Tunceli'nin Hozat İlçesi'ne bağlı Sarıtaş Jandarma Karakolu'nda askerlik görevini yaparken 2009 yılında intihar ettiği iddia edilen er Murat Oktay Can'ın babası Oktay Can, oğlunun intihar etmediğini, komutanı tarafından öldürüldüğünü öne sürerek konunun araştırılması için suç duyurusunda bulundu. Şiyaket üzerine Danıştay 1'nci Dairesi, askerin ölümü ile ilgili, otopsi raporunu düzenleyen 3 doktor ve 1 teknisyen hakkında soruşturma açılması için Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı yazdı. Bunun üzerine Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı da otopsiyi yapan ve raporunu hazırlayan Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tokdemir ile birlikte 3'ü doktor, 1'i teknisyen 4 görevli hakkında soruşturma başlattı.

'İNTİHARDIR' DEMEDİK

Hakkında soruşturma açılan Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tokdemir, iddaların yersiz olduğunu savunarak, otopsilerde ölüm nedenlerinin araştırıldığını, kişinin cinayet veya intihar şeklinde öldüğüyle ilgili herhangi bir bilgi verilmediğini söyledi. Er Can'ın otopsi raporunda da aynı uygulama yapıldığını belirten Prof. Dr. Tokdemir şöyle konuştu:

"Otopsisini yaptık. Bize bildirilen askerliğini yaptığı sırada kendi silahıyla kendisini vurduğuydu. Biz de yapmış olduğumuz otopside kişinin uzun namlulu silahla bitişik atış mesafesinden kafa ve yüz bölgesine isabet eden yaralanma sonucunda meydana gelen, kafa kemiklerinde kırık, beyin zarları arasında kanama ve beyin dokusu kaybı nedeniyle öldüğünü tespit ettik. Burada bizim hakkımızda suç isnat edilen konu, 'kişinin intihar etmediği, başkası tarafından vurulduğu, dolayısıyla bu askerlik görevini de ifa ettiği için şehit sayılması gerektiği' şekilde bir iddiayla aile öne çıktı. Sanki olay sonrası bu olayın 'bir intihardır' diye görüş bildirdiğimiz kanısına varılarak, bizim hakkımızda suç duyurusunda bulunulmuş."

'NEDEN ÖLDÜĞÜNÜ AÇIKLADIK'

Otopsi yaptıkları sırada ölüm nedenini açıkladıklarını, kişinin intiharmı veya kaza sonucu mu öldüğünü bildirmediklerine dikkat çeken Prof. Dr. Tokdemir açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Oysa biz otopsi yaparken neden öldüğünü açıkladık, kişi intihar mı etti, yoksa kaza sonucu mu öldü, veya bir cinayet sonucu mu öldürüldüğünü bildirmeyiz. Bu ancak olay yerindeki görgü tanıklarının ifadesi, olay yerindeki delillerin toplanması, toplanan deliler üzerinde ileri incelemenin yapılması ve otopsi raporuyla birlikte verilen hukuki bir karardır. Yoksa yapılan otopsi ile kişinin şehit olup olmadığı veya intihar edip etmediği konusunda herhangi bir bilgi, herhangi bir görüş, bir yargı öne sürmemiz söz konusu değil. Yaptığımız otopsimizin her anını kayda alırız. Yüksek çözünürlülükteki fotoğraf makinelerimiz ve kameralarımızla otopsinin her evresini kayda almak zorundayız kanunen."

'MANTIKLI OLMAYAN İDDİALAR'

Ailenin, soruşturmaya neden olan iddaalarını da yanıtlayan Prof. Dr. Tokdemir, şunları söyledi:

"Ailenin bir de şöyle bir iddiası olmuş 'Estetik ameliyat yapıp yarayı kapattılar' diye. Tabi onların acıları çok büyük, onları da anlayışla karşılıyoruz. Vatandaş bu konuları bilmiyor, ciğeri yanmış bir takım mantıklı olmayan iddialarda bulunuyorlar. Biz Otopsi yaptıktan sonra cesede olan saygımızdan dolayı onun kopan bacağını, parçalanan yüzünü, dağılan kafasını toparlıyoruz. Çünkü biz ailesine teslim ettiğimiz zaman bir insan süliyetinde teslim etmek isteriz. Bu vakada da öyle yaptık. Bir de asker olmasından dolayı bizi daha özene sürükledi. Şahsın kafa kemiklerinde kırık, beyin zarları arasında kanama ve beyin dokusu kaybı nedeniyle öldüğünü tespit ettik. Dolayısıyla ailenin bizden şikayetçi olması çok da anlaşılır bir şey değil."



ŞG(GG/COŞ)