Atatürk Üniversitesinin sorunlarının ve faaliyetlerinin anlatıldığı Konuk Evinde yapılan basın toplatısına Rektör Prof. Dr. Hikmet Koçak, rektör yardımcıları, dekanlar katıldı. Rektör Prof. Dr. Koçak, üniversitede örgün ve uzaktan eğitim alan 85 bin 659 öğrenciye 2 bin 492 akademik personelin öğrenim verdiğini belirtti. Atatürk Üniversitesinde 20 fakülte, 3 yüksekokul, 12 meslek yüksekokulu, 7 enstitü, 17 araştırma merkezi olduğunu anımsatan Prof.Dr. Koçak, 3 bin 460 idari pesonelin çalıştığını ifade etti.

Özellikle idealist olmayan öğrencilerin üniversite tercihlerini yaşadığı yere, mekana uzaklık ve yakınlık açısından değerlendirdiğine işaret eden Rektör Hikmet Koçak 55 yıllık mazisi bulunan üniversitenin hak ettiği yeri almadığını bildirdi. Prof. Dr. Koçak, şunları söyledi:

"Doğu'daki bir öğrenci eğer idealistse büyük üniversiteleri tercih ediyor. Ancak idealist değilse, en yakın yer nereyse orayı tercih ediyor. Fen Fakültesi Kimya Bölümünde 35 uluslarası başarı sahibi bilim adamı var. Ama Kimya Bölümünü tercih edenlerin sıralamasına baktığımızda Batı'daki 3 yardımcı doçentin olduğu bölüm seçiliyor. Sonraki sıralamalarda 35 bilim adamının olduğu bizim üniversite geliyor. Yani idealistler dışındakiler, yakınlık-uzaklık tercihi yapıyor. Erzurum'a öğrenci niçin gelir? İklimin önemi var. Erzurum'u seçmeli, burada daha çok ders çalışır. Soğuk iklimde daha iyi ders çalışır. Yurtlarımız gayet güzel. Sosyal imkanlar adına eksikliklermiz var ama bunu gidermek için projelermiz de bitmek üzere. Hiç bir zaman tek tip bir üniversite olmadık ve bu mümkün değil. Üniversitemizi yüksek puanla tercih edenlere imkanlar sunmak istiyoruz." 

Prof. Dr. Hikmet Koçak, geçtiğimiz günlerde İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonometri Bölümü 3'üncü sınıf öğrencisi Havva Ay'ın, fırın işcisi Ferhat Tosun tarafından kampüs içinde silahla vurularak öldürülmesinden dolayı büyük üzüntü duyduğunu bildirdi. Herkesin elini kolunu sallayarak kampüs içine giremeyeceğini anlatan Prof. Dr. Hikmet Koçak şöyle devam etti:

"ÜNİVERSİTENİN 99 KAPISI VAR"

"Üniversitenin dışa kapalı, sur içinde kalmış kale gibi olmasını arzu etmiyoruz. Şehrimizin istifadesine rahat girip çıkabilecekleri bir ortam olmasını arzu ediyoruz. Ama bu demek değildir ki herkes elini, kolunu sallaya sallaya girip çıksın, istediğini yapsın ve hareket etsin. Burada bizi sıkıntıya sokan iki önemli olay var. Hastanenin kampüsle, şehirle iç içe olması. Ana kapıya bariyerler koymuşuz. Erzurum büyükşehir ama küçükşehir. Bir İstanbul, Ankara, Kocaeli gibi değil. Biz 'Giremezsin, yasak' deyip kart vermediğimiz birisi dolaylı yoldan daha kolay kartını alabiliyor. Bütün kartları iptal ediyoruz, yenisini vereceğiz. Ama bir kapıyı kapatmak yetmiyor, en az 99 tane kapımız açık. Nasreddin Hocanın fıkrası gibi. Kampüse, hastaneden, Yenişehir'den girer. Art niyetli olduktan sonra silahını ormanın içine atar arkasından gelir, alır ve istediğini yapar. Binalara giriş çıkışları kontrol ediyoruz. Dün Kazım Karabekir Eğitim Fakültesinde meydana gelen olaydan da büyük üzütnü duydum. Erzurum hassas bir bölge, herkesin gözü olan bir şehir. Erzurumlu kentte yaşayan Kürt, Türk hiç farketmiyor herkesi seviyor. Özellikle dışarıdan gelen tahriklerle birşeyler yapılmak isteniyor."



NÖ(KS/AAA)