Geçen yıl 16 Nisan'da ön tarafı Yeşillik Caddesi'ne bakan, arka tarafı ise 5900 Sokak 14 numarada bulunan, çelik ve Amerikan kapı imalatı yapılan, 33 yaşındaki Ş.O.'ya ait 'Odabaşı Kapı' adlı işyerinde patlama meydana geldi. İşyeri ve önündeki iki araç alev aldı. İşyerinde, kimyasal ve ahşap malzemelerin bulunması, yangının boyutunu arttırdı. Kapı imalathanesindeki yangın, aynı işi yapan yan taraftaki Mustafa Güzel'e ait parke dolu depoya da sıçradı. Alevleri söndürmeye çalışan itfaiye erlerinden Tancu Kardaş (41), Ozan Avşar (35), Hakan Çöplüoğlu (41), Mustafa Anşin (50) ve İsmail Çağlayan (32), devrilen parkelerin altında kaldı. Yaralanan itfaiye erleri, hastaneye kaldırıldı. Bir çocuk babası itfaiye eri Ozan Avşar, hastanede yaşamını yitirdi. Yangının söndürülmesinin ardından, yapılan araştırmada işyerinde çalışan işçiler Mustafa Demiralay (33), eniştesi Memik Yener Erbaş (39), Harun Cirit (32) ve Mustafa Kurt'un (33) cesetlerine ulaşıldı. Dört işçinin yanarak yaşamını yitirdiği tespit edildi. Patlamanın ardından sevkedildiği adliyede önce serbset bırakılan Ş.O., savcının itirazı üzerine tutuklandı.

İzmir 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 'taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma' suçlarından 15 yıl hapis cezası istemiyle yargılanması süren işyeri sahibi Ş.O., bugün yapılan duruşmada tekrar hakim önüne çıktı. Duruşmaya tarafların avukatları da katıldı. Mahkeme Başkanı Hakim Ömer Faruk Ceylan, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Karabağlar Belediyesi'ne yazılan yazılara cevap verildiğini, okunup dosyaya konduğunu belirtti. Cumhuriyet Savcısı Ahmet Türkoğlu, olayın oluşu ve kusur durumunun tespiti yönünden bilirkişi raporu aldırılmasını, sanığın üzerine atılı suçun kanunda öngörülen ceza miktarı, tutuklulukta geçen süre ve mevcut delil durumu dikkate alınarak devamına karar verilmesini istedi.

Sanık Ş.O.'nun avukatı İsmail Haydarğlu, daha önceki celselerde mahkemeye olay yerine ilişkin görüntülerin yer aldığı CD'leri sunduklarını belirtti. İşyerinde iddia edildiği gibi çok miktarda tiner bulunmadığını, hatta raporda rastlanılmadığının belirtildiğini söyledi. Müvekkilinin uzun süredir tutuklu olduğunu, suç vasfının değişme durumu gözönüne alınarak tahliyesine karar verilmesini talep etti.

Sanık Ş.O. ise "Önceki savunmalarımı tekrar ediyorum. Kesinlikle çok miktarda tiner veya benzeri bir madde yoktu. Olay sırasında sadece 5-6 teneke tiner, kapağı açılmamış şekilde kapının önünde duruyordu. Dolayısıyla bunların uçması mümkün değil. Benim bu olayda kusurum yok. Bu nedenle ben de tahliyemi talep ediyorum" dedi.

Mahkeme heyeti, sanığın üzerine atılı suçun vasfı ve mahiyeti, mevcut delil durumu, dellilerin henüz tam toplanmamış olması, öngörülen ve savunmalar doğrultusunda verilmesi muhtemel ceza miktarı, tutuklulukta geçirdiği süreyi gözönüne alarak, tahliye talebini reddetti. Mahkeme heyeti, dosyanın, aralarında iş güvenliği ve patlayıcı konusunda uzmanın da yer aldığı, belirlenecek üç kişilik bilirkişi heyeti tarafından rapor hazırlanması için dosyayı nöbetçi Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verip, duruşmayı 19 Nisan'a erteledi.



BK(AÖ/SS)



Ş.O.: Şafak Odabaşıoğlu