Geçtiğimiz günlerde 5 hafta Türkiye'de bulundum. Kısa da olsa Türkiye gerçekliğini gözlemlemeye çalıştım. Silivri'den, Gezi Parkı'na, 20.yılında Sivas katliamını Ankara'dan anmadan, İzmir Konak'taki protesto gösterilerine kadar bir çok etkinliğin  içersinde  birebir bulundum.

Olayları sizler için objektif gözle değerlendirmeye çalışacağım. Türkiye'de sıcak gelişmeleri içinde gözlem  yapmaya çalışırken zaman zaman sıkıntılı anlar da yaşadım. Biber gazından  ben de nasibimi  aldım. Sağımda, solumda plastik mermiler uçuştu. Tüm bunları yaşarken, zor şartlar altında gazetecilik görevlerini yapmaya çalışan arkadaşlarımın durumunu daha iyi anladım ve onları gerçekten özveri ve fedakarlıklarından dolayı kutluyorum.

 

İktidar Nereye???

 

Türkiye gerek iç politikada, gerekse de dış politikada hassas bir süreçten geçiyor. Ortadoğu kaynayan bir kazan konumunda. Bizleri çevreleyen Suriye, Mısır, Irak, İran’da yaşanan olaylar dur durak bilmiyor. Ayrıca iç politikada çözüm bekleyen, adına ne denilirse kürt sorunu. Diğer yandan, üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen,  yüreklerimizde hala kanayan bir yara olarak dinmeyen, 2 Temmuz Sivas olaylarının üzerinde kalkmayan sis perdesi ve Alevi kimliğinin tanınması realitesi.

Bu ara Gezi Parkı'yla başlayan olaylar zinciri ve Silivri davasında verilen cezalar… Türkiye'de zengin ve fakir arasındaki fark, korkunç bir şekilde  uç noktada uçuruma dönüşmüş. Toplumun son dönemde yaşanan olaylardan dolayı  kutuplaşmaları bizlere, Türkiye nereye, İktidar nereye??? gidiyor sorusunu  haklı olarak sordurtmakta.

 

Çözüm Demokrasi ve Demokratikleşmeden Geçer!!!

 

İç ve dış politikada yaşananlardan dolayı toplum öfkeyle kutuplaşmakta…Böylesine tarihsel çapta kritik bir dönemde,  iktidardaki AKP hükümeti ise tansiyonu düşüreceğine, olayların üzerine daha sert ve baskıyla gitmekte, olayları çözümsüzleştirmekte ve krizi daha da derinleştirmektedir. Özellikle Başbakanın üslubu daha öfkeli ve kindar bir yapıya dönüşmektedir. Türkiye baskı, korku  ve şiddetin kol gezdiği bir ülke haline hızla dönüşmekte. Türkiye'ye seyahate gidenlerin sayısında önemli bir düşüş gözlenmektedir.

 

Bu Fotoğraf Bize Hiç Yakışmıyor…

 

Türkiye'de bir süredir  yaşanan olumsuz tabloyu,  Almanya'da  uzun süredir yaşayan bir Türkiyeli olarak, Avrupalılara anlatmakta, izah etmekte güçlük çekmekteyim.


Türkiye adete baskı, korku devleti görüntüsüne dönüşmüş durumda..Hukuk ve Adalet kavramları Türkiye'de ayaklar altına alınmak istenmekte. Türkiye'nin aydınlık yüzü gençlerimiz demokratik haklarını kullanıp tepkilerini dile getirdikleri için, baskıya, şiddete gözaltılara, hatta ölümlere varan uygulamalara maruz kalmaktalar.


Sonuç olarak;
Tek kelimeyle Türkiye ve halkımız bunları hak etmiyor.  Bizlere farklı bir Türkiye görüntüsü yaşatanlara halkımızın gerekli cevabı, demokratik yollardan vereceğine inanıyorum..

Güneşi balçıkla sıvamak mümkün değildir…

 

Savaşa karşı barışın, Hoşgörüsüzlüğe karşı, sevginin ve dostluğun, baskıya ve zulme karşın, iyinin, doğrunun ve güzelliğin  yeşertileceği günlerin özlemiyle; dostlukla sevgiyle kalın…