Zonguldak'taki Bülent Ecevit Üniversitesi'nde düzenlenen 'Anadolu Adli Bilimciler Kongresi' dün sona erdi. Kongrede, Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Daire Başkanı Yücel Dener, 'Trafikte sürücülerde keyif verici maddelerin kan ve idrarda tespit prosederü ve sorunları' konulu sunum yaptı. Yücel Dener, Prof. Dr. Hamit Hancı ile birlikte hazırladığı sunumunda, Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun (CMK) yürürlükteki ilgili maddelerine göre sürücülere, yaralamalı ve ölümlü kazalar hariç, kişinin rızası olmadan alkol tespiti ve muayenesi yapılmasının mümkün olmadığını söyledi.

YASALARDAKİ BOŞLUKLAR

Dener, "CMK 75/5'e göre üst sınırı 2 yıldan daha az hapis cezasını gerektiren suçlarda, kişi üzerinde iç beden muayenesi yapılamaz. Kişiden, kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tükürük, tırnak gibi örnekler alınamaz" dedi. Dener, şöyle devam etti:

"Beden muayenesi ve vücuttan örnek alma bir bütün halinde düşünüldüğünde temel amaç, soruşturma ve kovuşturma konusu olayla ilgili delil elde etmektir. Nitekim şüpeli veya sanığın beden muayenesi ve vücudundan örnek alınması başlıklı CMK 75'nci maddede de 'Bir suça ilişkin delil elde etmek' ibaresine yer verilerek, bu amaç açıkça ortaya konulmuştur. CMK 75'e göre, şüpheli veya sanığın iç beden muayenesinin yapılması veya vücudundan örnek alınabilmesi, yüklenen suçun cezasının üst sınırının 2 yıl veya daha fazla hapis cezası olmasına bağlıdır."

KONGRE BİLDİRGESİNDE YER ALDI

Yücel Dener'in sunumu, kongrenin sonuç bildirgesinde de yer aldı. Bildirgede, konuyla ilgili yasal düzenlemelerdeki boşluğa dikkat çekilen bildirgede, "Sürücülere, rızası olmadan solunum havasında alkol tespiti yapılamaz, kan alınamaz ve yine rızası olmadan adli tabiblikçe fiile muayene yapılamaz. Bu durumu aydınlatacak ve sorunları çözecek geniş mutabakatın sağlandığı yasal çözümler ve düzenlemeler üretilmelidir" denildi.

PROF. DR. HANCI: KANUNLARDA BOŞLUK OLMAZ

Kongreye katılan Prof. Dr. Hamit Hancı, yasalardaki boşluk nedeniyle zorla alkol muayenesi yapılamayacağını bilimsel bir çalışmayla ortaya koyduklarını belirtti. Bunu gündeme getirdiklerinde, çeşitli kesimlerden destek aldıkları gibi ummadıkları tepkilerle de karşılaştığına dikkat çeken Prof. Dr. Hancı, şöyle dedi:

"Bazıları, 'Siz alkollü araç kullananları mı koruyorsunuz, sizi kınıyoruz, böyle rezil bir alışma olmaz' diyerek bize saldırdı. Hatta bazı köşe yazarları ve yöneticilerinden hakaret sayılabilecek kelimeler işittik. Biz yıllardır trafikteki sorunların önlenmesi için savaş veriyoruz. Dernekler kurduk, trafik vakıfları kurduk ve yıllardır da trafik dergileri çıkarıyoruz. Bizim amacımız trafikte alkol oranının sıfır olması. Ticari araç sürücülerine 'sıfır' diyorsunuz, öbür tarafta sivil araç sürücülerine '0.50' diyorsunuz. Bu olmaz. Bu eşitsizliği ortadan kaldıralım. Çünkü alkol öyle bir maddedir ki küçücük bir dozu bile bazen kişinin sürüş yeteneğini engelleyebilir. Ama sonuçta bir hukuk devletiysek kanunlarda bir boşluk olmaz. O yüzden yönetmelikleri düzeltelim, bir kaç madde ilave edelim. Kişi üflemeyi redderse, bu onun aleyhine kullanılsın, ehliyetine el konulsun veya alkollü kabul edilsin. Ama yasada olmamasına rağmen, zorla üfletmeyi, zorla kan almayı kongrede de hiç kimse kabul etmedi. Kongre bildirgemizde de bu var."

'BİLİMSEL ÇALIŞMAYA SALDIRMAK ŞIK OLMADI'

Bilimsel bir görüşün, başka bir bilimsel görüşle desteklenmesi veya çürütülmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Hancı, "Bilimsel görüşe saldırmak şık olmadı. Bir bilimsel çalışmaya bu kadar saldırılacağına, çürütülmeye çalışılacağına, bu enerjenin çok daha azıyla kanunumuzu, yönetmeliğimizi değiştirip uluslararası standarda getirebilir, bu sorunu da ortadan kaldırabiliriz" dedi.



EE(EE/SS)