Bakan Bağış, şöyle konuştu:


"Bu panelde de net bir tavır ortaya konmalıdır. Dünya konjektüründe öyle bir dönemden geçiliyor ki. ABD'de seçimler yapıldı. Obama 20 Ocak'ta yeniden kabinesini oluşturacak. İran'da seçimler var. Ocak ayında İsrail'de seçimler var. Irak'ta çok ciddi bir tartışma ortamı var. Bütün bu belirsizlikler ve tartışmalar yaşanırken İsrail'in Gazze'ye saldırması tamamen İsrail'in iç politikasına yönelik bir hamledir. Ama bu İsrail halkından geri tepecektir. İsrail halkı da kendi güvenliğinin bir Filistin Devleti'nin kurulmasından geçtiğini anlamış olması gerekir, diye düşünüyorum. Filistin Devleti kurulmadıkça ne İsrail'de, ne Orta Doğu'da, ne de dünyada barış olur. Bunu herkesin görmesi gerekiyor. Dünyanın bu konuyla ilgili duyarsız tutumuna son vermesi gerekiyor. Türkiye Filistin halkını hiçbir zaman yalnız bırakmayacaktır."


"AB İÇİN DEĞİL, KENDİ DEMOKRASİNİZ İÇİN REFORMLARA İHTİYACINIZ VAR"


Son dönemlerde Türkiye'de reformların yavaşladığını dile getiren Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü Oomen Ruijten de şunları söyledi:


"Avrupa Birliği 75 milyonluk bir Türkiye'yi içine almayı kabul etmiştir. Ama bizim değerlerimizi paylaşmanız gerekir. Bu değerler nelerdir? Birincisi demokrasi. Bugünlerde size çok yoğun eleştiriler yöneltilmiş durumda. 'Türkiye'de neden reformlar yavaşladı?' diye. Adalet ve yargı alanında reformlarınıza devam etmeniz gerekiyor. Berlin Barış Anlaşması'nı uygulamıyorsunuz. Bu bir problem. Yapmamız gereken karşılıklı güvene dayanan bir diyalog gerçekleştirmek. AB içi değil, kendi demokrasiniz için reformlara ihtiyacınız var. İlişkilerin dondurulması diyorsanız. Son altı aylık dönemde AB ile Türkiye arasında ilişkiler donduruldu. Ama siz dönem başkanı olan ülkeyi tanımıyorsunuz. Büyük bir ülkesiniz, Kıbrıs Sorunu için kalkınız sizde bir iki adım atınız."


 


"BAZI AB ÜYELERİNİN BAŞKENTLERİNDE, PKK KAMP KURUP BAĞIŞ TOPLUYOR"


Ruijten'in Türkiye ve AB ilişkileri konusundaki değerlendirmesine Egemen Bağış, şu yanıtı verdi:


 "Öncelikle beni tahrik ettiğin için teşekkür ediyorum. Türkiye AB ilişkilerinin hızlı ilerlememesinin nedeni AB'nin verip tutmadığı sözlerdir. 'Reformlara ihtiyaç var, ilişkiler dondu' dediniz. Yanılıyorsunuz. İlişkiler donmadı çünkü; biz komisyonla pozitif gündem adlı yeni bir program oluşturduk. Üçüncü reform paketini de komisyondan geçirdik. Ben Türkiye'nin mükemmel olduğunu iddia etmiyorum. Meseleler var. Fakat birçok üye ülke de mükemmel değil. Her ülkede sorunlar var. Reformlarımız durmadı. Hatta her zamankinden daha iyi ilerliyor. Avrupa'nın reform yapma hızı bizden daha yavaş. AB'nin kendini ihya etmesi gerekiyor. Ekonomilerinizi batırıyorsunuz. Biz müflis bir birliğe katılmak istemiyoruz. Güçlü bir birliğe katılmak istiyoruz. Türkiye PKK teröründen muzdarip. PKK, AB'nin terör örgütü listesinde yer alan bir örgüt. Bazı Avrupa Birliği üyelerinin başkentlerinde biliyorsunuz PKK, kamp kurup bağış topluyor. Burada bir sorun var. Daha önce benim ulusumun yüzde 78'i AB'ye girmeyi destekliyordu. Şimdi bu oran yüzde 35'lere indi. Ben elimden gelen gayreti sarf ediyorum. Ama halkım gerçekleri görüyor. Acil yapılması gereken Türkiye vatandaşlarına vizeyi kaldırmaktır. Malesef 53 yıl boyunca yerine getirilmeyen vaatlerle yaşıyoruz."


"İDAM CEZASININ YARARLI BİR CEZA OLDUĞUNA İNANMIYORUM"


İdam tartışmalarına yönelik AB’den gelen yorumları da değerlendiren Egemen Bağış, şöyle konuştu:


“AB’nin en önemli temel değerlerinden bir tanesi ifade özgürlüğüdür. Türkiye’de bu konuda bir tartışmanın olması demokratik ülkelerde son derece doğaldır. Bu tartışmanın olmasına itiraz etmelerini ben anlamıyorum. Türkiye bu konuda şu anda bir adım atmış mıdır, Meclis’te bekleyen bir yasa var mıdır? Hayır ama; bunun tartışılmasını bile sindiremeyen bir Avrupa’nın kendi içinde yaşadığı bazı farklı tartışmalara baktığınızda bugün Avrupa Parlamentosu üyesi olan, maaş alan bazı milletvekillerinin AB’nin dağılması gerektiğine dair söylemlerini okuyoruz. Onlar bu kadar kendi demokrasilerinde ifade özgürlüklerinde ileriye giderken, bizim ülkemizde ifade özgürlüğünü sınırlamaya yönelik söylemleri ben son derece komik buluyorum. Ben şahsen idam cezasının yararlı bir ceza olduğuna inanmamakla birlikte, her konunun tartışılabilmesinin artık bütün ülkelerin bir takım tabuları geride bırakıp farklı konularda tartışma yaşayabilmesini demokratik standartların güçlenmesi açısından önemli olduğunu da vurgulamıştım, bugün de vurguladım."


İY (MK) (FOTOĞRAF)