Saadet Partisi Şanlıurfa il teşkilatı tarafından, ölümünün birinci yıl dönümünde Necmettin Erbakan için 'Ahde vefa' konferansı düzenledi. Çamlık Lokantası'nda düzenlenen konferansa gelenler, üst araması yapıldıktan sonra içeri alındı. Kadın ve erkeklerin ayrı ayrı oturduğu ve Kuran okunmasıyla başlayan geceye, 28 Şubat sürecinin önemli isimlerinden araştırmacı yazar Nurettin Şirin, konuşmacı olarak katıldı. Şirin, Necmettin Erbakan'ın hayatından kesintiler sunduğu ve post modern darbe olarak tanımladığı 28 Şubat süreciyle ilgili şunları söyledi:

"Her zaman İslam devletlerini bir araya getirmeyi hedefleyen, Kudüs'te yaşanan olaylara seyirci kalmayıp kendi davası gibi gören Erbakan hocamızın yokluğunu bugünlerde daha iyi hissediyoruz. Bugün hem Erbakan hocamızın ölümünün yıl dönümü hem de adına post 'modern darbe' denilen 28 Şubat'ın 15'inci yıl dönümüdür. O dönem cuntacılar, tanklarını caddelere meydanlara çıkardılar. Bugün burada yüzbinler Kudüs'ün özgürlüğü için ayağa kalktıysa ve 'İsrail'e ölüm' diye haykırıyorsa, yarın milyonlar Kudüs'e gidecekleri kaçınılmaz olduğu için Abdülhamit'in çocuklarının önüne tanklarla çıktılar 28 Şubat'ta çıktıkları gibi. Ne yaptılar, Erbakan hocayı, yardımcılarını, dostlarını, askeri mahkemelerde askeri yargıçların önüne çıkartıp ellerine demir kelepçe vurdular. Siyonistler, emperyalistler arzularına ulaşabildiler mi? Milli Selamet Partisi'ni kapatmakla bu davanın liderini hapse atmakla zincirlere, prangalara vurmakla başarıya ulaştılar mı? Onlar bilmediler ki yüreklerimizdeki davanın, yükselttiğimiz feryadın, kaldırdığımız sancak ve bayrağın önünde dikenli teller, mayınlı tarlalar, ulusal sınırlar, vizeler, pasaportlar duramaz."

Şirin, Gazze'ye insani yardım götürmek üzere yola çıkan, ancak İsrail askerlerinin saldırısına uğrayan 'Mavi Marmara' gemisinin Erbakan'ın talebelerince düzenlenen bir sefer olduğunu da anlattı. Şirin, şöyle devam etti:

"Bu konuyu bazı arkadaşlarımız tevazularından konuşmuyorlar. Bazıları da 'Kimse bilmese bile Allah biliyor' diyerek konuşmuyorlar. Bazıları da çok konuşur ama doğru konuşmaz. Mavi Marmara seferi Erbakan hocamızın seferidir. Bunu üç kuruşluk menfaat, makam, mevki karşılığında, koltuk karşılığında, belki milletvekili, bakan, genel müdür olup, ihale alma ümidiyle bu davayı terk edip ayrılanlar bilmez ve anlayamazlar. Biz 40 kişiyiz birbirimizi iyi biliriz. O zamanlar kırmızı pasaportla nerelerde dolaştığınızı adlarınızı sanlarınızı nasıl sildiğinizi ben çok iyi biliyorum. Şimdi ise reel politik avantajlardan istifade ederek 'Çevik Bir yargılansın' diyorsunuz. Benim cezaevinde 8 yılım gitti. Çünkü hocayı o zaman yalnız bıraktınız. Yüreğiniz ve cesaretiniz yetmedi. Bize yapılan bu saldırıda biz de namlularımıza kurşunlarımızı sürüp onların üzerine yağdıracağız. Biz Mavi Marmara'nın intikamını Telaviv'den alacağız. Ama siz millilik yaparak, saldırıda şehit düşünlere tazminat ödenmesi için 100 bin doların peşine düşüyorsunuz."

Yaklaşık 2 saat süren konferansta sık sık, 'Kahrolsun İsrail', 'Mücahit Erbakan' sloganları atıldı.



AL(HK/BT)