Serpil KIRKESER-İdris TİFTIKCI/ İSTANBUL, ERGENEKON Davası'na bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ni reddettiklerini açıklayan Avukat Ahmet Çörtoğlu, mahkeme tarafından savunma hakkının kısıtlandığını belirterek, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'i göreve çağırdı.


Ergenekon Davası'nda tutuklu olarak yargılanan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer ve CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın avukatı Dilek Helvacı'nın da aralarında bulunduğu 17 avukat, davanın geldiği aşamaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.


Taksim Point Otel'de düzenlenen basın toplantısında 13 sanığı savunan 17 avukat adına ortak açıklamasını okuyan Avukat Ahmet Çörtoğlu, 5 yıldır süren Ergenekon Davası'nda savunma delilleri toplanmadan, biranda esas hakkındaki mütalaa aşamasına gelindiğini söyledi. Çörtoğlu, "Silivri’ye özgü bu yargılamada, soruşturma aşamasından bugüne kadar Anayasa, AİHS ve Ceza Muhakemesi Kanunu'ndaki emredici düzenlemeler adeta yok sayılarak, adil yargılanma hakkını açıkça ihlal eden, savunma hakkını sınırlayan ve yasadışı delillerin toplanmasına ve kullanılmasına imkan veren hukuk dışı pek çok uygulamaya maalesef hepimiz şahit olduk" dedi.


Davada PKK'nın eski yöneticilerinden Şemdin Sakık'ın dinlenilmesini eleştiren Çörtoğlu, dinlenen Gizli Tanık Emek'in PKK Marmara Bölge sorumlusu olduğunu belirterek, Gizli Tanık 9’un ise öz kardeşini öldürmek ve yeğenini para karşılığı pazarlamak gibi son derece ağır ve yüz kızartıcı suçlardan hükümlü olduğunu vurguladı. Davada bu tanıkların dinlenmesinin Ergenekon Davası'nın inandırıcılığını gün geçtikçe yitirmesine neden olduğunu belirten Avukat Çörtoğlu, mahkemenin alelacele bir karara verme telaşı içine girdiğini ifade etti.


"MAKUL SÜREDE YARGILANMAK SANIĞIN EN DOĞAL HAKKIDIR"


"Makul sürede yargılanmak sanığın en doğal hakkıdır" diyen Çörtoğlu, şöyle konuştu:


"Ancak, bu hakkın kullanılabilmesi için öncelikle gerçek bir ceza yargılamasının yapılması gerekir. Oysa ki Silivri’de mahkeme, daha önce dinlenilmesine karar verdiği aralarında Şenkal Atasagun ve Şamil Tayyar'ın da bulunduğu yaklaşık 10 tanığın dahi dinlenmesinden bir anda vazgeçmiş, dosyadaki yasadışı delilleri çıkartmadan, bugüne kadar dinlenen 153 tanık ve birleşen 21 dava dosyasındaki 120 milyona yakın belgeye karşı savunma tarafını 15 dakika ile sınırlı sürede beyanda bulunmaya zorlamış ve ilgili makamlara yazdığı müzekkerelerin yanıtını bile bekleyemeden, dosyayı alelacele iddia makamına tevdi etmek zorunda kalmıştır. Mahkeme bu tutumu ile Silivri’de şeklen bir yargılama yapılıyormuş görüntüsü vermesine rağmen, gerçekte önceden sipariş edilmiş peşinen verilmiş bir hükmü biran önce kamuoyuna açıklama gayretine giriştiği izlenimi yaratmaktadır. Mahkemeyi bu derece telaşa düşüren bir diğer durumun ise, uluslararası camiada, önceleri 'Askeri darbeye karşı Türkiye’deki bir hukuk mücadelesi gibi gösterilen bu davanın, günümüzde artık siyasi bir dava olduğunun anlaşılarak Avrupa Yargıçlar Birliği’nden de , Türkiye’ye hükümetin, yargıya müdahalelerini eleştiren sert uyarılarda bulunmasından kaynaklandığı kanaatindeyiz."


"ÖRGÜTÜN VARLIĞINA DAİR SOMUT HİÇBİR DELİL ELDE EDİLEMEMİŞTİR"


500 duruşma yapıldığını söyleyen Ahmet Çörtoğlu, "Gelinen aşama itibarıyla halen daha ne bu örgütün varlığına, ne de müvekkillerimizin varlığı ileri sürülen örgütle irtibatlarının bulunduğuna dair her türlü şüpheden uzak, objektif bir gözlemciyi ikna etmeye yeterli somut hiçbir delil elde edilmemiştir. 288 sanık hakkında 120 milyon adet belgenin 15 günde incelenerek, hazırlanacak esas hakkında mütalaanın da, hukuksal hiçbir dayanağı bulunmayan iddianamedeki soyut iddiaların tekrarı niteliğinde olacağı açıktır" diye konuştu.


