ABD İç Güvenlik Bakanı Janet Napolitano, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türk-Amerikan İş Konseyi Başkanı Haluk Dinçer'in davetlisi olarak Türk işadamlarıyla görüşmek üzere İstanbul'a geldi. Çırağan Sarayı'nda düzenlenen toplantıda "serbest ticaret ve güvenli sınırlar" konularındaki görüşlerini aktaran Napolitano, dün Ankara'da hükümet yetkilileriyle güvenlik ve ticaret konularındaki kaygılar üzerine görüştüğünü anlattı.


Napolitano, güvenlik önlemlerini bir yandan artırırken, aslında bir anlamda ticaretin engellenmiş olduğunu söyleyerek, "Ama serbest ticareti artırdığınızda da güvenlik önlemini aşağıya çekmiş oluyorsunuz. Yani bir arada yürütemiyorsunuz bazen bu iki unsuru. Benim Türkiye'ye geliş sebeplerimden bir tanesi de kendi gözlerimle burada neler olduğunu görebilmek. İnanılmaz bir performans gösteriyorsunuz, özellikle ekonomi alanında. Dünyada ekonominin durumuna baktığımızda bölgedeki ülkelere kıyasla başarılı bir performansınız var. Tabiki, bir kez daha yönetimimizin, Obama yönetiminin Türkiye'yle ikili ilişkileri geliştirme konusundaki taahhüdünü yinelemek için buradayım. Sayın Başkan Obama 2009 yılında göreve geldikten sonra, Türkiye'nin çok çok önemli bir müttefik olduğunu söylemişti. Türkiye ve ABD birlikte çalışmalı, işbirliği içinde olmalı, zorlukları aşabilmek amacıyla demişti ve bu ortak hedeflerimiz doğrultusunda yürümek, ticaret ve yatırımı arttırmak amacıyla sınırları korumamız ve terörle mücadele etmemiz gerekiyor. Bunu nasıl başaracağız? Bu önümüzdeki zorluklardan bir tanesi" diye konuştu.


TÜRKİYE, BÖLGESEL VE ULUSLARARASI BİR GÜÇ HALİNE GELMEYE DEVAM EDİYOR


Türkiye ile ortaklığın son derece önemli olduğunu vurgulayan Napolitano, "İki ülke arasındaki ticaret çok hızlı bir şekilde büyüyor. 2011'de yüzde 34 oranında büyüdü ve 20 milyar dolar seviyesine geldi. Amerika'nın ihracatı da aynı zamanda yüzde 38 oranında arttı ve Türkiye'yi de böylece ABD'nin ilk 25'te yer alan ihracat pazarı haline getirdi. Türkiye'nin ABD'ye ihracatı da rekor düzeyde ve çok hızlı bir şekilde büyüyor" dedi. Napolitano, Türkiye'nin bölgesel ve uluslararası bir güç haline gelmeye devam ettiğini belirterek, Türkiye'nin dünya ekonomisinde 2023 yılında kadar ilk 10'da yer alma hedefini desteklediklerini ifade etti. Geçen yıl Türkiye'den ABD'ye giden öğrenci sayısının 12 binden fazla olduğunu aktaran Napolitano, "100 binden fazla Türk, ABD'den vize almıştır geçen yıl. Ortak şekide tehditlere de bakmamız lazım. Pek çok şekilde tehditler olabilir, terör eylemleri, doğal afetler, siber saldırı veya bir salgın şeklinde olabilir. Bizler, bu bölgenin karşı karşıya kaldığı zorlukların farkındayız. Bu bizim işbirliğimizde seyahati ve ticaret ortamını daha güvenli hale getirmemizi daha önemli kılıyor" dedi.


İÇ GÜVENLİK BAKANLIĞI ABD'Yİ TERÖRE KARŞI KORUMAK AMACIYLA KURULDU


Napolitano, İç Güvenlik Bakanlığı hakkında da bilgi vererek, bakanlığın, 11 Eylül saldırılarından sonra ABD'yi teröre karşı korumak amacıyla kurulduğunu anlattı. Bakanlığın görevlerinin, terörle mücadele, ABD sınırlarını güvenli hale getirmek, ülkenin göç yasalarını uygulamak, sivilleri korumak, afetlerde yeterli ve güçlü yanıt verebilmek gibi 5-6 alana ayrılabileceğini söyleyen Napolitano, "Bütün bu misyonları düşündüğünüzde, hepsinin çok büyük, uluslararası unsurları var. Yani 'iç güvenlik' diyoruz, ama dünyada 75 ülkeden fazla ülkede varlığımız bulunuyor. Geçen ay bu ülkelerin sayısı arttı. Çünkü full-time ateşeleri ouşturduk, Ankara'da da yine aynı şekilde. Uluslararası ortaklarımızla birlikte çalışıyoruz. Özellikle ulusları aşan, örneğin, karapara aklama, çocukların sömürülmesi, fikri mülkiyet haklarının ihlali ve insan kaçakçılığı gibi alanlarda ortaklarımızla çalışıyoruz. ABD'ye gelen uçuşların uluslararası standartlara uymasını sağlıyoruz. Güvenlik konusuna gelince, felsefemiz biraz değişti. Daha çok risk bazlı bir yaklaşım benimsemeye başladık. Bu, bizim bilgiyi daha etkin, verimli bir şekide kullanmamıza yardımcı oluyor. Bir yandan bireylerin ve yüklerin, kargoların riskelerine bakıyoruz, bunları değerlendiriyoruz. Risk bazlı olarak bakmanın bazı avantajları var. Bir kişinin ya da belli yükün tehdit olmadığını anladığınızda bu kişiyi ya da kargoyu daha çabuk geçiriyorsunuz. Bizim yönetimimizin amacı meşru ticareti daha da etkin ve verimli hale getirmek. Türkiye'nin nin küresel ekonomideki rolü artmaya devam ederken ve İstanbul önemli bir ticaret, turizm merkezi olurken, ekonomiler de bundan fayda sağlayacak" diye konuştu.


