Seçim bölgesi Bursa'da CNN Türk'te Şirin Payzın'ın 'Ne oluyor' programına konuk olan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Dindar gençlik yetiştiriyoruz' söylemi ile ilgili açıklamada bulunan Arınç, "Sayın Başbakanın bunu kullanması doğru ve uygun. Biz muhafazakar demokrat kimliğe sahibiz. Sol bir parti değiliz Demokrat sol değiliz. Sosyal demokrat değiliz. Biz toplumun ortak değerlerine saygılıyız" dedi.

Hristiyanların, budistlerin de dindarlarının bulunduğunu ifade eden Arınç, kimsenin özel hayatının kimseyi ilgilendirmediğini vurguladı. Her kesimde ateistlerin de olabileceğini ifade eden Arınç, “Basın da sanat camiasından da var. Ben dindarım dersem kendimi tarif ederim. Karşımdaki dinsizim diyemez kendimi tarif ediyorum. Anayasa'nın 24'üncü maddesi kimse dini inancını açıklamak zorunda değil diyor. Siz de soramazsınız. Baskıda da bulunamazsınız" diye konuştu.

Kimsenin bu konudan dolayı endişe etmemesi gerektiğini söyleyen Arınç, azınlıkların da haklarının savunulduğunu kaydetti. Diyanet'in Anayasa'nın yazanların dışına çıkamayacağının altını çizen Arınç, Milli Eğitim Bakanlığı'nın güvenceleri ile çalışmaya devam edeceğini kaydetti. Arınç, öğrencilerin umreye gitmesi ile ilgili olarak bunu seyahat özgürlüğü olarak görülmesi gerektiğinin altını çizdi. AK Parti'nin 10 yıldır iktidarda bulunduğuna dikkat çeken Arınç, kimsenin özel hayatına müdahale etmediklerini kaydetti. Arınç, eskiden protokolde diyanet işleri başkanlığının ilk 4 sıra içindeyken, şimdilerde 50'inci sıralarda yer aldığını vurguladı.

Tutuklanan üniversiteli gençler ile ilgili olarak da Arınç, kimsenin basit bir olaydan dolayı tutuklanamayacağını vurguladı. Arınç, tutuklanan gazetecilerle ilgili olarak da düşünce ve fikir özgürlükleri konusunda kimsenin yargılanmadığını farklı suç iddiaları nedeniyle cezaevinde olduklarını kaydetti. Bu konuların konuşulmasının kendisini üzdüğünü belirten Arınç, terör eylemine katılmış, silah bulunduran ve gazeteci kimliğini kullanananların bulunduğunu kaydetti. Türkiye'de yargılama sürecinin uzun sürdüğünü belirten Arınç, bu sürenin uzamaması gerektiğini vurguladı. Yargı reformu konusunda çalıştıklarını da dile getiren Arınç, yargılama süresinin uzunluğundan dolayı şikayet aldıklarını belirterek, bazı suç türlerinin yargılanmasının çözülmesi için yeni daireler kurulduğunu ve basınla ilgili bazı düzenlemelerin bulunduğunu kaydetti.

Türkiye'ye gazetecilerin tutuklandığı için gelmeyeceğini söyleyen ve bu sözleri nedeniyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından eleştirilen yazar Paul Auster'i de Atatürk'e benzeten Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hiç kitabını okumadım, cahiliyim. Ne kadar kıymetli yazı adamı onu da bilmiyorum. Herkesin bildiğine göre çok kıymetlidir. Ondan daha farklı kabiliyet keşfettim. Atatürk'e müthiş benziyor. Türkiye zaman zaman film çevirmek için birilerini getirirler. O benzemedi, bu benzemedi derler. İnanın bu kadar benzeyeneni görmedim. Dün görebildiğim kadarıyla ekranlarda yani hazır Türkiye'ye gelmişken o yönünü keşfedip, onu aktör olarak da düşünebilirler. Paul Auster, makyajsız aynı Mustafa Kemal Atatürk. Bundan daha iyisini bulamazlar. Bizim tiyatrocular yüzde yüz makyajla bile bu kadar benzemiyorlar. Ben yüzüne bakarak söyledim, yoksa Atatürk'e benzemek mümkün mü? Atatürk bir kişi ve çok özel. Ama filmini çevirmek için ben küçüklüğümden beri hatırlarım filan geldi derler. Yedirirler, içirirler, biraz gezdirirler Türkiye'de ondan sonra da ben bu ağırlığı taşıyamıyorum diyerek yedikten içtikten sonra Türkiye'den gider. Hazır gelmişken bir de o gözle baksınlar Paul Auster'e. İçimden geçeni söylüyorum."

"ERBAKAN SUSURLUK'UN ÜZERİNE GİTMEDİ"

Susurluk sürecinde iktidar ortağının Doğru Yol Partisi'yken Necmettin Erbakan'ın bu olayların üzerine çok gitmediğini söyleyen Arınç, olayların üzerine gitse birçok olayın ortaya çıkacağını ifade etti. Faili meçhullerle ilgili çalışmalarının devam ettiğini söyleyen Arınç, 10 sene önce kimsenin Diyarbakır'daki kazıları yapamadığını vurguladı.

"KÜRTÇE SEÇMELİ DERS OLABİLİR"

Türkiye'de bin yıldır kürtlerin bulunduğunu söyleyen Arınç, ancak ana dilde Kürtçe bir eğitimin olamayacağını dile getirdi. Arınç, bu konuda Anayasal bir engelin bulunduğunu açıklayarak, ilerleyen sürede seçmeli ders olarak bunun okutulabileceğini dile getirdi.

Uludere olayı ile ilgili olarak da Arınç, yaşanan durumun terörle mücadelede iyi çalışmaların yapıldığı süreçte herşeyi berbat ettiğini söyledi. Konuyla ilgili adli ve idari soruşturmanın devam ettiğini ifade eden Arınç, devletin cenazeleri alması gerektiğini de kaydetti.

"FETHULLAH GÜLEN'İN DÖNMESİ KENDİSİNE BAĞLI BİR KONU"

Fethullah Gülen'in Türkiye'ye geri dönmesi ile ilgili olarak da Arınç, "Fethullah Gülen'i tanırım. Çok severim. Fikir düşünceleri çok önemli. Türkmiye dışında hizmetleri çok iyi bilirim. Birileri tehlike karanlık sima görmüştür. 76 yılından bu yana memleket sever, yurtsever, dindar, ahlaklı, eğitimi ön plana tutan, çevresine tavsiye eden biri olarak gördüm. Dönmemesi ise kendisine bağlı bir konu. Hiçbir zaman onun suç işlediğine, bir zamanlar ifade edildiği gibi bir örgütün başında olduğuna da inanmam" dedi.

"GENÇ BİR PARTİYİZ"

AK Parti'de 3 dönem milletvekili seçilme sınırı ile ilgili olarak Arınç, genç parti olduklarını ve arkadan gelenlerin çok güçlü olduğunu ve onlara güvendiğini dile getirdi. Seçimlere 2 sene olduğunu hatırlatan Arınç, yarını konuşma taraftarı olduğunu sözlerine ekledi.



ST,FK (FK/RT)