"ADALET BAKANI VE HSYK BAŞKANIN GÖREVE DAVET EDİYORUZ"


Suçsuzluğuna inandıkları müvekkillerinin kutsal savunma hakkını sonuna kadar kullanacaklarının altını çizen Avukat Ahmet Çörtoğlu, şöyle devam etti:


"Hukuksuzluğa karşı her zaman hukukla, adaletsizliğe karşı adaletle, her türlü baskıya karşı korkmadan, yılmadan hukuksal mücadelemize devam edeceğimizi kamuoyuna duyuruyoruz. Bu kapsamda ilk olarak son uygulamaları ile tarafsızlığını tamamen yitirdikleri bir kez daha gözler önüne serilen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyetini reddediyoruz. Bu çerçevede, Anayasayı, AİHS’ni ve CMK’ndaki emredici düzenlemeleri hiçe sayarak, keyfi muamele ile müvekkillerimizi hürriyetinden mahrum eden ve savunmayı sadece kısıtlamakla kalmayıp, baskı ile sindirmeye çalışarak, aynı zamanda kamu görevi niteliğindeki avukatlık görevimizi layıkıyla yerine getirmemizi engelleyen hakimler hakkında derhal yasal işlem başlatılması için Adalet Bakanı'nı ve HSYK Başkanı'nı göreve davet ediyoruz."


Avukat Çörtoğlu sorular üzerine, istifa etmeyi düşünmediğini, müvekkilini savunmaya devam edeceğini ifade etti. Emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün kızı ve aynı zamanda avukatı olan Zeynep Küçük ise mahkeme heyetinin takviminin belli olduğunu savunarak, "Mahkeme heyeti için savunma hakkını kısıtlamak son derece doğal onu gördük" dedi. Yargılama aşamasında ciddi savunma kısıtlamalara gidileceğini savunan Avukat Küçük savunma hakkının kısıtlanmadan, davanın makul sürede tamamlanmasını istediklerinin altını çizdi.


"BİZE MÜMKÜNSE KONUŞMAYIN DENİLİYOR"


Tutuklu sanıklardan emekli Albay Dursun Çiçek'in kızı Avukat İrem Çiçek de delillerin değerlendirmesi aşamasında avukatlara ve sanıklara 15 dakikalık süre verilmesine itiraz ettiklerini, ancak mahkemenin bu itirazı reddettiğini belirterek, "Bize 'Siz savunma yapmayım mümkünse de konuşmayın' deniliyor. Soruşturma aşamasında bilirkişi raporları alındı ancak kovuşturma aşamasında çok talepte bulunmamaza rağmen bilirkişi raporu alınmadı. Bu çekincenin sebebi nedir? Bize bu kötülükleri yapanların ortaya çıkarılmasını mahkeme istemiyor. Süratle karara doğru gidiliyor. Gelecek adına üzülüyorum" ifadelerini kullandı.


Söz alan diğer avukatlar da savunma tanıklarının ve bazı kamu tanıklarının dinlenmediğini, bazı delilleri henüz kendilerine verilmediğini ve savunmanın kısıtılandığını dile getirdiler.


İLKER BAŞBUĞ'UN AVUKATI: ŞİRİN ÜNAL DIŞINDAKİ TANIKLARIMIZ DİNLENMEDİ


Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgenral İlker Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer de, "Özellikle kamuoyunda bu davaya ilişkin çok ciddi ilgi kaybının ve buradaki yargılamaya ilişkin haksızlıklar yapıldığına dair bir kanaat oluşması ki buna biliyorsunuz gizli tanık olarak bölücü terör örgütünün üst düzeyinde görev yapmış, hüküm giymiş kişilerin, başka kişilerin dinlenmesiyle bu davaya karşı olan kamuoyunda bir bakış oldu. Bu nedenle yargılamanın alelacele bitirilmesi isteniyor gibi amaç güdüldüğünü düşünüyorum. Bu nedenle de dosya biran önce esas hakkında mütalaa için savcının talebi üzerine savcılılığa teslim" dedi.


Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da aralarında bulunduğu 11 kişinin tanık olarak dinlenmesi için mahkemeye dilekçe sunduklarını belirten Avukat Sezer, "Bu kişilerden sadece Şirin Ünal tanık olarak dinlendi. Bunun haricinde aralarında eski kuvvet komutanlarının da bulunduğu bazı bakanların, başbakanımızın ve cumhurbaşkanımızın da bulunduğu tanıklarımızın hiçbirisi dinlenmediği gibi dinlenip dinlenmeyeceğine dair mahkeme bir karar alıp bunu tarafımıza hala şuanda bile bildirmiş değil. Eğer mahkeme ben sizin tanıklarınızı dinlemeyeceğim, deseydi ben oraya gelebilecek savunma tanıklarımızı hazır ettiğim takdirde kanun gereği onları dinlemek zorundaydılar. Bu haktan da mahrum kalmış vaziyetteyiz şu anda."


SK (MK) (FOTOĞRAF)