İŞBİRLİĞİ HER İKİ TARAFA DA YARAR SAĞLAR


Daha büyük güvenlik yararları sağlayabilmek amacıyla bazı çalışmalar gerçekleştirdiklerini anlatan Napolitano, şunları dile getirdi:

"Örneğin, 'güvenilir birey programı' diyoruz biz buna ve düşük riskli yolcuların ABD'ye girişini sağlamak ve bu programa üye olanlar ABD'de gümrükten 5 dakikada geçiyor ve pilot bölgelerde bu çalışmalar başlatıldı ve önümüzdeki dönemde de genişletilecek. Türkiye böyle bir seyahat programı için ideal ülkelerden birisi olacaktır. Hükümetlerle işbirliği halinde çalışıyoruz. Yüksek riskli nakliyeler, sevkiyatlar konusunda elektronik ticari veri topluyoruz ve bu programa da 'Teröre Karşı Gümrük Ticaret Ortaklığı' diyoruz. Kamu ve özel sektörün ortaklığıyla yürütülen bir proje ve uluslararası tedarik zincirinde ithalatçılarla, brokerlarla, üreticilerle, imalatçılarla birlikte çalışılan bir program. Bir diğer program da 'AEO Programı'. Eğer mesela Türkiye bunu olşuturursa, Türk şirketlerinin güçlü güvenlik uygulamaları benimseyecek ve güvenlik açısından da sevkiyatlarını daha hızlı yapacaklar ve maliyeti azaltacaklar anlamına geliyor, bu programın oluşturulması. İstihbarat ve bilgi paylaşarak, tehditleri daha önceden belirlemek, değerlendirmek ve seyahati daha verimli bir şekilde gerçekleştirmek gibi mesela yolcu bilgisi gibi hassas bilgilerin paylaşılması terörle mücadelede için önemli. Özellikle bir yolcunun riskinin değerlendirilmesi açısından önemli uçağa binmeden önce ve yolcuların belirlenmesinde daha havaalanına ayak basmadan önce bu riski değerlendirmiş oluyorsunuz. Bizler Türkiye ile bu tür ortaklıkları oluşturursak ve en son teknolojiyi de kullanarak, hızlı bir şekilde ticaretin ve uçuşun gerçekleştirilmesi, mahremiyet gibi bazı özel gizliliklerin korunması açısından da adım atabiliriz. Uluslararası ortaklarımızla işbirliği her iki tarafa da yarar sağlar. Özellikle kargoların incelenmesi konusunda ülkeler kendi tarama süreçlerini başlatabilirler. Yani bir kargo limandan ayrılmadan önce içinde ne olduğunun taranması ve bu risk konusunda bilgilerin paylaşılması özellikle odaklanmamız gereken alanlar diye düşünüyorum. Sayın Başkan Obama ve ben şuna inanıyoruz, güvenlik ve ticaret birbirini güçlendiriyor. Etkili güvenlik, ticareti arttırır ve küresel ekonomiye de destek olur. Biz buna inanıyoruz. Çünkü bunun gerçekleştiğini daha önce gördük."


GLOBAL GİRİŞ İÇİN TÜRKİYE'NİN ATMASI GEREKEN ADIMLAR VAR


Konuşmasının ardından katılımcıların sorularını yanıtlayan Napolitano, sınırların güvenli hale getirilmesinde ve ekonomik büyümenin desteklenmesinde Türkiye'nin, "ABD Global Giriş" programına girmesini destekleyip desteklemedikleri sorulunca, "Global Giriş, hava yolcuları için tasarlanmış bir program. Bu alanda atılması gereken adımlardan ilki, Türkiye'nin API ve PNR denilen anlaşmaları imzalaması ABD'yle. Yani bunun parlamento tarafından onaylanması gerekiyor. Bu süreç somutlaşırsa, Global Giriş için zemin oluşmuş olacak. Ülke, bu programa katıldığında ne oluyor? Hızlı bir şekilde ABD'ye giriş gerçekleşiyor ve çok kısa bir başvuru formu dolduruyorlar ve bir görüşme yapılıyor Gümrük ve Sınır Koruma Birimi'nde. Biyometrik parmak izleri ve diğer işlemler yapılıyor. Herşey yolundaysa, sorun yoksa o zaman Global Giriş statüsü kazanıyorlar. Dolayısıyla bu ortaklıkta atılması gereken bir adım var" dedi.