Kadirli'de 2 liseli kızın ölümüyle sonuçlanan olaylar 2 yıl önce ilçe merkezindeki Kurtuluş Parkı'nda başladı. Öğrencilerin okul çıkışında uğrak yerine halindeki bu parka gelen 'Adam öldürmeye tam teşebbüs, uyuşturucu ve ruhsatsız silah bulundurma' suçlarından sabıkalı Sinan Dursun, burada arkadaşlarıyla sohbet eden Fatmanur Gedik ile karşılaştı.

Kıza ilk görüşte aşık olan Sinan Dursun, Fatmanur'a arkadaşlık teklifinde bulundu. Genç kız ise, "Ben okuyacağım, önce eğitimim" diyerek teklifi kabul etmedi. Ancak, arkadaşları tarafından 'saplantılı kişiliğe sahip' olduğu ileri sürülen Dursun, ısrarla kızın peşinden koştu. Sürekli reddedilen Sinan Dursun, umudunu kaybedince 31 Aralık 2010'dan itibaren genç kızı hem taciz, hem tehdit etmeye başladı.

SAVCILIĞA ŞİKAYET ETTİ

Fatmanur, tacizlerin artması üzerine durumu babası Ergün Gedik'e anlattı. Baba da, Sinan Dursun hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Dağlardan odun kesip satarak geçimini sağlayan ve çevresinde 'dengesiz' hareketleriyle bilinen Sinan Dursun, Cumhuriyet Savcısı'na verdiği ifadelerin ardından serbest bırakılınca tacizlerine devam etti.

Aile, tam 8 kez şikayet dilekçesi verdi. İlk davası tamamlanan Sinan Dursun, 17 ay hapis cezasına çarptırıldı. Yargıtay'a gönderilen dosya geçtiğimiz günlerde onandı. Dursun'un taciz ve tehdit iddiasıyla açılmış 2 davasının daha devam ettiği anlaşıldı.

ERKEN YAKALANSA 2 CAN KURTULACAKTI

'Tehdit ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma' suçundan aldığı hapis cezasının kesinleştiğini cinayetten bir gün önce öğrenen Sinan Dursun, çılgına döndü. Çevresine, "Bunun intikamını mutlaka alacağım, onlara hesabını soracağım" diye tehditler savuran Dursun, dün saat 15.00 sıralarında içinde Fatmanur Gedik'in de bulunduğu okul servisine Yeşiltepe Mahallesi'nde pusu kurdu.

Tufan Kırpık yönetimindeki 80 S 7271 plakalı servis minibüsü dar bir sokakta öğrenci indirmek için durduğu sırada ortaya çıkan Sinan Dursun, minibüsteki Fatmanur'a pompalı av tüfeğiyle ardı ardına ateş edip kaçtı. Saldırıda Fatmanur Gedik ile hemen yanında oturan okul arkadaşı Fatmagül Yalçın ile Rümeysa Demirel yaralandı. Sokakta büyük panik yaşanırken, yaralılar ambulanslarla en yakındaki Özel 7 Mart Hastanesi'ne götürüldü. Ancak doktorların çabası Fatmanur ile Fatmagül'ü kurtarmaya yetmedi. Yapılan tüm müdahalelere karşın, karşılıksız aşk kurbanının yanısıra, bütün suçu okul servisinde bulunmak olan arkadaşı da yaşamını kaybetti. Hayati tehlikesi bulunmayan Rümeysa Demirel ise tedaviye alındı.

'BABASINI DA ÖLDÜRÜP İNTİHAR EDECEĞİM'

Askerliğini komanda olarak yaptığı bildirilen Sinan Dursun, kayıplara karıştı. Kadirli polisi, zanlıyı yakalamak için özel ekipler kurdu. Gün boyu bulunamayan Dursun'un, akşam saatlerinde 'Babasını da öldürüp intihar edeceğim' diye aileye mesaj gönderdiği konuşulmaya başlandı. Bunun üzerine Fatmanur'un ailesinin oturduğu Tufanpaşa Mahallesi'ndeki evde polis güvenlik önlemi aldı. İlçe merkezinde Sinan Dursun'un gizlenebileceği tüm adresler kontrol edildi ancak gece boyunca kendisine ulaşılamadı.

KIZIN OKULUNDA İNTİHAR ETTİ

Bu sabaha karşı saat 05.00 sıralarında '155 Polis İmdat' hattını arayan Sinan Dursun, karşılıksız aşık olduğu Fatmanur Gedik'in eğitim gördüğü okulun bahçesinde bulunduğunu ve teslim olacağını söyledi. Bu gelişme üzerine çok sayıda ekip, okula sevk edildi. Ekipler, Şabaplı Köyü yolu üzerinde olan ve ilçeye yaklaşık 1 kilometre uzaklıktaki okulun bahçesine geldiğinde Sinan Dursun'u yerde hareketsiz halde yatarken buldu. Dursun'un 2 yıldır peşinden koştuğu Fatmanur ile arkadaşı Fatmagül'ü öldürdüğü pompalı tüfekle kalbine bir el ateş ederek yaşamına son verdiği anlaşıldı. Sinan Dursun'un cesedi yapılan incelemenin ardından Kadirli Devlet Hastanesi'ne götürüldü.

