Sağlıklı bir erkeğin hayatı boyunca kalın bağırsak kanserine yakalanma riskinin yüzde 4.5, kadınlardaki riskin ise yüzde 3.2 olduğunu belirten Prof. Dr. Özyılkan, erken tanının hayat kurtardığını vurguladı. Prof.Dr. Özyılkan, "Kalın bağırsak kanseri her yaşta görünmesine karşın hastaların yüzde 90'ından fazlası 40 ve üzeri yaşlardadır. Bu yaştan sonra risk her 10 yılda bir 2 kat artar. Erken dönemde fark edilen kalın bağırsak kanserine, şifa bulunuyor. Bu nedenle, özellikle ailesinde bu hastalığa yakalanan birileri olan veya şüphe taşıyan varsa mutlaka uzman kontrolünden geçmeli" dedi.

Türkiye'de erkeklerde en çok akciğer, prostat, mesane, kalın bağırsak ve mide kanserleri, kadınlar da ise meme, kalın bağırsak, troid, uterus korpusu (rahim-döl yatağı) ve akciğer kanserlerinin görüldüğünü aktaran Prof. Dr. Özyılkan, "Kalıtsal yatkınlığın yanı sıra, hareketsiz yaşam alışkanlıkları, şişmanlık, kırmızı et ağırlıklı beslenme ve yanlış pişirme yöntemleri kalın bağırsak kanserinin oluşumunda etkili oluyor. Kalsiyum ve D vitamini almak, Akdeniz usulü beslenmek ve lifli gıdalar tüketmek kanser oluşumunu engellemede etkili oluyor" diye konuştu.

'ERKEKLERDE 4, KADINLARDA 2'İNCİ SIRADA'

Kalın bağırsak kanserinin 'tedavi edilebilir' bir hastalık olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Özgür Özyılkan, şunları söyledi:

"Tuvalet alışkanlıklarında değişiklik, kabızlık veya ishal durumu, dışkının kanlı olması, gaz sancısı, aşırı zayıflama ve kansızlık belirtileri dikkate alınmalıdır. Bu belirtilerin görülmesi halinde uzman doktora görünmekte yarar var. Kalın bağırsak kanseri, erkeklerde en çok görülen kanser türlerinin arasında 4'üncü, kadınlar da ise 2'nci sırada bulunuyor. Önlenebilen ve tedavi edilebilen bir hastalık olan kalın bağırsak kanserine, erken dönemde tanı konulması ve tedaviyle kesin şifa bulunuyor. Bu hastalığa yakalanmamak için fiziksel egzersiz yapılmalı, aşırı kilolardan kurtulmalı, sigara içilmemeli. Aşırı alkolden kaçınılmalı. Sağlıklı beslenilmeye özen gösterilmelidir."