen gazeteci Müyesser Yıldız Uğur ile Mustafa Mutlu, Can Ataklı ve Orhan Bursalı da destek verdi.


"ADALETİN KILICI KALEMLERİ KESMEMELİ"


Eylemin açılış konuşmasını yapan Müyesser Yıldız Uğur, dün Silivri Cezaevi'ne kaldığı yeri görmek için gittiğini, duruşma salonunda ise gazeteciler Tuncay Özkan ve Musatafa Balbay’la görüştüğünü belirtti. Onların selamlarını getirdiğini ifade eden Uğur, "Ben 30 senedir bu mesleğin içindeyim. Basının özgür olmadığı bir ülkede kimse gerçekte özgür değildir. Demokrasi de olmaz zaten bunu hep beraber yaşıyoruz. Biz içeride gerçekten yalnızdık. Tam bir insansızlaştırma var. Hepimiz birer kardeş gazeteci edinsekve onların kardeşi olduğumuzu hissetirecek birşeyler yapsak. Biz bedel ödedik, ödüyoruz, ödeyeceğiz. İnşallah bu bedeller kalır daha ağır bedeller ödemeyiz. Biz bu bedelleri kendimiz için ödemedik. Milletimiz için ödedik. Fikirlerinden dolayı hiçbir gazeteci hapsedilmemeli, engellenmemeli ve sansüre uğramamalı. Adaletin kılıcı kalemleri kesmemeli" diye konuştu.


"BABAMIN MESLEK AŞKINA TANIKLIK EDİYORUM"


Ergenekon davası kapsamında Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan gazeteci Tuncay Özkan'ın kızı Nazlıcan Özkan'da eylemde yaptığı konuşmada, "İtaat etmeyen özgür düşünen konuşan susmayan herkes sindirilmeye çalışıldığı bir devirdeyiz. Babamla 1371 gün önce susturulmak ve sindirilmek için içeri tıkıldı. 1371 gündür 6 kitap yazdı. Belki ben meslektaşları gibi gazeteciliğine tanıklık edemem ama bende alle yazdığı on binlerce sayfaya inlerce mektuba tanıklık ettim. El yazsıyla 6 kitap yazdı. Babamın meslek aşkına tanıklık ediyorum. Çektirilen acılara tanıklık ediyorum. Onun orada sağlam durması ifade özgürlüğü için, bu direnç adil yargılama için. Hukuk Adalet olmayan mahkemelerde yargılanmamak için bu direnç. Bu direnç herkez özgür kalana kadar devame decektir" ifadelerini kullandı.


"BEDEL ÖDEME DÖNEMİNDEN GEÇİYORUZ"


Vatan Gazetesi yazarı Mustafa Mutlu da, "Faşizm dönemlerinde aydınlar, bilim adamları, yurtseverler ve yazarlar bedel öder. Bugün bir bedel ödeme döneminden geçiyoruz. Kimimiz demir parmaklıklar arkasından kimimiz de henüz demir parmaklıkla ardına atılmasa da susturularak, işten atılarak ya da işten çıkmaya zorlanarak. Herkes aydın olmanın bedelini ödüyor. Bedeller faşizm döneminde ödenir demiştim. Bu dile getirince daha büyük bir tepkiyle karşılaşıyoruz" dedi.