Rusya ve Çin'in bu konuda ikna edilerek, BM Genel Kurul kararını onaylayan 140 ülkeye katılmasını ümit ettiklerini belirten Baily, daha fazla kan akmaması, şiddetin sürmemesi için Suriye rejiminin kenara çekilmesi gerektiğini kaydetti.

Son gelişmeleri DHA'ya değerlendirirken, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, geçen hafta Washington'da bu konuyu konuştuklarını hatırlatan Baily, "Diğer ortaklarımızla birlikte bunun yolunu bulmaya çalışıyoruz" diye konuştu.

'BU SORUYU SEVMİYORUM'

ABD'nin Suriye konusunda Türkiye'den ne beklediğiyle ilgili soruya "Ben aslında Amerika Birleşik Devletleri'nin Türkiye'den beklentisi nedir sorularını pek sevmiyorum" yanıtını veren, Ortadoğu ve Güney Avrupa uzmanı olarak tanınan Baily şöyle devam etti:

"ABD, Türkiye, Arap Ligi ve diğer ülkelerle birlikte zaten ortak çalışmaktalar. Bu konuda gerçekten uluslararası çok ciddi uzlaşma var. Bunlar Suriye halkına yardım etmek istiyor. Bu şiddeti durdurmak için ve bir geçiş dönemini barışçıl bir şekilde geçirmek için mücadele ediyorlar. Bütün Suriye halkını kucaklayan bir çözüm istiyorlar."

'ÜÇ ŞEY GERÇEKLEŞTİRMEK İSTİYORUZ'

Başmüsteşar Jess L. Baily, Baily, bundan sonra izlenecek politika konusunda ise şunları kaydetti:

"Biz üç şey gerçekleştirmek istiyoruz. Birincisi Suriye rejimine biraz daha baskı kurup, onların kendilerinin tecrit olduklarını anlaması, ikincisi Suriye halkını ve muhalefeti nasıl güçlendirebiliriz konusu ve tabi ki herkesin en fazla endişe duyduğu insanlık durumu, oradaki insani durum... Bu, sadece bir ülkenin cevap bulabileceği bir durum değil. Bu nedenle bütün bunları uluslararası camianın birlikte çözmesi gerekiyor. Bizim yetkililerimiz, hükümetlerimiz en iyi, en doğru yolun ne olacağını araştırıyor. Bölgesel inisiyatifi ve Arap Ligi'nin almış olduğu önlemleri nasıl destekleyebiliriz, onun yolunu arıyorlar."

'ORTADOĞU'DA TARİHİ DEĞİŞİMLER YAŞANIYOR'

Suriye konusunun nasıl ve ne zaman noktalanabileceğine ilişkin tahmin yapmanın güçlüğünden söz eden Baily, Ortadoğu bölgesinde tarihi değişimler yaşandığına dikkat çekti. Baily, bu değişimi şu sözlerle yorumladı:

"Bundan 18 ay önce, Libya'da, Mısır'da, Tunus'ta, Yemen'de bugün meydana gelen olayları konuşmuyorduk. Gerçekten bir huzursuzluk dönemi var. Biz Amerika Birleşik Devletleri olarak Türkiye olarak beraber çalışınca, bu ülkelerdekiler de kendi insanlarının meşru taleplerini dikkate aldıklarında, sadece siyasi değil ekonomik alanda da hayat standartlarını yükseltmeye çalışırlarsa, daha açık ve liberal bir ekonomik sistem, serbest piyasa ekonomisi olursa, hepimiz gerçekten çok iyi bir iş becermiş olacağız. Bu, bir modeli tutup oraya tıpa tıp uygulama değil. Bunu yapmak zor olacak, uzun vadeli bir çaba gerektirecek. Rahatsız edici ama gerçekten ilginç bir dönem."

'TÜRKİYE'DE FIRSATLAR DÖNEMİ'

Baily, Türkiye'nin doğu ve güneydoğusu ile ilgili değerlendirmesinde ise 'fırsatlar dönemi' nitelemesi yaptı. Türkiye'den 2002 yılında ayrıldığını ve 9 yıl sonra döndüğünü kaydeden Baily şöyle konuştu:

"Birçok açıdan değişiklik olmuş. Daha fazla demokratik gelişme olmuş, ekonomik gelişme olmuş. Ama tabiİ sorunlar da var ve insanların o sorunlarla artık mücadele etmekte olduklarını görüyorum. İnsanlar yeni bir anayasayı tartışıyor. Öyle inanıyorum ki gerçekten büyük fırsatlar zamanı. Sorunlar olduğu gibi iyimser olmak için de iyi bir neden var." 

BÖLGE UZMANI

Geçen yıl ABD’nin Türkiye Büyükelçiliği’nde Başmüsteşar olarak göreve gelen Baily, daha önce ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Güney Avrupa İşleri Ofisi Direktörü olarak çalışırken, Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs ile olan ikili ilişkilere yönelik çalışmaları yürüttü. Ankara’da  1998- 2002 yılları arasında da Kültürel İşler Sorumlusu ve Elçilik Sözcüsü olarak görev yapan Baily, 2007- 2008 yılları arasında Irak’ın Kürdistan Bölgesel Yönetiminde ABD’nin kıdemli hükümet temsilcisi olarak çalıştı. 2008- 2010 yıllarında ise BM Siyasi İşler Ofisi Direktörü olarak Amerikan politikalarını koordine etti.



ES(OA/COŞ)