ANNENİN İSYANI: KIZIMIN KATİLİ DEVLET

Sinan Dursun'un ölümünün Fatmanur Gedik'in ailesinin endişesini biraz olsun azaltırken; Dursun'un ölümle tehdit ettiği baba Ergün Gedik, zanlının intiharıyla ilgili bir değerlendirme yapmaktan kaçındı, "Ben bilmiyorum" demekle yetindi.

Fatmanur Gedik'in annesi Gülay Gedik ise, 'Kızımın katili devlet' diye ağıt yaktı. Yakınlarının teselli etmeye çalıştığı anne, "Kızımın katili devlet, kızıma sahip çıkmadı. O kadar çok şikayet ettik ama kimse bir şey yapmadı. Kızım göz göre göre öldürüldü" diye gözyaşı döktü.

OTOPSİ YAPILDI

Bu arada Adana Adli Tıp Kurumu'na otopsi yapılan Fatmanur Gedik ile Fatmagül Yalçın'ın cenazeleri işlemlerin tamamlanmasının ardından ailelerine teslim edildi. Cenazeler, toprağa verilmek üzere Kadirli'ye götürüldü. Sinan Dursun'un cenazesi ise, otopsi için Adana Adli Tıp Kurumu'na getirildi. Dursun'un cenazesinin memleketi Kayseri'nın Sarız İlçesi'nde toprağa verileceği bildirildi.




------KUTU-------



'Karşılıksız aşk, aşkı azaltmaz, güçlendirir'



ACIBADEMAdana Hastanesi Sağlıklı Yaşam Kulübü Sorumlu Hekimi Aile Terapisti Psikiyatrist Obengül Ejder, olayla ilgili yaptığı değerlendirmede aşkın kişiyi önemli ve sevilmeye layık olduğunu hissettirdiğini, ancak 'onsuz yaşayamıyorum' veya 'dünya onsuz bir hiç veya onsuz nefes bile alamıyorum' düşüncesinin bağımlılık hastalığı sayıldığını belirtip, "Karşılıksız aşk, aşkı azaltmaz güçlendirir" dedi.

Karşı cinse karşı duyulan bağlılık ve bağımlılık kavramlarının birbirinden ayırt edilmesi gerektiğine dikkat çeken Psikiyatrist Obengül Ejder, şunları söyledi:

"Bağımlılıkta çaresizlik ve mutsuzluk en egemen iki duygudur. Bağımlılıkta bireysel özgürlük sınırları yoktur. Bağlı olunan nesne ya da kişi tarafından yutulmuşsunuzdur, kişinin yaşamını özgürce sürdürmesine imkan yoktur.

Aşk bağımlılığında, içinde bulunduğu toplumsal yapıya göre farklı tutumlar ortaya çıkar. Kişinin düşük sosyo ekonomik düzeyde olması, aşkının da platonik düzeyde kalmasına yol açmaktadır. Yüksek sosyo ekonomik konumda ise aşka, daha derin anlamlar yüklenebilmektedir. Aşk bağımlılığı bir neden değil bir sonuçtur, bu bağımlılığının altında başka sorunlar yatmaktadır.

Ümitsiz aşk, aşırı idealleştirmedir. Elde edilemez ve hayal kırıklığı yaratması aşikar olan kişilere aşık olunmuştur. Bu kişilerde gerçek dışı, çocuksu idealleştirmeler çok belirgindir. Karşılıksız olduğu dönemde aşkın şiddetlenmesi ise çok sıktır. Aşırılık engellenmeyi getirir. Engellenme mazoşisttik duyguların tatminidir. Karşıdakine duyulan saldırganlık kadar, kendine karşı yaşanan saldırgan duygular da aşkın doğasını dürter, uyarır ve aşkı azdırır. Karşılıksız aşk, aşkı azaltmaz güçlendirir.

Bağımlı hissetmenin yarattığı engellerden dolayı oluşan çaresizlik, zaman içinde öfkeye dönüşür. Daha sonra tatminsizlik, yılgınlık, sıkıntı yaşanır. Olur da bağımlı olduğu kişiden ayrılırsa içe kapanma, hiçlik duygusu, depresyon, panik atak yaşayabilir.

İçindeki öfke 'ya benimsin ya toprağın' mantığı içinde, bağımlı olduğu kişiyi karşı, elde edememenin verdiği psikolojik yıkıntı ile öldürmeye kadar varabilir. Bu tarz duygular yaşayan kişilerin kesinlikle tedavi olması gerekmektedir."