ABD'DEN 12 MİLYON DOLARLIK MADDİ YARDIM


ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, şunları söyledi:


"Verilen sözlerin ardından bir hafta geçti. Esad'ın birlikleri yeni saldırılara devam etti. İnsani yardıma imkan vermek yerine durumu iyice sıkılaştırdılar. Bir siyasi geçişe izin vermektense rejim barışçıl protestoyu bastırmaya çalıştı. Esad, tutmadığı sözler listesine başkalarını ekliyor. Burada biz Suriye'deki ölümlere son vermek istiyoruz. Kofi Annan, zaman çizelgesi oluşturmak zorunda. Esad'ın görevinden uzakaştırılması lazım. Suriye halkının kendi seçimini kendisinin yapması lazım. Bugün ABD'nin alması gereken önlemleri detaylandırdık. Biz daha fazla insani yardım sunacağız ve mulalefete olan desteğimizi sürdüreceğiz. Böylece daha demokratik bir değişim süreci olacak. Suriye devletinin kurumlarını da koruyarak bunları yapacağız . Üst düzey yönetimlere daha fazla yardım, Suriye vatandaşlarını bilgilendirmeyi içeriyor. 12 milyon dolar ek insani yardımla toplam tutar 25 milyon dolara çıkacak. Sivil muhalefete destek sunacak iletişim teçhizatı verecek saldırılara karşı koyma ve dış dünyayla iletişime geçme imkanı sunacağız."


" ARTIK ZAMAN KALMADI. HİÇBİR GECİKME, MAZERET KABUL EDİLEMEZ "


Görüşülen konuların bir yol haritası olduğunu kaydeden Clinton, şöyle konuştu:


" Bunların hepsi bir yol haritası. Hem devleti hem de kurumlarını kurtarmak adına. Dünyanın da buna yönelik bir desteğe uluslararası camia her kökenden gelen Suriyeliler buna destek veriyor. Bu vizyonu gerçeğe dönüştürmek tabii ki kolay olmayacak. Bundan sonraki amaç bunları siyasi adıma dönüştürmek olmalı. Bunu Suriye halkını kapsayacak şekilde uygulamak lazım. Ulusal bir süreç başlamalı ki Suriye'liler hakettikleri geleceğe ulaşsın. Muhalefetin ivme kazanması ve rejminin iki yüzlülüğünün ortaya çıkması lazım. Barış ve özgürlük Suriye'ye gelecek bu tabii ki yeterince çabuk gelmeyebilir. Kofi Annan bizim önümüze bir plan sundu. Beşer Esad ise bu planı uygulamakta harekete geçmedi. Artık zaman kalmadı. Hiçbir mazeret gecikme kabul edilemez. Artık bu gerçekle yüzleşme zamnıdır. ABD buna taahhüdünü sürdürecektir. Bugünkü toplantıdan çıkan sonuç son derece önemlidir. İleriye dönük atılan adımlar vardır. ABD gayet emin ki Suriye halkı kendi kaderlerini ellerine alacak. Biz de bu noktada yardımcı olacağız."


 


CLINTON HAM PETROL ALIMININ AZALTILMASINDAN MEMNUN


Clinton, basın toplantısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile yaptığı görüşmeden de bahsetti. Clinton, " Hem Başbakan ile hem de Dışişleri Bakanıyla konuştuk. Sadece Suriye konusu konuşulmadı. Ortak çıkarlarımıza yönelik başka konular da konuştuk. Bölgesel ve küresel tehditten bahsettik. Türkiye'nin İran'dan ham petrol alımını azaltması beni memnun etti" dedi.


Yüzde 20'lik bir ham petrol alımı azaltmasına gidilmesinden bahsedildiğini söyleyen Clinton, " Türk ve ABD uzmanları bunun nasıl operasyonel hale getirileceğini tartışacak. Biz Türkiye'nin ABD büyükelçisiyle istişarelerde bulunacağız. Bu açıklama bizi son derece sevindirdi " diye konuştu.


Önceliklerinin İran'ın nükleer programı olduğunu söyleyen Cliton, " Bizim birinci önceliğimiz nükleer program. 'Geceleri neler uykunuzu kaçırıyor ?' dendiğinde benim cevabım 'Nükleer silahlar ile kitle imha silahları ve bunların başka kişilerin ellerine geçmesi" dedi.


CLINTON'DAN İRAN'A ' EYLEME GEÇ' MESAJI


Clinton, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile İran'ın dini lideri Hamaney'in görüşmesi sonrası Davutoğlu'nun açıklamalarına da da değinirken şöyle konuştu:


" Kendilerine söylenen dini liderin kitle imha silahlarının dini olarak yasaklanmış, İslama karşı araçlar olarak nitelemiş olması. Bunu Türk liderlerden ciddiye almalarını istemiş. Biz bunu kabul edebiliriz. Öte yandan bunun P5 +1 zemininde operasyonel hale getirilmiş olması gerekir. Eğer İranlılar gerçekte bu inançlarını samimi olarak ifade ediyorlarsa o zaman uluslararası camiayı tatmin etme konusunda da açık olmalıdır. Bunun hükümet politikası olduğu da açık bir şekilde gösterilebilir. Uranyum zenginleştirilmesi azaltılabilir. Düzenli teftişlere imkan tanınabilir. Bunun doğru olduğuna inanmaya açığız ama uluslararası camia artık eylem görmek istiyor. İranlılar aynı zamnada bilmeli ki bu açık uçlu bir tartışma değil. Her iki taraf da bu sürece dahil olmalı."


PÇK-ÜÇ (MK) (FOTOĞRAF)