27 Haziran 1998'de saat 16.56'da meydana gelen ve Richter ölçeğine göre 6.3 büyüklüğündeki depremde, 145 kişi yaşamını yitirdi. Bu olaydan bir hafta sonra da sabaha karşı 5.1 büyüklüğünde bir deprem daha oldu; bunda çok sayıda kişi yaralandı. Dönemin Adana Valisi Oğuz Kağan Köksal, yaptığı açıklamada 145 kişinin öldüğü Adana ve Ceyhan depreminde, 10 bin 233 konut ve 493 işyerinin tamamen yıkıldığını açıkladı. 6 bin 700 kişi konut, 166 kişi işyeri talep etti. Adana'da 4 bin, Ceyhan İlçesi'nde ise bin konut yaklaşık 1 yıl içinde tamamlanıp, hak sahiplerine teslim edildi. Depremde, oturdukları evleri kullanılamaz hale gelen 16 bin 855 kişiye 5.5 milyon lira kira yardımı yapıldı. Ayrıca az hasar gören konut sahiplerine de 125'er lira destek sağlandı. Depremin yarattığı ekonomik kaybın da yaklaşık 1 milyar dolar olduğu açıklandı.

'BİNALARIN YÜZDE 40'I KAÇAK'

Depremin yıldönümünde yetkilileri 'önlem alınması' için uyaran İMO Adana Şube Başkanı Abdullah Bakır, "Türkiye'de 1903'ten beri 26 büyük deprem oldu ve 100 bine yakın insanımız öldü. Adana-Ceyhan depreminde ise 145 kişi hayatını kaybetti, bin 517 kişi yaralandı, 43 bini az hasarlı 19 bini orta ve 9 bini ağır olmak üzere 76 bin konut ve işyeri zarar gördü. 29 Eylül 1998'de hazırlanan raporda 9 bin 599 binanın ağır, 19 bin 910 binanın orta ve 43 bin 462 binanın da hafif hasarlı olduğu saptandı" dedi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre aktif deprem kuşağı üzerinde bulunan Türkiye'deki binaların yüzde 40'ının kaçak olduğunu söyleyen Bakır, 15 milyon civarında olduğu tahmin edilen konut stokunun yüzde 10'unun yenilenmesi ve yüzde 30'unun da güçlendirilmesi gerektiğini aktardı.

OKUL UYARISI

Adana'da ilk ve ortaöğretim çağındaki yaklaşık 500 bin öğrenci bulunduğunu ve bu öğrencilerin 962 okulda eğitim gördüğünü vurgulayan Bakır, "İMO'nun hazırladığı rapora göre, bu depremlerden sonra 300'den fazla okul yöneticisi, bina güvenliğinin test edilmesi için başvuru yaptı. Ancak bugüne kadar tamamlanmış, yapım aşamasında ve proje düzeyinde bulunan okul sayısı yalnızca 9'dur. Bu bile çok önemli bir uyarı değil midir?" diye konuştu. Yeni acılar yaşanmaması için geçmişten ders alınmasını isteyen Bakır, kaçak yapılaşmanın önlenmesi ve depreme dayanıklı yapılar oluşturulması çağrısında bulundu.

'GÜÇLENDİRME YAPILMADI'

Deprem sonrası 23 Temmuz 1998'de Adana İl Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü'nün hasar saptama ekiplerince hazırlanan 'Hasar Tespiti İcmal Formu'ndaki bilgileri paylaşan

Jeofizik Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Melih Baki de, rapora göre bin 386 binanın tamamen yıkıldığı, 18 bin 395 binanın ve 555 işyerinin oturulamaz durumda bulunduğu, 4 bin 3721 bina ile bin 26 işyerinin de hasarlı, ancak oturulur halde olduğunu kaydetti.

YERALTINDAKİ SU SEVİYESİ YÜKSELDİ 

Deprem sonrası hasar gören binaların güçlendirilmediğine dikkat çeken Baki, şöyle konuştu:

"Binaları hasar gören ve mağdur olan vatandaşlara, onarım, yapım ve güçlendirme için kredi de verildi. Fakat o zaman gerçek güçlendirme yapılmadı. Düzenleme yapıldı, binanın görüntüsü düzeltildi ama gerçek bir güçlendirme yapılmadı. Deprem geçiren binalarla ilgili deprem envanteri çıkartılması gerekiyordu. Olası bir depremde, saptanan binaların durumunun ne olacağı değerlendirilmeliydi. Maalesef bu yapılmadı. Her ilde 'Acil Afet Planı' vardır. Ama depreme dayanıklı yapı tasarımları gerçekleşmezse, plan ne işe yarar? Olası bir depreme Adana hazır değil. Çatalan İçme Suyu Projesi kapsamında, kentteki su kuyularının kapatılması nedeniyle yer altı su seviyesi doğal yüksekliğinden 2-2.5 metre fazla yükseldi. Depremde su en büyük etkendir. Bu konuda teknik çalışma da yapılmadı."

JEOLOJİK ETÜTÜ ANIMSATTI

Jeoloji Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar ise, normal şartlarda 6.3 büyüklüğündeki bir depremin 'hasar yapıcı deprem' sınıfında bile olmadığını söyledi. Geçmişten ders alınmasını ve bina envanteri çıkartılmasını isteyen Tatar, şunları dedi:

"Belediyelerde kontrol ve denetim konusunda herhangi bir birim bulunmamaktadır. Depremi yaşamış bir kentte belediyelerin bu konularda bir birim ve politikasının olmaması üzücüdür. En kısa zamanda büyükşehir ve ilçe belediyelerinde kontrol birimlerinin kurulması gerekmektedir. Doğal afetlerde meydana gelebilecek can ve mal kayıpları, yerleşim alanları belirlenirken yapılacak jeolojik etütlerle yüzde 98 oranında önlenebilir. Anayasamızdaki 'Her yurttaş için daha güvenli, daha sağlıklı bir çevrede yaşamak temel bir insan hakkıdır' ifadesi unutulmamalıdır."

Adana Valiliği, kamu binalarındaki güçlendirme çalışmaları ile ilgili verileri açıklamaktan kaçınırken, diğer kuruluşlarda da bu konuda yeterli bir bilgi ortaya çıkmadı.


YB(OA/AAA)(FOTOĞRAF)