Adana Genç İşadamları Derneği'ndeki (AGİAD) bilgilendirme toplantısında konuşan Rauf Kasumov, dünyadaki en pahalı turizmin, en fazla nükleer santralin Fransa'da bulunduğunu belirtti. Kasumov, "Dünyadaki en pahalı turizm de Fransa'dadır. Bu ülkede Nice, bir turizm merkezidir. Bu bölgeye nükleer santralin uzaklığı 1 saatten daha azdır. Dünyadaki en kaliteli ve pahalı tarım ürünleri de yine Fransa'dan gelir. Yine İspanya'nın sahilleri nükleer santrallerle doludur" dedi.

Mersin'de yapılacak olan nükleer santralin yüzde 50'sini Türk firmaların yapacağını belirten Kasumov, bölge firmalarının ise lojistik açıdan daha avantajlı durumda olduğunu belirtti.

AGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Gülcan ise geçen ay Rusya'ya düzenledikleri gezide Moskova'da bulunan bir nükleer santralde inceleme yapma fırsatıda bulduklarını söyledi.

Özellikle Adana firmalarının Türkiye'nin en büyük yatırımında rol alabilecek güçte olduğunu belirten Gülcan, "Bizim bu işle ilgilenmemizin nedeni, Türkiye'nin en büyük yatırımıyla ilgili neler yapabileceğimizi görmekti. Santralin inşasında kullanılan beton ve çelik konstrüksiyon işlerini bölgemizdeki bir çok firmanın yapabileceğini gözlemledik. Yapılacak inşaatla ilgili bu bölgedeki iş adamlarına çok ciddi bir şekilde hazırlamaları gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.

'BALIKLAR ZARAR GÖRMEZ, ARTAR'

Akkuyu NGS Büyükeceli Bilgilendirme Merkezi Başkanı Eyyup Lütfi Sarıca ise kurulacak nükleer santralin deniz canlılarına zarar vermeyeceğini savundu. Hatta deniz suyunda oluşacak 2 derecelik sıcaklık artışıyla aynı bölgedeki balıkların daha fazla yumurtlayacağını öne süren Sarıca, "Nükleer santral deniz canlılarına zarar vermiyor. Hatta bulunduğu bölgede balığın daha fazla yumurtlamasını sağlıyor. Oradaki canlılar için konulmuş olan kuralı yerine getireceğiz. O bölgedeki endişelerin balıkçılar tarafından değil, başka niyetli arkadaşların getirdiği sorular olduğunu düşünüyoruz. 2 derecelik olan bir artış balık nüfusuna zarar vermeyecektir" dedi.